A. Galip Doğan

A. Galip Doğan

Fitne ne Demektir?

Fitne ne Demektir?

Fitne: Altın gümüşü bir birinden ayırmak için yapılan işleme fitne denir. Yani, altını yabancı maddelerden ayırmak için yapılan işlem.

Fitne: İmtihan demektir.

Fitne: Bölücülük, bozgunculuk çarptırma, saptırma gibi anlama da gelir.

Fitne - İmam-ı Birgivi’ye göre meşru bir faydası olmaksızın ıstıraba, bela ve musibetlere sebep olan olaylara fitne denir.

“Kalplerinde eğrilik bulunanlar sırf fitne aramak için Kur’an’ın müşabih ayetlerine tabi olurlar” (Ali İmran 7)

Fitne: Saptırma anlamındadır. Yukarıdaki ayet bunun delilidir.

Fitne: İmtihan anlamındadır. “Biz onların bağrışını bağrışıyla imtihan ederiz.”

Fitne: İşkence yaptırmak, yapmak anlamına da gelir. “Rabbim işkence edildikten sonra hicret edip, sonra cihad edip sabır edenlerin lehinedir” (Nah suresi 10)

Fitne: Fenalık yapmak, tuzak kurmak demektir. “Kâfirlerin size fenalık yapmasından korkmayınız” (Nisa 101)

TEŞKİLAT ADINA FİTNE

Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, insanlar öyle bir devir yaşayacak ki, katil niçin öldürdüğünü, ölen de niçin öldürüldüğünü bilmeyecek” Ashab-ı Kiram; bu nasıl ola bilir ya Rasulallah, diye sordular. Efendimiz (s.a.s) şöyle cevap veriyor: “Bu herçtir (fitnedir)” Buna bulaştıktan sonra ölen de, öldüren de ateştedir. Herç insanların bir birini kırdığı andır.

Fitne emniyet ve güven duygularını kaldırmak anlamındadır. Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Öyle bir zaman gelecek ki, emin, güvenilir insanlar hain, güvenilmeyen sahtekâr insanlar da baş tacı edilecek. O gün Salih kimselerle facir kimseler aynı muameleyi görecek. Bir birinden ayırt edilmeyecek” (İbni kesir, fitne).

Efendimize Herç nedir diye tekrar sorarlar. Herç insanların bir birine girdiği, kırdığı devirdir. Bu herç ne zaman gelir ya Rasulallah? Efendimiz buyuruyor: “Bir kişinin kardeşine, arkadaşına bile itimat etmediği, güvenmediği devirdir. Fitnenin girmediği ev kalmaz”

Fitneyi teşhis etmek: 1-fitne sebeplerini bulmak, 2-tedavi etmek. “Fitne adamı öldürmekten daha şiddetlidir, kötüdür” (Bakara 193). Hadis: “Fitne uyumaktadır, uyandırana lanet olsun” “Din, dünya işlerine alet edilince fitne olur” “Bizi fitneye düşürme diyenlerin kendileri fitneye düşmüşlerdir” (Tövbe 49) “Onların öyleleri var ki, bana izin ver beni fitneye düşürme der, bilesiniz ki, onlar zaten fitnenin içindedirler”

Deylemi: Fuhuş yaygınlaştıkça fitne çoğalır. Ayet: O fitneden sakının ki, o sadece kötülere dokunmakla kalmaz.

Hadis: “Ahir zamanda âlim geçinenlerin birçoğu fitne unsuru olurlar. Hafızlar, âlimler çoğalır, amma içlerinde hakiki âlim az bulunur”

Hadis Buhari: “Ahir zamanda âlimler ve ilim azalır, cahiller çoğalır, sabit ve yanlış fetva vererek doğru yoldan sapıttırırlar”

Örnek: Efendimiz (s.a.s) hicrette Medine’ye girişte fitne hazırlığı yaptılar. Fakire inerse zengini, zengine inerse fakiri kışkırtırız dediler. Fakat Cebrail (as) deveyi serbest bırak buyurdular.

Örnek: Hazreti Osman döneminde fitne: Ali bin Mervan, vahiy kâtibi. Ali İmran suresini Ali bin Mervan diye değiştirdi. Medine’den kovulan bu insanı Hz. Osman özel kalem müdürlüğüne getirdi. Fitne o zaman koptu, Hz. Osman’ı şehit ettiler.

Örnek: Hazreti Ayşe’ye yapılan iftira.

Örnek: Hazreti Ali ve Müaviye arasında fitne savaşı.

Örnek: Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi.

Örnek: Osmanlı’yı parçalayan masonların fitnesi.

Fitne 1402 yılında Çubuk Ovası’ndaki savaş, Fetret devri.

Hazreti Ayşe’ye yapılan iftira büyük fitne. Hicri beşinci yılında Beni Mustalik Gazvesi dönüşü. Hazreti Ayşe anlatılıyor: Ben devenin üzerinde örtülü olan Hevdec’te idim. Ordu bir yerde durdu. Beni de indirdiler. Ben ayak yoluna gittim. Biraz yürüdüm, gerdanlığım yoktu. Onu aradım, buldum. Döndüğümde ordu gitmişti. Ben devenin durduğu yerde oturdum. Beklerken uyumuştum. Saffan bin Muattal es Sülemi Erzekvan’ı ordunun arkasından gelirdi. Kalan gideni toplardı. Beni uyurken görmüş ve yanıma geldi. Beni devesine bindirdi. Benimle hiç konuşmadı, deveyi önden çekiyordu. Nihayet biz de orduya yetiştik. O zaman benim olmadığımın farkına vardılar. Fitnenin başı – dönme. Abdulla bin Selül iftirayı yaydı. Hazreti Ayşe için kötü kadın dedirtti. Hz. Ayşe hastalandı – direğin dibinde çok çile çekti.

 Hazreti Ayşe: Bir gün Mistah’ın anası ki, babamın halası oğluydu, ayak yoluna gittik. Dönüşte ayağı kaydı, düştü, ağzından şu söz çıktı “geberesice Mıstah” diye söyleniyordu. Hz. Ayşe: sordum neden böyle beddua ediyorsun? O da sen bilmiyorsun, sana iftira eden odur dedi.

Bu olayı duyunca şaşkına döndüm. Babama söyledim, babam ona yardım eder, beslerdi. Babam bir daha yardım etmeyeceğim diye yemin etti.

Hz. Ayşe’nin annesi Ümmü Rumman kızını teselli ediyordu. Hz. Ebu Bekir (ra) ben bir daha bu adama yardım etmem dedi. Bunun üzerine ayet indi. Ebu Bekir tövbe etti. Kefaret verdi, yine de yardıma devam etti.

Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Keşke bunu duyduklarında Müslüman erkekler Müslüman kadınlar kendi aralarında hüsnü zanda bulunarak bu apaçık bir iftiradır derselerdi. ( Nur Suresi)

Allah’ın bizi affetmesini dilerim. Mıstaha vereceğimden daha çok vereceğim”

Hazreti peygamber (s.a.s) konuyla ilgili olarak Hz. Ömer’e istişare etti. Hz. Ömer “vallahi ben onda iyilikten başka bir şey görmedim. İyilikten başka bir şey düşünemem” dedi. Sonra Peygamberimiz Hz. Ali’yi çağırttı. “Ya Ali, Hz. Ayşe hakkında ne düşünüyorsun? Hz. Ali de şöyle dedi: “Ya Rasulallah, Allah seni zorda, darda bırakmaz. Siz cariyenize sorun, o daha iyi bilir, hem ondan başka kadın mı yok? Başka bir kadın alabilirsin” bu söz bir gün gelir Cemel vakasına sebep olur.

Bu görüşmelerden sonra Allah’ın Rasulu mescide ashabını topladı ve şöyle dedi: “Ey ashabım, evime getiren bu fitneden Abdullah Ubeyd bin Seluldan beni kim kurtaracak” bunun üzerine Saad bin Muaz kureyzeden sonra vefat etmişti. Bunu söyleyen Usayd bin Huday “Vallahi ya Rasulallah, onu ben öldüreceğim. Evs kabilesindense hemen boynunu vururuz. Hazreçten ise emrini bekleriz. Sen ne dersen o olur” Bu söz üzerine evs ve hazreçliler bir birine girdi. Rasulallah minberdeydi. İndi ve ortalığı yatıştırdı. Allah (cc) Yusuf suresi 18. ayette şöyle buyuruyor: “Sabır ne güzeldir. Sizin söylediklerinize karşı ancak Allah’a sığınılır” Konuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Bu iftirayı ortaya atanlar için bir günahtır. Bu olayı kendiniz için şer zannetmeyin. O sizin için hayırlıdır”

Onlardan her birileri için kazandığı oranda günah vardır. İçlerinden elebaşılık yapanlar için daha büyük günah vardır, bir azap vardır.

“İman edenler arasında kötülüğü yaymak isteyenler için ne büyük azap vardır”

“Ey iman edenler, şeytanın adamlarına uymayınız. Şeytanın adamlarına uyanlar Fuhşu ve kötülüğü emrederler”

Fitne devlet başkanları çapında da olur. İbni Abbas (ra) İslam’da 2, çeşit siyaset vardır: a- siyaset-i zalime, b- siyaset-i alime.

ZALİM SİYASETÇİLER

Dünya tarihi boyunca fitneci, zalim siyasetçiler gelmiştir, halkına zülüm etmiştir. Ama zulümle hiçbir zaman abad olunmaz. Zülüm ile abad olanlar, kahır ile berbat olurlar.

Örnek: Hazreti İbrahim döneminde Nemrut vardı. Bir gün hak gelince batıl zail oldu. Hz. İbrahim galip oldu. Amma Firavun bir sivrisinekle berbat oldu.

Örnek: Hazreti Musa döneminde firavunlar vardı. Bir gün geldi 800 bin kişilik firavun ordusu kızıl denizde gark oldu, berbat oldu. Musa (as) ve inananlar galip oldu, kurtuldu.

Yakın tarihte, Musolini, Hitler, Lenin, Stalin geldi. Hepsi berbat oldular. Bu devrin firavunları da bir gün yok olmaya, berbat olmaya mahkûmdurlar. Rusya’nın parçalandığı gibi, ABD de parça-parça olacaktır. Mazlumları sömürerek, mazlumların ahini alarak ayakta kalınmaz.

Kur’an-ı Kerim zalimleri şöyle ifade ediyor: “İnsanlardan öyleleri vardır ki, onların güzel sözleri (demokrasi, insan hakları, laiklik ve sair gibi) senin hoşuna gider, hatta dünya için Allah’ı da şahit tutarlar. Hâlbuki en büyük hasım onlardır (kalplerinde kin, intikam, nefret vardır)” (Bakara 204)

Günümüzdeki demokrasi, havarilerinin sözleri bizleri aldattı. ABD Irak’a girerken Saddam zalimi hedef alarak girdi. Binlerce masum, insanlar öldü. Huzur geldi mi? Hayır, daha çok kargaşa, kavga doğdu.

Bakara 203. ayette şöyle buyuruyor: “Onları gerisin geriye döndürdü”

Günümüzde onları süper güç yaptığımızda 1 – yeryüzünde fitne çıkarırlar, ifsat eder, insanları bir birine düşürürler. 2- sizin ekonominizi bozarlar. (para değerinizi alt üst ederler) 3- sizin neslinizi bozarlar. (fuhşu yaygınlaştırır, içki ve kumarı yaygınlaştırırlar) Allah müfsitleri sevmez.

Birleşmiş Milletlerin bu günkü tutumu, insan hakları beyannamelerde kaldı. İşte Suriye, işte Gazze, işte Mısır, zalim siyasetçiler.

SİYASET-İ ÂLİME

Adil idareciler, adil siyasetçiler. İnsan ayırımı yapmadan adil davranan liderler.

Hac suresi 40. ayette şöyle buyuruyor: “Onları (Müslümanları) idareci (süper güç) yaptığımızda onlar namazlarını kılarlar (kıldırırlar). Zekât verir, verdirirler, iyiliği emreder, kötülükten menederler, dönüş Allah’adır”

Kur’an inanmış liderlerin iş başına geldiklerinde nasıl davranacaklarının planlarını veriyor. Buna siyaseti Adile denir. Fitne çıkarmazlar, bilhassa fitneyi bastırır ve yok ederler. Bu gün fitnenin kalbi İsrail’dir, Başı ABD, kolları İngiltere, Fransa vs. Avrupa ülkeleridir. Allah Müslümanları uyandırsın inşallah.

Selam ve Dualar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
A. Galip Doğan Arşivi