S.1- Hocam! Kazaya kalan namazların kaza edilebilmesi için bir vakit var mıdır? Açıklar mısınız?

C.1- Kaza namazlarını kılmak için belli bir vakit yoktur. Kerahet vakti dışında her zaman kaza namazı kılınır. Bir cetvel yaparsanız önden kalan kaza namazı veya sondan başlarsınız kazaya kalan namazlarınızı kaza edersiniz. Bir gün kaza namazı kılmaya niyet edesiniz 5 vakit için bir ezan okursunuz, amma erkekler için her vaktin kazasını kılacağınızda kamet getirirsiniz. Çünkü kamet getirmek sünnettir.

S.2- Hocam! Biz yurtta kalan erkek öğrencileriz. Pazar günü sabah namazına kalkamadık. Saat 10 sularında sabah namazının sünnetini kıldık. Cemaatle farzı da kıldık. İmam olan arkadaşımız Fatiha ve sureyi açıktan okudu, doğru mudur? Açıklar mısınız?

C.2- Siz o gün kazaya kalan namazları teker teker kılsaydınız gizli okumanız icap ederdi. Cemaatle kılındığında imam olan Fatiha ve sureleri açıktan okur çünkü kazaya kalan o günkü sabah namazının farzını kılıyorsunuz. Eda değil kaza niyeti ile kılınacaktır. (Ö.N. Bilmen – Büyük İslam İlmihali 141/10)

S.3- Hocam! Biz camide oturup namaz vaktini bekliyoruz. Bazı arkadaşlar camiye girince selam veriyorlar. Bu doğru mudur? Açıklar mısınız?

C.3- Şayet camide vaaz edilmiyorsa dinî bir konu okunmuyorsa o esnada namaz da kılınmıyorsa o takdirde dışarıdan gelen adam selam verebilir, selam vermesinin bir sakıncası yoktur. Amma namaz kılınıyorsa, vaaz ediliyorsa, Cuma hutbesi okunuyorsa selam verilmez.

Esma Binti Yezid’ten şöyle rivayet vardır: “Peygamber Efendimiz mescitte kadınların yanından geçerken selam verdi, amma namaz kılınmıyordu.”

S.4- Hocam! Cuma namazında hutbe okunurken bazı arkadaşlar telefonla mesaj yazıyor, telefona cevap veriyor. Bu doğru mudur? Açıklar mısınız?

C.4- Cuma Namazı bir cihat namazıdır. Hatip hutbe okurken konuşulmaz, telefonla yazı yazılmaz, yanında biri konuşursa sen ona sus bile diyemezsin. Namazda konuşulursa namazın bozulacağı gibi hutbe okunurken sus dahi denmez. Çünkü namaz kılıyorsunuz, hatta hatip minberde dua ederken sesli âmin denmez, gizli âmin denir. Amma cumalarda hocalar dua ederken cemaat sesli âmin diyor. Bu doğru değildir.

Hanefi Mezhebine göre; Gizli amin denir. Açıktan sesli söylemek caiz değildir.

S.5- Hocam! Mekke ve Medine’de Cuma günleri vakit gelmeden ezan okunuyor. 20-25 dakika kala ezan okuyorlar. Kerahet vakti namaz kılmak caiz midir? Ne yapmam lazım Açıklar mısınız?

C.5- Mekke veya Medine’de bir iki sene öncesine kadar birinci ezan tam öğle vaktinde okunurdu. Yeni bir kararla erken okuyorlar. Bizdeki Sala gibi okunuyor.

Hanefi Mezhebinde; vakit girmeden ezan okumak ve kerahet vaktinde namaz kılmak tahrimen mekruhtur.

Vakit girince ilk sünnetini kılarsınız, şayet vakti bilemezseniz Cuma Namazından sonra son sünnetten önce ilk sünneti kılarsınız. Sonra son sünnet kılınır. 2 rekât vaktin son sünnetini de kılarsınız.

S.6- Hocam! Cuma günleri neden iki ezan okunuyor? Bir ulusal kanalda Peygamberimiz (S.A.V)’in sağlığında tek ezan vardı. Oda hutbe esnasında okunurdu, bu bidattir diyorlar. Hocam siz ne dersiniz? Açıklar mısınız?

C.6- Doğrudur. Peygamberimiz (S.A.V)’in sağlığında tek ezan okunuyordu. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer’in halifeliği döneminde de tek ezan okunuyordu. Hz. Osman’ın halifeliği döneminde ise Müslümanlar çoğaldı. Ashapla istişare yaptı Müslümanlar namaza hazırlansınlar diye dış ezanı okuttu. O gündür bu gündür tüm dünya Cuma Ezanı dışarda okunur, 2. Ezan hatip hutbeye çıkınca okunur. İslam Hukukunun ana kaynakları:

1- Kitap

2- Sünnet

3- İcmai Ümmet

4- Kıyası Fukaha

Mutlak müçtehit olan Hz. Osman (R.A)’ın içtihadıdır. Bidat değildir.

S.7- Hocam! Ulusal bir kanalda ölülere Kur’an okunmaz. Okunan Kur’an’ın ölülere faydası olmaz diyorlar. Ne dersiniz?

C.7- Hz. Ali (R.A)’dan rivayet edilen bir Hadisi Şerif’te Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Her kim kabirlerin yanından geçerde 11 defa İhlas-ı Şerif okuyup ölülere bağışlarsa ona ölüler sayısınca sevap verilir.”

Hz. Enes (R.A) rivayet ediyor. Sahabeden birisi Peygamberimiz (S.A.V)’e şöyle sordu: “Ya Rasülullah! Biz ölülerimizin adına hac yapıyoruz. Onlar adına sadaka veriyoruz. Onların ruhuna vasıl olur mu?” dedi. Peygamberimiz (S.A.V) şu cevabı verdi: “Evet o yapılanlar onların ruhuna vasıl olur. Onların ruhuna ulaşır. Sizden birinize bir tabak hediye edilse nasıl sevinirsiniz. Onlarda aynen öyle sevinirler.”

Şafii Mezhebine göre; Okunan Kur’an bağışlanan mevtaya sevap olarak aynen ulaşır.

Maliki Mezhebine göre; Ölülere okunan Kur’an ve verilen sadakanın sevabı aynen ulaşır.

Hanefi Mezhebine göre; Her kim ibadet yaparsa Kur’an olsun, sadaka, hac olsun, iyilik olsun onun sevabını vefat edene bağışlanırsa, sevabı aynen ona vasıl olur.

Ölüler adına yapılan hayır hasenatın, duanın, okunan Kur’an’ın sevabı ölülere aynen ulaşır.

Medine’de Peygamberimiz (S.A.V)’i ziyaret ederken, çiçek, çelenk mi götüreceğiz yoksa Salat-ü Selam, Kur’an mı okuyacağız. Bu ölüler düşmanları öldüklerinde vasiyet etsinler onların mezarında Kur’an okuyan olmasın İnşaallah!

S.8- Hocam! Biz üniversitede bazı öğrencilerle tartışıyoruz. Mürşidim bana içki iç dese ben içerim. Bana öl dese ölürüm. Bana domuz eti ye dese yerim. Dinden dön dese dönerim diyor. Bu sözler doğru mudur? Açıklamanızı bekliyoruz.

C.8- Bu söz ciddi bir sözdür. Şeyhi haram olan bir şeyi emrederse o müritte haramı işlerse günahkâr olur. Eğer haramı emrettiği için o da helal kabul ederse dinden çıkar. Benim şeyhim kafir ol dese olurum sözü küfür sözdür. Bu insanı dinden çıkarır. Bu konuları araştırmanızı isterim.

Kaynak: İmamı Azam- Fıkhül-Ekber s.453

S.9- Hocam! Bizim yörelerde Cuma Geceleri camilerde hocalar cemaatle birlikte nikâh tazeliyorlar. Bu nikah tazelemek doğru mudur? Nikah eskir mi? Açıklarsanız çok faydalı olacak.

C.9- Nikâh eskimez, bayatlamaz. Nikâh ya vardır ya da yoktur. Birkaç yönden analiz edelim:  

A- Nikâhta icap ve kabul şartı vardır. Kadınında orada bulunması veya vekâlet alınmışsa vekilinin de orada bulunması lazımdır. Hâlbuki camide yapılan merasimde bunların hiçbiri yok. Bu açıdan bu yapılan bidattir. Nikâhla alakası yoktur.

B- İki erkek şahidin bulunması lazım. Hâlbuki böyle bir şey de yok. Böyle nikâh olmaz. Bu iş cehaletin bir ürünüdür. İslam’da böyle bir şey olmaz.

Selam ve dua ile Allah (C.C)’a Emanet olunuz. 01 Mayıs 2018 Salı

Ali Galip DOĞAN/İrşad Vakfı Başkanı

İletişim: GSM.0. 505.772 15 93/[email protected]