Ders Seçimi
Yeni eğitim sistemine göre, imam hatiplerin orta kısmı açıldı ve ortaokullara seçmeli ders olarak Kur’an-ı Kerim ve Siyer ders kondu. Bu durum Cumhuriyet tarihinde bir dönüm noktasıdır. 86 yıldır tefsir, hadis ve siyer gibi İslamî ilimler okutulmamış, bu ilimler, müfredattan çıkartılmış, pozitivizm çerçevesinde bir müfredat hazırlanmış; bugüne kadar bu perspektifte bir eğitim verilmiştir.
Gelinen nokta ortadadır: Sömürü, anarşi, terör ve geri kalmışlıktır. Malumunuz bu illetler milletimizi kurt gibi için için kemirmektedir!
Bunun evveliyatı var. Batıllılaşma furyası başladığı günden beri sistemli bir şekilde pozitivist, seküler ve laik eğitime geçilmiştir. Bunun sebebi, geri kalmışlığı yenip, uygarlık seviyesine yükselmekti.
Batı, bu duruma Rönesans ve reform ile gelmişti. Biz de gelebilmemiz için aynı yolu takip etmemiz gerekiyordu. Bunun için dini sosyal hayattan uzaklaştırmak ve Batı değerleri benimsenmesi gerekiyordu.
Medreseler bunun için kapatıldı, medeni kanun bunun için kabul edildi. Laiklik bunun için benimsendi. Seküler eğitim bunun için yürürlüğe kondu. Laikliğin İslami değerlerin izini silme şeklinde anlaşılması istendi ve bu şekilde bugüne kadar uygulandı.
Batı’da reform, dini aslına çevirmek için yapıldı. Rönesans ile de bilimsel alanda mesafe kat edildi. Laiklik, bunları gerçekleştirmek için bir formül olarak kabul edildi. Dolayısıyla Batı, dini değerlerine sadıktır, bu değerlerle üstünlüğün sağlanacağının bilincindedir. Mesela ABD eski Başkanı George W. Bush, Irak’ı işgal ederken sarf ettiği sözleri bilinmektedir. Kendisinin tanrı adına hareket ettiğini ve bu konuda görevlendirildiğini söylemiştir.
Peki, biz Batı’nın değerlerini benimsemekle uygarlık seviyesine ulaşabildik mi? Batı’nın parçası olduk, uzuv beyinden aldığı emirle hareket eder, dolayısıyla emirle fonksiyonunu icra eden bir uzvun uygarlık seviyesi gibi veya başka bir düşüncesi olamaz. Olması eşyanın tabiatına aykırıdır.
Batı, bizi uyguladığı kapitalizm sitsem ile sömürmektedir. Stratejik ortağımız (!? ) ABD, PKK ile terbiye etmektedir.
PKK’nın doğuş sebebi, Batı’nın bir değeri olan ulusalcılıktır. Bu durumda ulusalcılık bir öğreti ile PKK yok edilebilir mi? Düşünün biraz. Hamasî duygularla bu işin üstesinden gelinmez. Gelinseydi şimdiye kadar gelinirdi. Aklımızı başımıza alalım.
Sözü uzatmayalım, sömürü, anarşi, terör ve geri kalmışlıktan kurtulabilmek için bizi, biz yapan değerlerimize sımsıkı sarılıp, biz, biz olmalıyız. Bu da ancak dinimizi öğrenmekten geçer. Çünkü din, bireyin ve toplumun dünya ve ahirette mutluluğu yakalayabilmesi için lüzumludur. İnsan onsuz köleleşir ve canavar haline gelir.
Onun için veliler bunun şuurunda olup, zeki çocuklarını imam hatiplere göndermeli, ortaokulda okuyan çocukları için Kur’an-ı Kerim ve Siyer dersini seçmeli. Bu konunun önemi onlara anlatılmalı. Konu komşuyu bu konuda bilinçlendirmeli.
Bakın, 1980 askeri müdahaleden önce Tunceli ilinin herhangi bir lisesine bir din dersi öğretmeni atanıyor. Onu müdür derse almıyor, ona bir sandalye ve bir masa veriyor, öğretmen ve öğrencilerle bir iletişim kurmayacaksın, burada oturup maaşını alacaksın diyor.
Onlar bu işin şuurundadırlar. Milletimiz de bu işin şuurunda olup, bu imkânı güzel bir şekilde değerlendirmeli ve böylece diğer İslâmi ilimlerin de okunması için kapıyı açmalı.
Selam ve esenlik dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.