Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Dizi dizi Türkiye

Dizi dizi Türkiye

Türkiye için son zamanlarda eş dost arasında hatta bazı basın yayın organlarında bile görmeye duymaya alıştığımız bir söz oluştu dillerde.

Türkiye dizilerle yönetiliyor veya daha doğrusu Türkiye dizilerle uyutuluyor.

Yok, olmaz öyle şey yahu diyenler olacak elbette.

Tıpkı evet öyle doğrudur diyecek olanlar gibi.

Araya seçim sayım falan girmiş olmasına rağmen olayların sonuçlarına baktığımızda gelinen noktada yani sonuçta çok şey değişmemiş gibi gözüküyor.

Televizyonlarda mafya türü diziler yayınlanmaya başladığından beridir öncelikli olarak gençler olmak üzere bir şeylerin değiştiğinin emareleri görülmeye başlamış idi.

Birkaç mafya türü dizi ve sonradan paraya dönük olarak çektikleri sinema filmi ile istediklerini elde edememiş olacaklar ki iyi saatte olsunlar sonradan tarihi dizileri devreye soktukları görüldü.

Mafya dizileri ile gençleri hedef almışlardı.

Maalesef genç delikanlılar ile kendilerini genç hissedenler bu tuzağa düştüler.

Mafyavari giyim kuşam ve tesbih sallamalardan tutun da kendi aralarındaki konuşmalar ile sokak kavgalarına kadar yönlendirmeleri aynen taklit ettiler.

Ve sonuçta elinde cep telefonu ve sigaradan başka bir şey olmayan bir gençlik türetildi milletin evlatlarından.

Akşam seyrettiği dizi etkisiyle uyuşan düşüncesiz idealsiz bir gençlik var artık.

Hatta eğitim işi ile uğraşan insanların ifadelerine göre dinle diyanetle ve ahlaki değerlerle işi olmayan deist bir gençlik oluşturduk elbirliğiyle.

Hem de başta İmam Hatip Okulu öğrencileri arasından bile.

Tarihi dizilerle elde etmek istediklerine gelince.

Osmanlının ilk ve son zamanlarını tarihi gerçeklerle uyuşmayan bir şekilde kurguladıkları tarihi dizilerle orta yaş ve daha yukarı insanlar ile ev hanımlarını hedef aldılar.

Doğrusu geldiğimiz noktaya bakınca da amaçlarına ulaştıkları görülüyor.

Hem de beklediklerinden daha fazlasıyla ulaştılar gayelerine.

Gençler seyrettikleri dizilerdeki mafya türü insanlara özenmişlerdi ve bu özenti gençlerin hayatın gerçekleri ile karşılaştıklarında zamanla kaybolur giderdi.

Ama tarihi dizi dedikleri yalanlarla orta yaş üstü insanlarda oluşturdukları algı ile zamanla kaybolup gitmeyecek bir etki oluşturdukları görülüyor.

Çünkü Tarihi diziler ile bir millet tamamı yanıltılıyor aldatılıyor.

İnsanların kafalarında okullarda okudukları tarihi gerçeklerden başka bir tarih oluşturuluyor bu dizilerle.

Yani dizilerin senaryo ekipleri tarafından oluşturulan kurgularla yalan bir tarih gerçekmiş gibi zihinlere yerleştiriliyor.

Sonra ortada gerçek dışı olayları bu milletin tarihi olarak gören bir takım zavallılar geziyor.

Üniversitedeki birkaç öğretim görevlisi ile tarihi namusa sahip çıkan birkaç tarihçi haricinde hiç kimsenin bu konuda bir derdinin olduğu da görülmedi bu güne kadar.

Onlarında sesleri kayboldu gitti günübirlik siyaset çalkantısı içinde.

Bu arada asıl konu edilmesi gereken bir husus daha var.

Mafya dizilerindeki etkileşimler siyasi olmamıştı yani daha çok vatan millet Sakarya edebiyatından ileri gitmemişti.

Ama tarihi dizileri seyreden insanların dizideki karakterleri kendileri ile hatta daha kötüsü siyasi parti başkanları ile ilişkilendirdikleri hatta özdeşleştirdikleri görüldü.

Hal böyle olunca dizideki senaryolara siyasi parti yetkililerinin müdahil olacakları ve dizideki karakterler veya kurgulanan gerçek dışı olaylarla hem kendi seçmenlerine hem de başka partililere mesaj verme imkânı doğmuş oluverdi.

Ve kim olsa bu durumdan faydalanırdı hesabıyla siyasi partiler de bu durumu boş geçmeyip mesajlarını da seçim öncesi verdikleri görüldü.

İstanbul’un Müslümanlardan geri alınması, ezanın susturulması ve Ayasofya’nın minarelerini yıkıp kubbesine haç dikilmesinin gündeme getirilmesi tesadüf mü zannediyorsunuz?

Ya da seçimlerin hemen öncesinde tam da gündeme uygun olarak “Dış güçler yeniden ortaya çıktı, eskiden mecliste görev yapmış olan vekillerle birlikte bir oluşum oluşturup bizim olmadığımız bir hükümet kurup bizi küçük düşürecekler ve böylece Türkiye’yi dış devletlerin müdahalesine açık hale getirecekler" ifadelerinin kullanılması başa mı dersiniz? 

Mesaj yerine ulaştı mı derseniz?

Elde edilen seçim sonuçlarına bakılırsa mesaj ulaştı ve neticeleri de belki beklenenden daha fazla elde edildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi