Din ehli şehvet ateşi ile yanmaz
Mevlana Celaleddin Rumi’nin mesnevisini okurken güzel bir kıssa ve kıyas ile karşılaştım. Bu kıssa ve kesiti sizlerle paylaşmak istedim bugün...
**
Hûd Peygamber mü'minlerin bulundukları yerin etrafına bir çizgi çizmişti. Şiddetli rüzgârlar, oraya gelince yumuşuyor, hafif ve hoş bir şekilde esiyordu. O çizginin dışında kalanların hepsini havaya kaldırıyor, havada param parça ediyordu.
Tıpkı bunun gibi Şeybân-ı Ra î Hazretleri de, koyun sürüsünün etrafına belirli bir çizgi, bir hat çekerdi. Şeybân-ı Râ'î, tmam şafıî ile çağdaş bir veli. Mısır'da yaşarmış çobanlık yaparmış. İmam Şâfıî bu çoban velinin huzurunda diz çökerek bir talebe gibi oturur, ona sualler sorarmış. Bu duruma hayret edenlere Şâfıî hazretleri; "Ben kitap ilmini biliyorum, O Allah ilmini biliyor." dermiş.
Cuma günleri, namaz vakti gelince, kurtlar sürüye saldırmasınlar diye böyle yapardı. Hiç bir kurt, o çizgiden içeri girmezdi, hiç bir koyun da, çizgiden dışarı çıkmazdı. Allah adamının çizdiği çizgi, kurdun da, koyunun da hırsını, hevasını bağlamıştı.
Böylece ecel rüzgârı da, âriflere, Yûsuf(a.s.)'ın gömleğinin kokusu yahut gül bahçesinden gelen rüzgâr gibi yumuşak, güzel eser. Ateş, İbrâhim(a.s.)'a diş geçiremedi. Çünkü o, Hakkın sevgilisi, seçkin kulu
idi. Onu nasıl ısırabilirdi? Din ehli de, şehvet ateşi ile yanmaz. Din ehli olmayanları ise, o ateş alır, tâ
yerin dibine götürür.
Allah'ın emri ile kabaran deniz dalgaları, Hz. Mûsâ nın adamlarını tanıdı, Kıbtîlerden ayırt etti. Hakkın fermanı gelince yer, Karûn'u altınları ve tahtı ile beraber aldı içine çekti, yuttu. Su ile toprak Isâ (a.s.)'ın nefesinden feyz alınca, kol kanat açtı, bir kuş olup uçtu.
Senin Hakkı teşbih edişin, aslında sudan ve topraktan yaratılmış vücudunun bir buharı, bir nefesidir. Ancak, bu nefes gönülden gelince, cennet kuşu gibi kanatlanır, yükselir. Tür Dağı, Mûsâ (a.s.)'ın nurundan aşka geldi, oynamaya başladı, olgun bir sûfi oldu, hatadan, noksandan kurtuldu. Dağın aziz bir sûfi olup oynaması şaşılacak bir şey değildir. Mûsâ'nın teni de aslında Tur Dağı gibi toprak değil mi idi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.