Dünün, Bugünün Ölçüleri ve Hz. Peygamber
Bin bir hengâmenin ve çeşitli karmaşaların yaşandığı, zulmün her çeşidinin çekinmeden işlendiği şu zor dünyâda ‘Âlemlere rahmet’ (1) olarak gönderilen ‘yol gösterici bir rehber’ (2) olan ‘yüce bir ahlak üzere’ (3) bulunan, tüm insanlık için ‘en güzel örnek’ (4) son peygamber Hz. Muhammed aleyhissalâtu vesselam’a bugün ne kadar da muhtâcız.
Yaşadığımız çağda, O’nun hal ve davranışlarına hepimizin ihtiyâcı var. Günümüzde insanların birbirleriyle olan menfi iletişimlerinin sonucunda aile arası çatışmaların yaşanması artık sıradan hâle geldi. Çatışmayı hayat tarzı hâline getiren insanlardan oluşan toplumlarda sürekli bir huzursuzluk hâkim. Kötülük, zulüm ve menfîliklerin fazla olduğu yerde iyilikler, iyiler, olumlu şeyler akâmete uğrayabiliyor. Güzellikler, hayırlar görülmüyor da insanlar takıldıkları menfîliklerle kendilerine mutluca yaşanabilir dünyâyı dar edebiliyorlar.
Son günlerde memleketimizde cereyan eden hâdiseler (gezi olayları, duran adam portreleri) insanı içini bulandırıyor. Kim ne derse desin hakkı teslim etmek gerekir. ‘Yiğidi öldür ama hakkını yeme.’ Demişler. Ülkemizdeki teknik gelişmeler, ekonominin güçlenmesi hatta dünyayla yarışır seviyeye gelmesi, yapılan yatırımların muhteşemliği yurt içi ve yurt dışındaki düşmanları doğrusu pek memnun etmemiştir. İç ve dış mihraklar ülkemize karşı birbirleriyle irtibatlı olarak hükümetimizi linç etme ve itibarsızlaştırma kampanyası başlatmışlardır. Birazcık kafası çalışan bu durumun farkına varır. Gezi olaylarıyla tırmandırılmaya çalışılan gerilim ülkemize maddi açıdan kayıplar verdiği gibi mânevi olarak da insanımızın enerjisini boş yere farklı kanallarda tüketmiş oluyor. Türk milleti akıllı, uyanık, basiretli ve ferâsetli olmalıdır. Ülkemiz ne zaman ilerleme kaydetse mutlaka ayağına bir çelme takılıyor.
Bu çelmelere ve çeldiricilere kanmadan hayır yollarında koşmak için, muhataba doğru mesajlar verilmesi adına örnek insan, son peygamber Muhammed aleyhisselâm’ın emsalsiz şahsiyetini kendimize ölçü alarak, kişiliğimizi O’nun kişiliğine oturtmamız şarttır. Davranışlarımız O’nun davranışlarıyla mukâyese ederek yanlış ve hatâlarımızı düzeltmeliyiz. Tüm çıkar sevdâlarını bir yana bırakarak hayâtı ve dünyâyı, O’nun penceresinden okumalıyız. Çünkü O’nun hal ve ahvâliyle nice zulümler icra eden câhili bir cemiyet her dâim hayır işleyen, hayra koşan insanlar hâline geldi. Bizler de bugün düzelmek için ayni ölçülere muhtâcız.
Bu sebeple şu mübârek Şaban ayında, bir kere daha O en güzel ahlak timsâli Peygamberi tanımamız lâzım diyoruz. O alaeyhissalâtu vesselâm’ı tanımak bizi O mükemmel insanı anlamaya ve sevmeye götürecektir. Seven sevdiğini örnek alır, O’nun yolundan gitmeye gayret eder. Peygamberimizin ahlak ve davranışlarını kendine rehber edinen, O güzel insanın getirdiği ulvi prensipleri hayâtına koyan kişiler dünyâda kendilerine erdem kapılarını açmış demektir ayni zamanda böylesi kişiler ebedî huzûra da kavuşurlar.
O halde rahmetkâr ve merhametkâr tavırlarıyla herkesi kucaklayan Peygamberimiz aleyhisselâm’ın latif davranışlarını bir bir öğrenip hayâtımıza uyarlamak bize düşen bir görev olmalı. Aklımızı, idrak ve fikirlerimizi ‘Muhammedî ölçülerle’ genişleterek, yüreğimizdeki iman aşkını kuvvetlendirelim ki bizi yanlışa, kötülüğe götüren yollar tıkansın. O’nun davranışlarını kendi hayâtımıza tatbik ederek hayâtımızı onurlandırarak azgın nefsi dizginleyebilelim.
O’nun yaşadığı devirde de işkenceler, zulüm, câhiliye son haddindeydi. O latif, nezih insan peygamberlikten önce de emin, doğru, güvenilir ve ayni nezâketteydi.O güzel peygamber kötülüklere hayâtı boyu yanaşmamış, çirkinliklerden uzaklaşmış, küfre bulaşmamış, câhili âdet ve geleneklere engin aklı ve ferâsetiyle hiç iltifat etmemiştir. O zaman daha yaşı gencecikti. Ancak O aleyhissalâtu vesselam hep haktan, hukuktan, doğrudan, güzellikten yana olmuştur.
Bugün yakan yıkan, özgürlük adına başkalarının özgürlüğüne mâni olan, çok çalışacağı yerde durarak vakit kaybeden, abesle iştigal eden, gözünün önündeki gerçekleri ve güzellikleri görmezden gelen, hakkı teslim etmeyen, basiretten yoksun gençler âcilen sevgili Peygamberimizin hayâtını okuyup öğrenmeli ve hayatlarına yeniden bir çeki düzen vermeliler diyoruz. Her şeye yanlı ve önyargıyla bakılabilir ancak Peygamberlerin içerisinde en mükemmeline de ön yargıyla, yanlı olarak bakılmadan okunmalı, öğrenilmeli sonra da hayâta tatbik edilmeli. Böyle bir ümit neslinin oluşması niyâzıyla…
---------
1) Enbiyâ, 107
2) Ahzab, 45
3) Kalem, 4
4) Ahzab, 21
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.