Devlet başkanlarına
İmam Gazali’nin “Nasihat’ül Müluk” adlı eserini Sultan Melikşah’a yahut Sultan Sencer’e yazıldığı rivayet edilmiştir. Yazdığı mektuplardan oluşan bu yazı o günlerden bu günlere de ışık tutmaktadır. Müminlerin Başkanı. Dikkat ediniz! Size bildirilen her meselenin uhdesinden gelemeyip göz yumarsanız, bu kadar basit bir şey birkaç gün geçtikten sonra, büyük bir belâ olur ki; bütün devlet hazinesini harcasanız bunu gidermeniz mümkün olamaz. Kendiniz için istemediğinizi halkınız için de uygun karşılamayınız. Yaratılmışların en şereflisi olan Hz. Muhammed’e sahabeleri Bedir gazvesinde bir ağaç budayıp Devlet Başkanlarına O’na bir gölgelik yaparlar, istirahata çekildikleri zaman Cebrail (A.S.) gelip: «Ya Resulallah! Ashabın güneşin altında bulunurken senin gölgelikte oturman uygun değildir» der. Hz. Peygamber hemen gölgeliği yıkıp ashab arasında otururlar. Bu kadar basit bir şeyden dolayı yaratılmışların en şereflisi tekdir edildikten sonra bakanlarının durumu ne olur?
Kapınıza kadar gelerek, çıkmanız bekleyen ihtiyaç sahiplerini hakir görmekten çokça sakınınız. Küçük görmenin tehlikesi ve bozgunculuğu bütün tehlikelerden daha büyüktür.
Melîkşah! İslâm filozoflarından ileri gelenlerin birçoğu şahsî tecrübe ve İslâm prensiplerine uygun olarak şöyle demilerdir: Halkına zülüm ve işkence yapmayı gaye olarak güden başkanın halkını Allah eksiltir, Afet ve belâlarla ölüm vakalarını içlerinden eksik etmez, Ticari hayatlar sarsılır, afetler yüzünden ziraatçılar ektiklerini alamazlar. Sürü sahipleri günden güne kayıp verirler. Adalet üzerine hareket eden başkanın bu adil tutumu bütün kitle içinde yayılır, bütün halk ölçülerini tam tutar, aralarındaki hak ve hukuka riayet ederler, adil konulara sarılırlar. Artık bundan sonra eğri olan şeyler aralarında yok olur ve hak olan şeyler aralarında belirir. Semadan rahmet eksik olmaz, yeryüzünde bereket çoğalır, ticaret gelişir, ekicilerin ürünlerinde bir bereket olur, böylece halkın gıda durumu gelişir. Filozofların bildirdiğine göre: «Bütün halk başkanın bozguncu hareketiyle bozulurlar, dürüst davranmasıyla dürüst olurlar.»
Başkan, gelen tehlikeleri başbakan ve bakanlarıyla dikkatli olarak görüşmeli, herkesin gösterdiği tedbire kapılıp hareket etmemeli geçimini devlet hazinesinden karşılayıp israfa sebep olacak işlerden tamamıyla kaçınmalıdır. Mezkûr harcamayı yaptığı zaman şayet sınırı aşarsa kitle içinde bozgunculuk zihniyetini taşıyan kimseler buna bakıp devlet hazinesini yağma etmeye teşebbüs edebilirler. Böyle bir durumda karışıklık alıp yürür.
Başkan kısır bir politikaya sahip olduğu takdirde kitle anarşist bozguncu faaliyetlerden alıkonamaz ve bu ruhtaki insanlar serbest bırakıldığı sürece ülkenin bütün ileri alt üst olur.
Alimler ve müçtehit imamlara göre bütün halk başkanın kuvvetidir, araziyi imar etme başkanın bahçesidir, meyvesi emanettir ve sonucu adalettir. Adalet başkanın kalesidir. Mal ve mülk, düşmana karşı koymak için en güçlü asker ve başkanın zahiresidir. Durum böyle olunca, başkanın adil bir şekilde halkından öşür ve haraç alması(vergi), gereken yerlere bunlar sarf etmesi ve israftan sakınması gereklidir, perişan olan halktan vergi almaktan çekinmelidir. Harun Reşit’in veziri Cafer b. Yahya öyle demiştir: «Araziden alınan öşür ve haraç başkanın mülkünün direğidir. Yalnız üretimin artması, bereketin çoğalması başkanın adil davranmasına bağlıdır. Harap olması üretimin düşmesi ise Onun zulmündendir. Toprağın verimsizliği yeterince işletilmemesinden ve ziraatçıların azlığından başkanın zulüm ve işkence ile halkı yokluğa doğru yöneltip, onları işlerinden alıkoymasından dolayıdır. Bu duruma düşmüş bir halk kitlesinden vergi almak aç olan birinin vücudundan bir parça et alp yemek gibidir. Başkanın halka haddinden fazla vergi yüklemesi, duvarın temelinde bulunan harç ve taşı çıkarıp bunlarsız duvarı yükseltmeye teşebbüs etmesi gibidir. Bu değersiz vergilemeden dolay ziraatçıların toprakları verimsizleşir, bu yüzden ziraattan vazgeçerler. Ziraat ve toprak imarına güçleri kalmayan halk, devlet hazinesinin kat kat isteklerini karşılayamazlar. Bu yüzden bizzat devlet ve askeri gücüne de bir zayıflık sirayet eder. Bu durumu bir fırsat olarak gören açık gözler, ülkeyi yıkmaya göz dikerler.
Başkan Beyt-ül-malı dikkatlice kullanmalı, harcamalarda israftan kaçınmalıdır. Çünkü başkanın yükselmesine ve düşmesine sebep Bey-ül-Maldır. Selef bu hususa çok dikkat eder, ihtiyaç olmayanlara Beyt-ül-Mal’dan yardım yapmazlar. Hatta Ömer b. Abd-Aziz bir gece mum yakıp gıda defterlerini tetkik ederken, o anda oğlu yanına girer, ev ihtiyaçlarını babasına arz eder o zaman Hz. Ömer oğluna: «Mumu söndür, çünkü bu mum Beyt-ül-Mal'ndır. Biz imdi halkla ilgili bir şey değil, bizimle ilgili bir şey konuşacağız. Bu durum için bunu kullanmaya Allah’ın izni yoktur.» der Alelade birinin devlet başkanı ile herhangi bir davası olursa, başkan kendisini bir vatandaş derecesinde tutup, Allah’ın hükmettiği şekilde hükmetmeli ve bu zayıf kimseye insaf etmelidir. Başkan, halkın kendisine muhalefet edeceğinden korkmamalıdır. Çünkü halk: Kendi başkanlarından bir sürü yakışıksız şey görmedikçe ona muhalefet göstermezler. Halkın işlerini asla ihmal etmemeli, halkını düzeltmeye kalkmadan önce kendi yakınlarının ıslahına çalışmalıdır. Başkan, halkın durumunu iyice anlaması için önem göstermelidir. Nuşirevan bir Mecusi olmasına rağmen evlerde yemek pişip pişmediğini anlamak için bazı memurlarını yüksek evlerin üstüne çıkartır, bunlar tütmeyen bir baca gördükleri zaman bunu gelip başkana bildirirlermiş. Başkan bundan sonra o evin sahibiyle görüşür, şayet darlık içinde bulunuyorsa ihtiyaçlarını giderirmiş. Başkan, halk bir darlıkla, bir zorlukla ve bilhassa bir kıtlıkla karşı karşıya bulunduğu zaman, devlet hazinesinden onlara yardım edip onlar kurtarmalıdır. İdarecilerden biri halk bir afetle karşı karşıya bulduğu zaman, bunu hemen devlet başkanına bildirmelidir. Haber alır almaz devlet başkanı da hemen gereken tedbiri alırsa, başkanın halk yanında prestiji fazlasıyla artar. Aksi olursa halk memnuniyetsizliğini izhar eder ve başkana beddua ederler. (Devlet Başkanlarına, İmam Gazali,Kasım 1969,İstanbul,Sinan Yayınları,Tercüme Osman Şekerci, Muhtelif sayfalardan derlenmiştir.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.