Torku Konyaspor, Gençlerbirliği’ni tek golle geçerek hem 3 haftalık galibiyet hasretini dindirdi, hem de derin bir nefes aldı.

Bu, tam zamanında, çok iyi bir galibiyet oldu.

Kartal’ın geleceği açısından önemli olan bu 3 puan moral ve güven getirdi.

Takımın önünü görmesini sağladı.

Konuk takım Gençlerbirliği’nin daha iyi başladığı ve ilk yarıda daha istekli göründüğü, ancak üçüncü bölgede etkisiz kaldığı maçın başlarında, vasat futbola bakarak, bunun böyle devam etmesi halinde golü bulan tarafın Gençlerbirliği olacağı varsayımı yüksekti. Ancak, son dakikada Konyaspor adına gelen gol yürekleri serinletti.

Öyle ki, Torku Konyaspor ilk kez 13. dakikada rakip kaleye çok adamla gelebildi. Bu 25. dakikada ikinci kez tekrarlandı, 37. dakikada Gekas golle burun buruna geldi, ama şanssızlığı yenemedi. Vasat futbola rağmen, bu pozisyonlar bir yerde golün geleceğini müjdeler gibiydi. Nitekim, imdada Erdal yetişti ve Recep’in nefis pasında golü atarak tribünleri ayağa kaldırdı..

İkinci yarıda ise, daha istekli, ayağa pas yapan ve pas yüzdesi daha yüksek bir Konyaspor vardı sahada. Ama, ne yazık ki, ikinci gol gelmedi.. Üstelik, Selim’in atılmasıyla Kartallar son 18 dakikayı 10 kişi oynamalarına rağmen oyun üstünlüğünü rakibe kaptırmadı. Başabaş bir mücadele gösterdiler.

Futbolda bazı doğrular vardır. Bunlara yapılmadığı zaman iyi oynasan da kazanamazsın.

En doğrusu meşin yuvarlağı kale direkleri arasından geçireceksin. İşte o zaman maç kazanılır.

Torku Konyaspor’a baktığımız zaman, bazı doğrularına yapılmadığı gözlüyoruz.

Birincisi; orta alanda iyi organize olacaksın ki, rakibi zamanında durdurabilesin.

İkincisi; Lider oyuncun olacak ki, forvet elemanlarını gol yollarında topla buluşturacaksın. Üçüncüsü de; kanatları iyi kullanacaksın.

Torku Konyaspor’un, Gençlerbirliği karşısında bunları iyi yaptığını söyleyemeyiz. Ne Gekas’ın hava hakimiyeti göz önüne alınarak kanatlar yeterince kullanıldı. Ne gol adamı Gekas gol yollarında topla buluşturuldu. Ne de takım orta alanda iyi organize olabildik.

Bunun sonucu da rakip takım topla daha çok oynadı.

Kartal’ın gol ümidi Gekas, yeterli top alamadığı için de ileri de tek başına rakip stoperlerle boğuşup durdu.

Teknik direktör Uğur Tütüneker, iki hafta önce, “Gekas gol atsın yeter” demişti. Ama, bu koşullarda bırakın gol atmayı Gekas golü unutacak. Haaa, burada bir parantez açalım, sezon

başında neden transfer edildiğine bir türlü anlam veremediğimiz Kibong Mbamba’nın 34. dakikada oyundan alınması yerinde bir hareketti.

Her şeye rağmen Torku Konyaspor Gençlerbirliği engelini tek golle de olsa geçti ve nefeslendi. Diğer oyuncuların da katılmasıyla Kartalların çok daha iyi olacaklarına inanmalıyız. Dahası, geç transfer edilen oyuncuların takıma adapte olabilmeleri için zamana ihtiyaçları var denebilir. Onların da takıma katılmalarıyla, süre almalarıyla kadro daha da zenginlik kazanacak.

…

Türk sporunda şiddetin önlenmesi çok zor.

Birkaç yıl önce Spor’da şiddeti önleme Yasası çıkartıldı.

O zaman açıkça dile getirdik. Uygulanmayacak bir Yasa ile şiddet önlenemez diye.

Çünkü, Türkiye’nin yapısı bu. Çıkarcılık, kayırmacılık ön planda gelir.

Yasayı uygulayacaksın ki, olaylar giderek azalsın ve bir yerde kesilsin.

İşte, Pazar günü İstanbul Atatürk Olimpiyat stadında, Beşiktaş-Galatasaray derbi maçının sonlarında yaşanan rezaleti tüm Türkiye ile birlikte Dünya seyretti.

Spora siyasetin sokulduğu, toplumun baskılarla gerildiği, toplum psikolojisinden yoksun halkımızın provokasyonlara çabuk kandığı bir ortamda bu tür olaylar değil önlemek, giderek artacaktır. Tesellimiz, Pazar akşamki olayların daha da büyümeden sona ermesi, can kaybının olmaması.

Olayların önlenmesinde tek yol, Yasanın uygulanması ve olaya karışanların cezalandırılması.

Ne oldukları belli olmayan bir grubun başlattığı olaylar, Beşiktaş’a pahalıya mal olacak. Siyah-beyazlı kulübe ağır cezalar gelecek. Bunu yapanlar, futbolu katlettiler ve takımlarına ihanet ettiler.

Beklentimiz, yargının –işin içine siyaset girmezse tabi ki- suçluları bir an önce bularak, amaçlarının ne olduğunu, perde arkasında nelerin veya kimlerin olduğunu ortaya çıkartarak Adalet önüne çıkartmalarıdır.

Uygulanacak cezalar, Türk sporunun geleceği açısından örnek teşkil edecek.

Bu görevde Savcılar ve Hakimlere düşüyor…