Deniz kirlenmedi!
Beni aradığında tahmin ettim...
Hakemliğe nokta koyduğunu ve bunu bir basın toplantısı ile açıklayacağını sezmiştim...
“Abi bir basın toplantısı yapacağım, bana yardımcı olurmusun” dedi...
Deniz Çoban, kolay kolay kimseyi arayan ya da yardım isteyen bir insan tipi değil...
Tanıyorum kendisini...
Biraz ağırdan aldım...
Acele etmesin, ani karar vermesin ya da biraz daha aklı selim düşünsün diye...
Ancak kararlıydı...
“Vakit geç oldu, bu haberi gazetelerde ya televizyonlarda fazla yer bulmaz” diye kendimce, biraz daha zaman kazanılsın istedim...
Yemedi...
Kararlıydı...
“Abi benim derdim gazetelere girmesi ya da televizyonlarda duyurulması değil” dedi...
“Bugün bu toplantıyıyapacağım, bana yardımcı olursan sevinirim” diye de ekledi...
Anladım ki son derece kararlı “tamam, benden telefon bekle” dedim...
Vicdanen rahatlamak istediğini apaçık ortadaydı...
TSYD Konya Şubesindeki görevli arkadaşımız Yüksel'i aradım, Deniz Çoban'ın basın toplantısı yapacağını, medya kuruluşlarını haber verilmesini ve gereken hazırlıkların yapılmasını istedim...
Saat 17.15'te TSYD Konya Şubesine geldi...
Eşi ve çocukları ile birlikte...
Sonrası malum...
xxx
Deniz Çoban sadece hakem değildir...
Öğretmendir kendisi...
Beden Eğitimi öğretmeni...
Eşi de öğretmendir...
Sadece çocuklarına değil, öğrencilerine de, dürüstlük, doğruluk ve adamlıkla alakalı örnek bir hayat hikayesi vardır Deniz Çoban'ın...
Dolayısıyla ne insanlığına ne de hakemliğine kimse leke süremez...
Türk futbolunda ve hakemlik camiasında “alnında lekesiz” yaşayan 3-5 kişiden birisidir… Çünkü, inancı ve adamlığının gereği, “kul hakkı” yemenin ne demek olduğunu idrak edebilen bir yüreğe sahip kendisi…
Onun için çıktı canlı yayında milyonların önünde helallik istedi, özür diledi futbol ahalisinden...
Bazıları “cart curt” ediyor...
“Şu maç, bu maç” diye belaltı vurmaya çalışıyor...
Sadece Kasımpaşa maçlarında değil, yönettiği hiçbir maçta, hiçbir takıma “ön yargılı” ya da “duygusal” düdük çalmamıştır, karar vermemiştir...
Hiçbir futbolcunun hakkını “gasp” etmemiş, birinin hakkını, diğerine “peşkeş” çekmemiştir…
Hakemlik hata müessesesi ise elbette hata yapmıştır…
Hata yaptığı için nokta koymuştur hakemliğe...
Bir maçı, bilerek, isteyerek, bir takımdan alıp, diğeri takıma verdiği için değil...
Kısacası, futbol ahalisi şunu çok iyi bilsin ki, “insanlık ve hakemlik terazisinde bir gram bile kaçağı bulunmayan” Deniz Çoban, bundan sonra ne yapar bilinmez, ama bilinen bir gerçek varsa, yaptığı işi hakkını vererek yapar...
Sözün özü şu; Deniz kirlenmeden bıraktı...
Yolu açık olsun.