Türkiye yasta. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan zamanlardayız. Kahramanmaraş’ta 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, 10 şehirde birçok binayı yerle bir etti. Yıkılanlar arasında yeni yapılmış devlet binaları da var, 50 yıllık apartmanlar da. Hırsız müteahhitlerin varlığı gün gibi aşikar.

1999 Marmara depreminin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen bu alanda hiçbir önlem alınmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Ne kentsel dönüşüm gerçekleştirildi ne afet anında yapılacaklar doğru bir şekilde uygulandı.

Van, Elazığ ve İzmir depreminin ardından gündeme gelen deprem vergisi ile ilgili yorumlar arttı. Bu deprem vergileri nerelere harcandı? AK Parti Grup Başkan Vekilliği, Ankara ve Amasya milletvekilliği yapan Naci Bostancı, 3 yıl önce deprem vergileriyle ilgili çarpıcı bir açıklama yaparak "Bütçede paralar toplanır, ihtiyaca göre de harcanır. Dolayısıyla deprem vergileri adı altında bunlar toplanacak ve depreme gönderilecek gibi bir düzenleme söz konusu değildir" ifadelerini kullanmıştı.

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 3 yıl önce 2004-2019 yılları arasında 65 milyar lira toplandığını belirterek, bu vergilerin nereye harcandığının hesap verilmesi gerektiğine yönelik bir eleştiride bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’na şu yanıtı verdi: “Bunlar yatıyor kalkıyor ‘O parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?’ Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da Bay Kemal’e bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok” ifadelerini kullanmıştı.

Vergilerimizin nerelere harcandığını sormak en temel vatandaşlık hakkı. Ama bunu bile soramaz halde geldik.

***

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür’ün açıklamaları dikkat çekici. Görür, “Bingöl, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Maraş için proje hazırladık. Devlet Planlama Teşkilatı’na sunduk, reddedildi. TÜBİTAK’a sunduk, reddedildi. TV’lerde söyledik, her yerde söyledik, çırpındık” dedi. Görür, İslam’ın, bilimi reddetmediğini ve önlem almanın dinde önemli bir yer tuttuğunu vurguladı. Ama, hükümet bilim insanlarını dinlemedi.

Birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekirken, partizanlık yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik için de bir parantez açmak gerekiyor. Çelik’in “Cumhur İttifakı olarak hepimiz sahadayız. Hem AK Parti Genel Merkezi hem Milliyetçi Hareket Merkezi Genel Merkezi MKYK üyeleri ve milletvekilleriyle sahadayız” diyerek büyük bir acıyı idrak edemediğini ve çalışmaları seçim propagandasına dönüştürmeye çalıştığını büyük bir üzüntü ile gördük.

AK Partili Mehmet Metiner de, “Ölenleri geri getiremeyiz lakin Adıyaman'ı yeniden onaracak Reis’imiz var” diye tweet attı. Tepkiler üzerine mesajını sildi. Sözün bittiği, kederin tüm ülkeyi sardığı bir zamanda bu vıcık vıcık politik söylem en çok Metiner’e yakışırdı zaten.

***

Şimdi ne olacak?

Hükümet, insan ihmaliyle gerçekleşen büyük afetin tüm yükünü Allah’a havale edecek. Önlem almadığını itiraf etmeyecek, binlerce ölümün faturasını üstlenmeyecek. Japonya’da intihar, Avrupa’da istifa edecek bakanlar, burada koltuklarına yapışacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha ağdalı dini bir söylemle mesajlar verecek. Önceden maden facialarında yaptığı gibi ‘fıtrat ya da kader’ diyecek.

Bu deprem hükümetin vatandaşına ne kadar değer verdiğinin karnesi oldu. Anlaşılıyor ki, enkaz altında binlerce canla birlikte hükümet de kalacak.