Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Elveda Şehr-i Ramazan

Elveda Şehr-i Ramazan

Bir aydır misafir olup bizlere mübarek günleri bahşeden, günahtan arındırma, kardeşliği pekiştirme, yoksullarımıza yardım ve ibadetlerimizi çoğaltmayı ön süren Mübarek misafirimiz Çarşamba günü leyle-i kadr gecesi sonrası Pazar günü akşamı son iftar açımı ile vedalaşıyorr…

***

Ne mutlu onunla beraber ibadet ve diğer işlemlerini de tam ve kusursuz yapabilenlere.

Bu günleri bile bir istismar, siyasi ortam içinde olanları görmezden gelip asıl gereğini yapan yoksullara aleniyet reklam dışında yardım ve iftar yemeği verenler…

Yüce Yaradan’ın indinde elbet mükâfatını göreceklerdir.

***

Evet, ellili yıllara kadar asıl ismi olanı değil de laiklik düşüncesi neticesi mi nedense?  

Resmî ismi “Şeker Bayramı” olarak kutladığımız Mübarek “Ramazan Bayramı” Pazartesi günü misafirimiz olacak

O günü karşılamak için nostalji olan pek çok şey unutuldu tarihe karışmış oldu.

Daha Ramazan başlangıcında başlayan elbise, ayakkabı yaptırma siparişlerini bayrama yetiştirebilmek için sabahlara kadar çalışan elbise ve ayakkabı yapanlarımız kalmadı.

Çünkü istediğiniz model elbise ve ayakkabıyı arife gününde bile alabilir olduk.

***

O zamanlar bilhassa çocuklar neşe ve sevinç içinde beklemeleri olurdu.  

Zamanın günler süren bu güzel neşesini bu günün çocukları sadece alım günü neşe içinde olmuş oluyorlar.

***

Ya bayram yemekleri, börek ve tatlılar?

Birbirlerine yardım eden elleri öpülesi ana, bacı ve hanımlarımızın yufkaları açarak, kıvrım, su böreği yanında çeşitli şekil baklava ve sacarası hazırlamaları…

Köylere olabiliyordur belki.. Şimdi börek ve baklavacılara tepsiyi verin, arife günü alarak afiyetle yiyin…

Bayram ziyaretine gelecekler için şeker, lokum harici bilhassa çocuklara verilen güzel bir mendile bağlanmış zamanın Gümüş paralarının endamını göremezsiniz.

Bunun karşılığı sadece doğrudan verişler yer almış durumda. Diyeceksiniz ki ne fark var? Bunu yaşamış olan bilebilir.

***

Yakın yıllarda çoğalan, bayramı bir tatil olarak kutlayanlar gibi düşünmeyip başka şehre gitmeyi bırakın…

Kapısının kapanmasını iyi görmez evinde geçirirlerdi.

Büyük küçük hiç olmazsa senede bir gün birbirlerini ziyaret etmiş dualarını almış, kardeşlik kaynaşmasını ilerletmiş olmayı uygun görürlerdi.

Ne güzel bir kaynaşma yanında, komşunun halini bilebilmesi bakımından.

Apartmanların yükselmesi ile çoğunlukla unutulan, “Toplu komşu bayramlaşması” bilmem kenar mahalle ve köylerde oluyor mu?

Ne güzel bir kaynaşma yanında, komşunun halini bilebilmesi bakımından da olurdu ziyaretler.

Bayram sabahı yemek sonu mahalle sakinlerinden babalar, kemale ermiş oğullar o mahallenin en başta olan hanesinde toplanırlar. Gelen bütün komşular birbirleri ile bayramlaşıp haneden verilen ikramı aldıktan sonra ..

Yanındaki komşunun evine girerek onunla bayramlaşır ve ikramı alarak diğer yandaki komşuya geçerlerdi

***

Tabii bu hayli bir zaman alırdı. Mahallenin sokağı hatta caddenin büyüklüğüne göre öğle namazı sonunda bile devam ederdi.

***

Bizler büyüyüp iştirak edince. Bunu bir zaman israfı olma görüşü içinde büyüklerimize.

Maksat komşunun kapısına varmak ve şeker almak olduğuna göre. İçeriye girmeden kapıda alınıverse de zaman kaybolmasa” teklifimize baba ve amcalar tebessümle

“Biz şeker almak için girmiyoruz. Kapıdan aldığınız ikram bir şey atfetmez.

Asıl, belki hiç girmemiş komşumuzun ev halini yani hasta, sıkıntı, durum gibi hususları içeri girmekle anlamış olur ona göre yardımcı olmak isteriz. Bunu siz gençler daha anlayamazsınız” demişlerdi.

***

Herhalde Bayram günlerimizde küçüklükten gördüğüm gibi birinci gün küçükler büyüklerinin elini öpmeye, büyüklerde iki veya üçüncü gün kendilerini bir çocuk da ziyaret etmiş olsa, ona iadeyi ziyaret etmeyi unutmuş olmazlar.

Araları açık akraba veya dostların hangisi önce adım atıp kardeşliği pekiştirirse sevabını o almış olurdu tabii.

***

İnşallah dünya da Müslümanlara yapılan mezalim sona erer, kardeşlik kaynaşması içinde kazasız, olaysız bir bayramın geçmesi yanında, sağlık ve esenlik içinde yaşam diler…

***

Mübarek Ramazan Bayramınızı içtenlikle tebrik eder nice bayramlar dilerim.

***

Ramazanın 15. gününden başlayarak güzel sesli müezzinlerin okuduğu “ELVEDA”yı okuyalım efendim.

***

“Elveda bizden sana ey şehr-i rahmet elveda


Sen gidersen yaktı bizi nar-ı firkat elveda


Geldiğin vakit yer gök, ahali cümle melekler sevinir


Gittiğin vakit ağlaşıp, çağrışırlar elveda


Hoş sefalar vermiştir bize vaslın şerbeti


Çünki gittin, fırkat ettin ah hasret elveda


Nurunla zeyn olurdu cümle mescitler tamam


Zikr, tespih hem teravih gitti bunlar elveda


Konuğunduk birer ay, şimdi terk ettin elveda


Minareler kargıda zar-ı giryan elveda


Gündüzün iyd idi bize gecelerin kadirdi


Gafletile çıktın elden can, canan elveda


Zi saadet şol kula kim seni hoşnut etti


Sen gidersen hoş sefalar tuttuk biz hak emrini


Yine kaldık hasretle zar-ı giryan elveda


Açılır cennet kapısı, örtülür nar-ı cehennem


Ey mübarek ferd-i âli şehr-i gufran elveda


Lütuf kıl, bizden şikâyet etme varıp hasret


Gerçi biz kullarda çoktur cümr-ü isyan elveda


Ya ilahi sen bu Mesced kavminin günahını


Lütfunla sen bağışla padişahım elveda”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi