Recep Çınar

Recep Çınar

Çok çalışma ile gol atma sıkıntısı giderilir mi?

Çok çalışma ile gol atma sıkıntısı giderilir mi?

Doğru futbol aklı ve sahada takım gibi duruşuylarıyla kazandılar Manisa maçını Konyasporlu futbolcular...
İşin taktik-teknik kısmı bir yana, psikolojik kazanma taraflarıyla da baskın çıktılar rakip oyunculara...
İçerideki Karşıyaka maçında  vermişti iyi sinyalleri...
Manisa'da da neticeye giderek, içimizdeki umutları yeşertmişti Konyaspor ve Uğur Tütüneker...
Şanlıurfaspor maçında oyunun büyük bölümünde baskın oynamamıza rağmen, gol atamama sakatlığı bu maçta da nüksedince, kaybeden taraf olmuştu Konyaspor...
Manisaspor maçındaki Konyaspor'u aradı gözlerim...
Rakibi ezen, oynadığı futbola, sahaya yansıttığı mücadeleye ve kazanma azmine saygı duyduran, ürettiği pozisyonları değerlendiren bir Konyaspor yoktu Urfaspor maçında...
Tabi ki burada en büyük sıkıntı, Uğur Hoca'nın da müzdarip olduğu ve dillendirdiği gol atamama sıkıntısıydı...
Uğur Hoca, dünkü demecinde, “Gol sıkıntısı yaşadığımız bir gerçek. Karşıyaka maçında da çok pozisyona girdik, ama maç 0-0 bitti. Şanlıurfaspor maçında da oyun olarak beklentiler gerisinde kalsak da ben çalıştırdığım takımlar arasında ilk defa bu kadar çok korner, serbest vuruş, duran top kazanan, gol pozisyonuna giren başka bir ekiple çalışmadım. Rakiplere de “0” pozisyon verdik. Bu kadar verimli bir tablo içerisinde gol atamamak ve kazanamamak insani üzüyor. Ama bunlara devre arasında çalışacağız. Bu sıkıntıları devre arasında çözdüğümüzde daha iyi olacağımıza inanıyorum” demiş...
Eyvallah...
“Devre arasında çalışarak bu sıkıntıları gidereceğiz” cümlesi hariç, diğerlerinin hepsinin altına imzamı atarım...
Sadece iyi çalışma ile bu gol atamama sıkıntısı giderilir mi?
İşte orada düşünmek lazım...
Belli bir yaşa, belli bir futbol aklına, belli bir meziyete sahip Atilla ya da Sinan'la olmuyor işte...
Yanlış anlaşılmasın...
Derdimiz bu oyuncuların kalitesini tartışmaya açmak değil...
Kariyerlerine hürmetimiz var aksine...
Ama yetmediklerini de söylememek kendimize ya da gözbebeğimiz takımımıza ihanet olmaz mı?
Bunu da görmezden gelmek olmaz...
Dedim ya, bu oyuncuların kişilikleri, iyiniyetli oluşlarına kimse laf edemez...
Ama kişilik ve iyiniyetle nereye kadar?
Dolayısıyla da buzdağının görünmeyen yüzeyine bakmak ve onun üzerinde kafa yormak gerekmez mi?
Öyle değil mi sevgili Uğur Hocam...
Şunu söylemeye çalışıyorum; Konyaspor'un bu sıkıntıları gidermesi için iyi bir uç santrafora, sırtı kaleye dönük bir golcüye ihtiyacı yok mu?
Bence var...
Tabi ki, oyunu yönlendirecek, takımı oynatacak, uç oyuncuları pozisyona sokacak bir “10” numaraya da ihtiyaç var...
Hem de şiddetle...
Özetlersem...
Karşıyaka ve Manisaspor maçlarında üst düzey mücadele eden, iyi oynayan, bir sürü pozisyon bulan, rakibe pozisyon vermeyen bu oyuncu gurubunun, dışarıdan gelecek, takıma ve kendilerine güç verecek takviyelerle ya da oyuncularla çok daha iyi işler yapabileceğine inanıyorum...
Uğur Tütüneker ile böyle bir oyuncu gurubunun ikinci yarıda iyi işlere imza atacağını, taraftarların yüzünü güldüreceğini, en azından rakibe saygınlığını, ezilmeyen bir futbol kültürünü kabul ettireceğini düşünüyorum...
***
ANKARAGÜCÜ MAÇI
Sorun bir değil, bin Ankaragücü'ünde...
Evin cümle kapısı gibi oldu sarı-lacivertliler...
Gelen vuruyor giden vuruyor..
Hepsinden önemlisi de huzuru yok Ankara temsilcisinin...
Tabi ki saha dışında benim  bu söylediklerim...
Ama ya sahada?
İşte orası farklı...
Karekterli oyunculardan kurulu bir ekip...
Çantada keklik olmadıklarını gösterdiler dosta düşmana...
Hem ortaya koydukları futbol akıllarıyla, hem de takım gibi duruşlarıyla...
Uzatmayacağım...
Kolay bir rakip değil Ankaragücü...
Taraftarları da sahaya inecek bu maçta...
Yalnız değiller bu anlamda...
Onun için diyorum ya, kolay olmayacak bu maç bizim için...
Ama kazanamayacağımız anlamına da gelmemeli tabi ki...
Önemli olan kazanacağımıza inanalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi