İnsanlar değiştikçe, tabiat şartları ve iklimler de değişiyor. Nisan ayı içerisinde yağan kırkikindi yağmurları sanki Haziran ayı içerisinde yağıyor. Yağmur; Pancara, sebze-meyveye iyi gelirse de olgunlaşmakta olan arpa-yulaf gibi ekinlere zarar verme ihtimali mevcut. Zira çiftçilerimiz biçimde istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilir. Şüphe yok ki doğrusunu Allah bilir, bizi her türlü afatından korusun, kaldıramayacağımız imtihanlarla sınamasın diye dua ediyoruz.

Halkımızın da olaylara bakış açıları değişiyor. Nasıl mı?

Eskiden siyasi görüşü hangi istikamette ise ona yakın partiler tercih edilirdi. Şimdi ise bloklaşma, kutuplaşma gibi birliktelikler zuhur etmeye başladı.

Peki bunun sebepleri nelerdir? Diye soracak olursak şunları sıralayabiliriz.

-Çıkar ilişkileri.

-Çaresizlik.

-Güvensizlik.

-Ümitsizlik.

-İnanç, bilgi ve donanım eksikliği.

-Sabit fikirlilik.

-Beklentilere ulaşamama kaygısı.

-Fakirleşme fobisi.

-Vefasızlık.
-Egoizm.

-İnsanların birbirlerine karşı saygı ve sevgilerin azalması.

-Genelde yurt dışı menşeli algı operasyonlarının etkisi altında kalma.

-Bilgi kirliliği.

-Başkalarına özellikle yabancılara benzeme hastalığı.

-Tarihi bilgi eksikliği.

-Olayları doğru algılayamama.

-Emeksiz ve kolay para kazanma arzusu.

-Manevi değerlerden hızla uzaklaşma.

-Sınırsız israfçılık ve lükse düşkünlük.

Elbette listeye çoğaltmak mümkün.

Ancak, yanlışta ısrarcılık, hiçbir kişiye yaramadığı gibi yarınlarımıza da zarar verir. Biz kendimizi düzeltmezsek, Rabbimiz de bizim işlerimizi düzene koymaz. Unutmayalım ki; hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmediği gibi, görünüşe de aldanmamak gerek. Çünkü acı suda tatlı suda berraktır.

Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.