Engelli ve şampiyon olmak (1)
Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonaları başta olmak üzere, tüm Dünya’da yapılan spor organizasyonlarında kürsiye çıkmayı başaran sporcuları düşündüğümüzde, dinamik yapısı ile güçlü kasları ve kondüsyonu olan adeta “insanüstü” meziyetlere sahip şampiyon sporcular aklımıza gelir… Bedensel ve işitme engelliler grubunda bulunduğu halde, engelli olmayan sporcuların mücadele ettiği bir çok şampiyonada altın, gümüş yada bronz madalyaları boynuna takmayı başaran nice sporculara zaman zaman hepimiz şahit olmuşuzdur…
İşte bu anlamda bir pehlivanın ermeydanına ayak bastığında adeta yeri titreten, sağlam yapılı, iri cüsseli insanlar ilk olarak akla gelirken, aslında benim gibi pehlivan olduğu halde gayet çelimsiz olmakla birlikte (acizane üç defa Türkiye Şampiyonu oldum...) üstüne üslük bastığında yeri titretecek derecede kuvvetli ayaklara sahip bulunmayan Dünya Şampiyonumuz Hüseyin Akbaş aklıma geldikçe, aslında güreşçi olamayan bir çok bedensel ve işitsel engelli sporcularımız başta olmak üzere, azim ve inanç gibi kriterleri yüreğinde taşıyan her gruptan insanın “pehlivan” ünvanını fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum;
Zamanın en iyi güreş takımına sahip olan Konya Ereğli Sümer Sporun güreşçisi olarak, bir ayağı sakat (engelli) olduğu halde, Dünya minderlerinde önüne gelen her güreşçinin sırtını yere getirerek, tüm Türkiye’ye büyük başarılar getiren merhum Hüseyin Akbaş’ı burada rahmetle anıyor ve ruhu şad olsun diyoruz….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.