Peygamberimizi çok ama çok seviyoruz
Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar biz O’nu çok seviyoruz. O’nu anlamayan ya zır cahil, yada ebu cehilin soyundan gelmektedir. O zaman da sülbünün gerekliliğini yapıyor demektir. Onlara söyleyeceğimiz tek şey; Allah ıslah eylesin, ıslahı mümkün değilse Allah kahretsin deriz. Zaten Türk Adaleti gereğini yapacağından hiç şüphemiz yoktur. Bir de bu gafil ve cahil güruhun oturup, Peygamberimize hakaret edenlerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakmalarını tavsiye ederiz.
Efendimizi kısaca tanıyalım;
571 yılında Mekke'de dünyaya gelmiştir. Doğumundan önce babası Abdullah'ı, altı yaşında annesini kaybetmiştir. Annesinin ölümüyle sekiz yaşına kadar dedesi Abdülmuttalib'in, sonra da amcası "Ebu Talip"in yanında yaşamını sürdürmüştür. Amcası Ebu Talip'in yanında ticareti öğrenmiş, Arabistan dışında Suriye, Yemen bölgelerini tanımıştır. Hz. Muhammed (SAV), putlara tapmaz, doğruluktan ayrılmaz, yalan söylemez, kimseyi kırmaz özellikleriyle, akıllı ve olgun davranışlarıyla, doğru sözlülüğü ve güvenilirliğiyle Kureyşliler arasında saygınlık kazanmıştır. Bundan dolayıdır ki, "Muhammedül Emin" (Güvenilir Muhammed) denilmiştir.
Ticaret işleriyle uğraşan, Kureyş'in saygın ve zengin hanımlarından olan Hz. Hatice'nin yanında çalışmaya başlamış, bir dönem sonra onunla evlenmiştir. Kabe'nin onarımından sonra kutsal sayılan "Hacer ül Esved"in yerine konulması sırasında, Kabilelerin anlaşamamaları üzerine çözüm için Hz. Muhammed (SAV) e başvurmaları, O’nun saygı duyulan, sorunları çözebilecek güce sahip, uzlaştırıcı kişilik özelliklerini gösterir.
Hz. Muhammed’in (SAV) Peygamber oluşu, kırk yaşlarında 610 senesinde Mekke'de gerçekleşmiştir. O dönemlerde Mekke'de bulunan hanif ve kendini dünya işlerinden soyutlayıp ibadete vermek isteyenler, recep ayında Hira dağına çekilerek, inzivaya dalarlardı. Hz. Muhammed'in de 40 yaşlarında kalbinde oluşan yalnızlık duygusu, Hira dağındaki bir mağaraya çekilip, günlerce ibadetle uğraşmasına vesile olmuştur. Orada Allah'ın kudretini ve azametini düşünüp, ibadet yapıyordu. Hz. Muhammed burada Allah tarafından kendisine verilecek olan büyük görevine hazırlanıyordu. Burada olduğu zamanlarda kulağına gelen ''Sen Allah'ın elçisisin.'' sözlerine rağmen, etrafında kimseleri göremiyordu. Kendisine verilecek olan görevin başlangıcında, sadık rüyalar görmeye başladı. Onun için bu süre altı ay boyunca devam etti.
İlk vahiy sonrasında kısa bir süre herhangi bir şey olmadı. Peygamberimiz yine Hira dağından ibadetten dönerken yine bir ses duydu. Başını kaldırıp baktığında, daha önce Hira dağındaki mağarada gördüğü meleği gördü. Korkuyla evine doğru gitti. Evine vardığında Cebrail kendisine el-Müddessir suresine ait ilk ayetleri getirdi. ''Ey örtüsüne bürünmüş kalk, insanları azap ile korkut. Rabb'ının adını yücelt. Elbiseni temiz tutarak, kötü şeyleri terk et.'' (el-Müddessir suresi, 1-5) Gelen ilk vahiy ile Hz. Muhammed Nebi olmuş, başkalarına dini tebliğ etmek için görevlendirilmemiştir. Bu gelen ikinci vahiyle kendisine ''Risalet' verilmiştir. Hak dinini tebliğ etmek için görevlendirilmiştir. Burada açık davet emredilmemiştir.
Hz. Muhammed peygamberlik yaptığı 23 yılın 13 yılını Mekke'de, 10 yılını Medine'de geçirmiştir. 610 ve 622 yılları arasındaki döneme Mekke dönemi, 622 ve 632 yıllarındaki döneme de Medine dönemi adı verilir.
Hz. Muhammed (SAV), Veda Haccı'ndan sonra Medine'ye dönmüş, Bizans'a karşı yeni bir sefer hazırlığındayken hastalanarak, 8 Haziran 632 tarihinde altmış üç yaşında bu dünyadan göçmüştür.
Rabbim kendisine kul, habibine ümmet ve Efendimizin şefaatına nail eylesin inşallah.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.