Fıkhi Sorular ve Cevapları
S.1) Hocam; Ben ticaretle meşgulüm. Arsa alıyorum. Bunun zekâtı var mıdır? Nasıl vereceğiz? Açıklar mısınız?
C.1) Ticaretle uğraşan kimse, yatırım maksadıyla ilerde satacağım diye almışsa bunun zekâtı verilecektir. Çünkü bu arsa kâr amacıyla alınmıştır. Yatırım amaçlı değil de ev yapmak, dükkân yapmak amacıyla alınmış olsaydı bunun zekâtı verilmeyecekti. Tarla alınmışsa imar planı dışındaysa ona zekât düşmez. Ancak o tarlanın mahsulünden öşür verilir. İcara verilen tarlaya öşür yoktur. Kalkan mahsulün öşürü vardır. Kiralayan kimse öşür verir.
Galericilik yapan kimseler; ellerindeki araçların değeri üzerinden zekâtını verir. İhtiyacı için bindiği aracın zekâtı yoktur.
Evlerin de kiralarından alınan ücretin üzerinden 1 yıl geçince zekâtı verilecektir.
S.2) Hocam: Konya dışından arıyorum. Eceli müsemma ve Eceli kaza nedir? Bu değişir mi? Bu konuyu açıklar mısınız?
C.2) Eceli Müsemma: Levhi Mahfuzda yazılan, bazı şartla mukayyet olan ecele Eceli Müsemma; doğumdan ölüme kadar geçen zamandır.
Eceli Kaza: Doğum anından ölüme kadar geçen zamandır. Bazı olaylarda da trafik kazasından, yangından, depremden ölüm anına kadar geçen zamandır. Allah (CC) canlıya bir şekilde yazdığı yazıdır. Allah (CC); kulun iradesini hangi yolda kullanacağını İlmi Ezeli de bildiği için ömür bitiyor.
S.3) Hocam; Yaşlı bir annem var. Ruhlar gezer, Perşembe Günleri ruhlar evlere ziyarete gelirler der. Aslı nasıldır? Açıklar mısınız?
C.3) Evet bazı ruhlar vardır serbesttir ve gezerler. Bazı ruhlar gezerler bazı ruhlar da hapistirler. Serbest olan ruhlar da evleri gezerler.
Şayet ev ahalisi dinlerine özen gösteriyorlarsa, Ya Rabbi evladı iyalimi dininde sabit kıl diye dua eder. Şayet dinlerinde gevşeklik gösteriyorlarsa; Ya Rabbi bunlara hidayet nasip eyle diye dua eder.
S.4) Hocam; Torunlarıma zekât veremiyorum. Damadım da fakir ona zekât verebilir miyim? Cevabınızı bekliyorum.
C.4) Her ne kadar damadınız fakir ise de ona verilen zekât torunlarınıza da harcanacaktır. Evet, damada zekât verilebilir. Ancak bu sakıncalar da göz önünde tutmak gerekir. En iyisi torunlarınıza bağış vermek, onların ihtiyaçlarını gidermektir. Bu daha uygundur.
S.5) Hocam; Ben konfeksiyoncuyum. Zekât mevsimi geliyor. Zekât hesabı yapılırken, ticaret mallarının zekâtını alış fiyatından mı yoksa bugünkü fiyattan mı hesap edeceğiz? Açıklar mısınız?
C.5) Hanefi ve Şafii Mezheplerine göre; demirbaş eşyalar düşüldükten sonra mevcut mallar günün rayiç fiyatı üzerinden hesap edilir. Meşhur olan görüşte budur. Bu görüş Cumhur Ulemanın görüşüdür.
Adam halıcı, halı satar halının metre karesinin fiyatı ne ise onun üzerinden zekâtı verilir. Bir de şunu hatırlatalım; eskimiş tapon mallardan zekât verilmemelidir. Habil ile Kabil kıssasını hatırlatırız.
Allah (CC) Kuran-ı Keriminde Bakara Suresinin 267. Ayet-i Kerimesinde şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın temiz ve kıymetli tarafından zekâtını veriniz”
S.6) Hocam; Kahramanmaraş’tan arıyorum. Sizi sosyal medyadan takip ediyoruz. 10 yaşında bir yeğenim var. 8 yaşındayken babası ve annesi vefat etti. Babadan kalan malları ve 500.000.-TL paraları var. Bunların zekâtını verecek miyiz? Açıklar mısınız?
C.6) Biz cevaplarımızı Hanefi ve Şafii Mezheplerine göre veriyoruz.
Hanefi Mezhebinin görüşü; buluğ çağına ermeyen, akli dengesi bozuk olanlara namaz, oruç ve hac farz olmadığı için bunların mallarından zekât yoktur derler. Ancak tarlasından çıkan mahsulün öşürü verilecektir. Öşür vermek şarttır.
Şafii Mezhebinin görüşü; buluğ çağına ermemiş akıl sağlığı yerinde olmayanların malları varsa zekât miktarında ise onların varisleri malların zekâtını verecektir. Bunların adına o mallarla ilgilenen kimse malların zekâtını verecektir.
S.7) Hocam; Ben sarrafım. Bir arkadaş arsasını satmış, yüklü para almış, bana geldi. Bu parayı sana vereyim, ayda bana şu kadar para vereceksin, ben zara ve kâra karışmam, ben ayda o kadar parayı isterim der. Bu parayı verebilir miyim? Açıklar mısınız?
C.7) Hanefi Mezhebine göre: kâr ve zarara ortak olmadan mudarebe akdi fasittir. Bu verilecek para alana da verene de haramdır. O parayı verirken benim parayı al çalıştır, kâr ve zarara beni de ortak et derse bu caizdir helaldir.
Şafii Mezhebine göre: Kâr ve zarar sahibine aittir. Mudarip sadece belli bir miktar pay aldığı için haramdır.
S.8) Hocam; Biz bir şirket kurduk. Bu şirkete ben arabamı aylık kiraya verdim. Bana sen yanlış yapıyorsun, senin yaptığın helal olmaz dediler. Siz ne dersiniz?
C.8) Hanefi Mezhebine göre: her hangi bir şirketin ortağı olan birisi aracını aynı şirkete kiraya veremez. Çünkü o şirketin kâr ve zararına ortaktır. Kendi arabasını kendisine kiraya vermiş olur. Böyle verildiği takdirde o şirketten aracın kirasını alamaz.
Şafii Mezhebine göre: şirketin ortağı olan kimse aracını aynı şirkete kiraya verebilir.
S.9) Hocam; Konya dışından arıyorum. Düğün yapacağız. Kredi kartı ile altın alabilir miyiz? Sarrafta karta altını verecek. Bunu açıklar mısınız?
C.9) Altın, gümüş, yabancı paralar veresiye alınamaz caiz değildir. Din İşleri Yüksek Kurulu bu husustaki fetvasında veresiye altın veremez ve alamaz der.
Kredi kartı ile altın alış verişi de caiz değildir helal olmaz. Ancak şu şartla olur. Sarraf sizin kartınızı pos makinesine okuttuğunda anında sarrafın hesabına düşerse bu tür alış veriş caizdir der.
Din İşleri Yüksek Kurulu mal sahibi malı satın alanın kartını pos makinesine okutur ve malın karşılığı 25 gün sonra hesabına geçerse o zaman caiz olabilir der.
S.10) Hocam; Ulusal bir kanalda bir profesör hoca şöyle dedi; paranın değerini korumak için enflasyon karşısında parayı korumak için enflasyon oranı kadar fazla para alabilirsiniz dedi. Siz ne dersiniz?
C.10) Bu tip konularda yönü başka yöne olan din adamı diye geçinenlere dikkat edilmelidir. İttifakla paranın değerini korumak için enflasyon kaybına göre fazla para almak caiz değildir, aynen faiz gibidir. Televizyon haberlerinde İsrail ajanları yakalandı. Hataydı, yaşlı bir adam hoca kılığında camilerde vaaz ediyor şianın İranlıların kadınları size helaldir demiş, böylece zinaya teşvik etmiştir. Kesinlikle her hocanın fetvasına inanmayın.
Müslüman ümmetin, ekranlarda hoca kisvesindeki kimselerin İslam Dinindenmiş gibi ortaya atmış oldukları sapık fikirleri ortaya atarak Müslümanların aklını karıştırmaktır.
Müracaat etmemiz gereken yegâne kaynak; hükmü her zaman güncelliğini koruyan ve kıyamete kadar da koruyacak olan Allah (CC)’ın Kelamı Kur’an-ı Kerim’in Ayet-i Kerimeleridir. Ayrıca bu hükümleri bizlere tebliğ eden nasıl uygulanması gerektiğini biz ümmetine gösteren Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’in Hadis-i Şeriflerinde yer alan Ahkâm-ı İslamiyeye tabi olarak hareket etmemiz ve bu hükümleri hayatımıza tatbik etmektir.
Bizler ekranda söylenenleri tartışırken, Allah (CC) ve İslam düşmanları perde arkasından bizlerin aleyhinde oyun kurmakta ve bizleri hipnotize edilmiş uyuşuk bir yaşantı sürmeye mahkûm etmişlerdir.
Bu uyuşukluktan kurtulmak için Allah (CC)’ın kitabında Ali İmran Suresinin 107. Ayet-i Kerimesindeki: “Topluca Allah’ın ipine (Dinine) sımsıkı sarılın. Sakın ayrılıp parçalanmayın” hükmünde yer almaktadır. Vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.