Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Dedikodunun olumsuz etkileri

Dedikodunun olumsuz etkileri

Dedikodunun pek çok tanımı olsa da; ‘başkalarını kınamak, ayıplamak, çekiştirmek maksadıyla gerçekleştirilen konuşmalar’ şeklinde tanımlayabiliriz. Ne kadar yapmıyoruz dense de hemen herkesin hayâtında ufak da olsa dedikodu vardır. Başkaları hakkında konuşma gibi bu yerilen ve güzel bir ahlâkî davranış olmayan dedikodunun kişi için hem dünyevî hem uhrevî cezâî boyutları vardır. Dünyevî boyutu yine bir nebze düzeltilebilir ama eğer düzeltilmez ise uhrevî yönlü müminin ebedi saadetinin tamâmını berbat edebilecek derece riskleri olan bu çirkin davranışı dünyâda iken düzeltmek en akıl kârı davranıştır.

Dedikodu toplumsal ve ahlâkî birçok kıstasa göre değişiklik gösterebiliyor. Bâzılarına göre muhabbet etme vesilesi olarak değerlendirilen dedikodu çoğunlukla dostlukların bitmesine vesile olabiliyor. Peki, acaba neden dedikodu yapılır? Cevap olarak şunları söyleyebiliriz:

Başkalarını kötüleyerek kendimizi temize çıkarma duygusuyla yapılabiliyor böylece kendimizi hatâsız ve en doğru davranışlı olarak görüyoruz. Yine diğer insanlara olan öfke ve kıskançlığı dindirmenin kolay bir yolu olarak değerlendiriliyor. Önceleri çaktırmadan kaçamak yapılan dedikodular şimdi alenen hiç çekinmeden fütursuzca yapılabiliyor ne yazık ki. Pek tabi güzel değil bu durum!

Kimileri can sıkıntısından, muhabbet edecek bir şey bulamadığından boştan yere onu-bunu konuşarak dedikodu yapıyorlar maalesef bu yanlı işe başkalarını da bulaştırıyorlar. Kimileri de makam ve mevki yönüyle kendisinden üst durumda olan kişilerle yapılan haksızlıkları, yanlışlıkları karşılıklı konuşma ortamı ve imkânı bulamadığından, yüz yüze konuşamayınca ver yansın ediyor arkasından, o kişinin başlıyor dedikodusunu yapmaya. Meselâ patronuyla, müdürüyle haksızlıkları mâkul bir şekilde konuşamayan daha alttaki memur öfkesini arkadan konuşarak yatıştırıyor. Tabi bu da hoş değil! Keşke herkes karşılıklı anlayış ve hoşgörü çerçevesinde her müşkili konuşarak halletseler ama ne yazık ki heyhat bu kırkta bir gerçekleşir.

Bâzen kıskançlıklar da dedikoduya sebep olabiliyor. İnsanlar kıskandıkları kişilerin dedikodularını yaparak başkalarının o kişiden nefret etmelerine sebep oluyorlar. Bu tabi dedikoduyu yapan kişinin özgüveninin eksikliğini gösterir. Aslında insanlar başkalarını yargılarken kendilerini düşürdüklerinin farkına varıyorlar mı acaba? Kendilerini pek değerli, mükemmel, hatâsız, kusursuz görenler başkalarını küçülterek kendilerini yücelttiklerini bilmelidir. Yâni bu şu demektir, başkaları kötü ama ben iyiyim. Kişi zâten bu düşüncesiyle en baştan hatâlı davranıştadır bu yanlışın peşi sıra diğer yanlışlar da ister istemez geliyor.

Dedikodunun bir başka sebebi de çevre edinme merâkıdır. Kişinin girdiği çevrede kabul gören ne varsa ona yönelme neticesinde insanlar birileriyle bir şeyler paylaşırken diğer kişilerin istenmeyen özellerine girerek dedikodu başlatıyorlar. İnsan ilişkilerinde az da olsa konuşarak kişiyi rahatlatıyor ve stresle başa çıkmaya yarıyor olarak görülse de dedikodunun hem kişisel bazda hem de toplumsal baz da ahlâkî yönden menfi etkilerini bilmeyen yoktur.

Psikologlar dedikodunun kısa sürede rahatlatıcı, sâkinleştirici etkisi olduğunu söylese de, uzun vâdede muhtelif çok farklı olumsuzlukların ortaya çıkmasına sebep oluyor, görüşündeler. Bir kere iki kişi karşılıklı konuşurken dedikodu gerçekleştiğinde üçüncü kişi veya diğer şahıslarla aralarında çatışma olabileceği, arada vâr olan güvenin sarsılabileceği gâyet nettir. Bu durum karşılıklı vicdan azâbı, pişmanlık ve mahcubiyetlere sebep olur. Dedikodu kişilerin şahsiyetlerini bozar. Karşılıklı konuştuğunuz kişilerin hep menfi yönlerine odaklanmanızı temin eder. Sizi insanların niyetlerinde şüpheye götürür. Dedikodu kişinin kendisine saygısını azaltabileceği gibi başkalarının da kendisine gösterdiği saygıyı azaltır, sosyal hayatta değer görmez. Dedikoduyu alışkanlık hâline getirenlerin psikolojisi bozulur. Kişi âdeta başkalarında hata bulma makinesi olur.

İnsan ilişkilerinde pek çok menfi yönü olan dedikodu, yüce dînimizce de kesinlikle yasaklanmış çirkin, istenmeyen, yerilen bir davranıştır. İşlememeye azâmî özen göstererek yaşamak müminin şiârıdır. Aksi hüsrandır. Aman dikkat!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi