İsviçre Parlamentosu önünde terör örgütü PKK büyük pankarta böyle yazmış. Erdoğan’a ölüm!!! Onu öldürün!!! İsviçre polisi gıkını çıkartmıyor. Terör örgütü PKK polisin şemsiyesi altında parlamento önünde yürüyor, nümayiş yapıyor. Buna demokratik hak diyorlar, nasıl demokratik haksa. Bir kere örgüt legal değil, illegal; ayrıca bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nı ölümle tehdit etmektedir.

Bu pankart, aslında Cumhurbaşkanı’nın şahsında Türkiye’ye karşı açılmış bir pankarttır. Şunu demek istiyorlar: Türkiye’yi öldürün, Türkiye’ye karşı savaş açın. Türkiye’ye ölüm!!! Bunu İsviçre onaylıyor, dolayısıyla Batı onaylıyor. Batı, PKK’yı maşa olarak kullanıyor. Yani Batı diyor ki Türkiye’ye ölüm!!!

Biz Batı için aynı Pankartı açıp, Batı’ya ölüm!!! demeyiz. Çünkü bizim medeniyetimiz bunu emretmez. Onların medeniyeti işte budur. Avrupa’nın göbeğinde Türkiye’ye karşı ölüm fermanı yazılıyor, sokaklarda gösteri yapılıyor. İçimizdeki Batı hayranlarına anlatmamız mümkün değildir. Aslında içimizdeki Batı hayranları da Batı gibi düşünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ölüm!!!

Yahu be kardeşim, Cumhurbaşkanı Erdoğan kimi temsil ediyor, Türkiye’yi değil mi? O Türkiye Cumhurbaşkanı değil mi? Neden kınamıyorsun? Kınayamazsın, çünkü sana Batı kültürü ve medeniyeti sevgisi içirildi; tıpkı İsrail Oğulları’na buzağı sevgisi içirildiği gibi. Bu sebeple onlar Hz. Musa’ya itaat etmediler ve Firavun’un idaresini istediler, sen git Allah’ın ile birlikte Amalika Kavmiyle savaş dediler ve Mısır’a geri döndüler.

Buna Haçlı ittifakı derler, tarihte olduğu gibi tekrar harekete geçtiler. Geçerler, sen kendi kimliğine sahip çıkmak için hareket edersen, ayağa kalkmak için hamleler yaparsan, birçok projeyi hayata geçirmek için çalışırsan; onun kulu kölesi olursan mesele biter, Haçlı ruhu bu şekilde avazını gücü yettiği kadar çıkarmaz.

Ölüm, onursuz yaşamaktan daha hayırlıdır. Yerin altı köle olarak yaşamaktan daha hayırlıdır. Bu sebeple parti ayırımı yapmadan sağ-sol demeden, Alevi Sünni meselesini dile getirmeden, ırkçılığı körüklemeden hep birlikte biz de Hilal ruhunu diriltmemiz gerekir.

Haçlı ve Hilal mücadelesi hiç bitmedi ki, derin derin içten mücadele halindeydi, Hilâl yavaş yavaş toparlanmak için kımıldayınca Haçlı avazını gücü yettiği kadar çıkarmaya başladı  Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ölüm!!!

Hilal hiç bir zaman ölmedi ki şimdi ölse; batıl ölür Hak ölmez, karanlık ölür, aydınlık ölmez, Batı ölür, Türkiye ölmez. Karanlık miadını doldurunca aydınlık gelir; tıpkı şafak sökünce aydınlığın geldiği gibi.

Şafak sökmek üzere, siz avazınız çıktığı kadar bağırsanız da Cumhurbaşkanı Erdoğan şahsında Türkiye’yi ölümle tehdit etseniz de.

Gelin hilalin şemsiyesi altına; size de yer var. Biz yaratılanı hoş görürüz, Yaratandan ötürü. Biz de tehdit yok, ölümle korkutma hiç yok. Biz sadece Allah’ın dinini yüceltmek için hukuk çerçevesi içerisinde İslam dininin öğretilmesine ve yaşanmasına engel olanlarla cihad ederiz.

 İşte bu cihad, din ve vicdan hürriyetinin ve fikir hürriyetinin garantisidir. Batı bunun farkındadır; ama gübre böceği gibi insani değerlerden mahrum medeniyetlerinin şemsiyesi altında yaşamaktan zevk almaktadırlar. İşte bu sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ölüm!!! Türkiye’ye ölüm!!! Pankartını açıyorlar.

Hoşça kalın.