CHP ne Yapmalı?
CHP, 2002 milletvekili genel seçimlerinde oyların % 19.38’ni aldı. 2007 milletvekili genel seçimlerinde oyların % 20.89’unu aldı. 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimlerinde ise oyların % 25,9’unu aldı. CHP’nin oylarında bir yükselme gözükse de % 30’u geçmez. CHP’nin, oy oranı, çok partili hayata geçeliden beri, % 30’u geçmemiştir. Dolayısıyla tek başına şimdiye kadar iktidara gelememiştir.
CHP, 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimlerinde halkın gözünden eski CHP imajını silmek ve oy oranını artırıp, MHP ile koalisyon kurup, AK Parti’yi yıkmak için kaset operasyonuyla genel başkanını değiştirerek yeni CHP olarak seçime girmiştir; buna rağmen başarısız olmuştur. Demek ki CHP’yi sureti haktan cilalamak ve boyamakla halkı kandırmak mümkün değil; çünkü Türkiye eski Türkiye, dünya eski dünya değil, artık CHP bunu bilmeli aynı olan, hiç değişmeyen ve değişmesi de mümkün olmayan CHP’dir.
CHP ikiye bölünse de, başkanını tekrar değiştirse de veya yeniden bir revizyona gitse de CHP, CHP olduğu müddetçe değişmesi mümkün değildir. CHP, bunu bildiği için zaman zaman askeri darbelerin içerisinde bulunmaktadır. Mesela 1960 darbesi, Ergenekon sanıklarından aday göstererek milletvekili seçilmelerini sağlamıştır.
CHP’nin değişmeyeceğini ve değişmesinin de mümkün olamayacağını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa yapımı ile ilgili açıkladığı kırmızı çizgileridir. Bu çizgiler anayasanın ilk üç maddesidir. Bu maddeler şunlardır.
1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
3. Anayasanın 1. maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Bu maddeler, milletimizin menfaati doğrultusunda yeniden ele alınıp bir değerlendirilmesi yapılmadıktan sonra, diğer maddeler üzerinde değişiklik yapılmış olsa bile 1982 anayasası değişmemiş olacaktır. Muhterem Başbakan’ın dediği gibi Milletimizin, “Bu anayasa benim anayasamdır” demesi mümkün mü?
1. maddede mutabık oluruz. 2. maddede yer alan Atatürk milliyetçiliği ve laiklik kavramları yeniden ele alınıp bir değerlendirilmesi yapılsa daha iyi olmaz mı? Milliyetçilik kavramına ırkçılık yüklenmiştir. Yani milliyetçilik, bir ırkın diğer ırka üstünlüğü şeklinde anlaşılmaktadır; kavganın asıl nedenlerinden biri budur; diğeri laikliktir.
Türkiye’de laiklik, devletin dine müdahalesi şeklinde anlaşılmaktadır. Dolayısıyla devlet, dinin, hayatın bütün alanlarında varlığının olmamasını istemektedir. Başörtüsünün kamusal alanlarda yasaklanmasının, faiz, kumar ve zina gibi gayri gayrimeşru sektörlerin devlet eliyle işletilmesinin sebebi budur.
CHP, “Anayasanın ilk üç maddesi kırmızı çizgilerimiz” demekle İttihat ve Terakki zihniyetinin ta kendisi olduğunu bir kere daha ispat etmiş oldu. İttihat ve Terakki zihniyeti, Batı Medeniyeti’nin İslam medeniyetine karşı üstünlüğünü sağlamada bir figürandır. Dolayısıyla CHP’nin milletimizle barışması mümkün değildir.
Batı’nın dini vardır, tarihi vardır, onun kökleri Yahudilik ve Hıristiyanlığa dayanmaktadır. Laikliği, İslam dininin hayattan uzaklaştırması şeklinde algılayıp, bunu Batılılaşma felsefesi olarak dayatmakla Batılılaşmak mümkün mü? Olsa olsa figüranlık olur, uşaklık olur? Batılılaşmak için ikinci proje, bu aziz milleti Hıristiyanlaştırmak ise o zaman ihanet olur. İşte Bulgaristan, Macaristan gözümüzün önünde bu halklar Türk kavmindendirler, şimdi bunlar “Biz Türk kavmindeniz,” diyorlar mı?
CHP olarak biz, “Dini itikad ve ibadetten ibaret kabul ediyoruz,” dolayısıyla anayasanın ilk üç maddesi bizim kırmızı çizgilerimiz, derseniz,” buna İslam dini denmez, laik devletin dini denir. Yeni anayasa da, AK Parti’nin anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edinceye kadar askıda kalacak, demektir.
CHP, bu zihniyette olduğu müddetçe ne yaparsa yapsın tek başına iktidara gelemeyecektir. Bu durumda CHP’nin kendisini feshetmesi kendisi ve içinde yaşadığı bu aziz milletin menfaatine olur, diye düşünmekteyim. Siz ne düşünüyorsunuz, benim Sayın okuyucularım?
İçinde bulunduğumuz mübarek üç ayları iyi değerlendiren kullardan olma ümidiyle Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.
Not: Sayın okuyucularım, yaz tatili dolayısıyla Ramazan ayına kadar yazılarıma ara veriyorum, duyurulur.
CHP, 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimlerinde halkın gözünden eski CHP imajını silmek ve oy oranını artırıp, MHP ile koalisyon kurup, AK Parti’yi yıkmak için kaset operasyonuyla genel başkanını değiştirerek yeni CHP olarak seçime girmiştir; buna rağmen başarısız olmuştur. Demek ki CHP’yi sureti haktan cilalamak ve boyamakla halkı kandırmak mümkün değil; çünkü Türkiye eski Türkiye, dünya eski dünya değil, artık CHP bunu bilmeli aynı olan, hiç değişmeyen ve değişmesi de mümkün olmayan CHP’dir.
CHP ikiye bölünse de, başkanını tekrar değiştirse de veya yeniden bir revizyona gitse de CHP, CHP olduğu müddetçe değişmesi mümkün değildir. CHP, bunu bildiği için zaman zaman askeri darbelerin içerisinde bulunmaktadır. Mesela 1960 darbesi, Ergenekon sanıklarından aday göstererek milletvekili seçilmelerini sağlamıştır.
CHP’nin değişmeyeceğini ve değişmesinin de mümkün olamayacağını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa yapımı ile ilgili açıkladığı kırmızı çizgileridir. Bu çizgiler anayasanın ilk üç maddesidir. Bu maddeler şunlardır.
1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
3. Anayasanın 1. maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Bu maddeler, milletimizin menfaati doğrultusunda yeniden ele alınıp bir değerlendirilmesi yapılmadıktan sonra, diğer maddeler üzerinde değişiklik yapılmış olsa bile 1982 anayasası değişmemiş olacaktır. Muhterem Başbakan’ın dediği gibi Milletimizin, “Bu anayasa benim anayasamdır” demesi mümkün mü?
1. maddede mutabık oluruz. 2. maddede yer alan Atatürk milliyetçiliği ve laiklik kavramları yeniden ele alınıp bir değerlendirilmesi yapılsa daha iyi olmaz mı? Milliyetçilik kavramına ırkçılık yüklenmiştir. Yani milliyetçilik, bir ırkın diğer ırka üstünlüğü şeklinde anlaşılmaktadır; kavganın asıl nedenlerinden biri budur; diğeri laikliktir.
Türkiye’de laiklik, devletin dine müdahalesi şeklinde anlaşılmaktadır. Dolayısıyla devlet, dinin, hayatın bütün alanlarında varlığının olmamasını istemektedir. Başörtüsünün kamusal alanlarda yasaklanmasının, faiz, kumar ve zina gibi gayri gayrimeşru sektörlerin devlet eliyle işletilmesinin sebebi budur.
CHP, “Anayasanın ilk üç maddesi kırmızı çizgilerimiz” demekle İttihat ve Terakki zihniyetinin ta kendisi olduğunu bir kere daha ispat etmiş oldu. İttihat ve Terakki zihniyeti, Batı Medeniyeti’nin İslam medeniyetine karşı üstünlüğünü sağlamada bir figürandır. Dolayısıyla CHP’nin milletimizle barışması mümkün değildir.
Batı’nın dini vardır, tarihi vardır, onun kökleri Yahudilik ve Hıristiyanlığa dayanmaktadır. Laikliği, İslam dininin hayattan uzaklaştırması şeklinde algılayıp, bunu Batılılaşma felsefesi olarak dayatmakla Batılılaşmak mümkün mü? Olsa olsa figüranlık olur, uşaklık olur? Batılılaşmak için ikinci proje, bu aziz milleti Hıristiyanlaştırmak ise o zaman ihanet olur. İşte Bulgaristan, Macaristan gözümüzün önünde bu halklar Türk kavmindendirler, şimdi bunlar “Biz Türk kavmindeniz,” diyorlar mı?
CHP olarak biz, “Dini itikad ve ibadetten ibaret kabul ediyoruz,” dolayısıyla anayasanın ilk üç maddesi bizim kırmızı çizgilerimiz, derseniz,” buna İslam dini denmez, laik devletin dini denir. Yeni anayasa da, AK Parti’nin anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edinceye kadar askıda kalacak, demektir.
CHP, bu zihniyette olduğu müddetçe ne yaparsa yapsın tek başına iktidara gelemeyecektir. Bu durumda CHP’nin kendisini feshetmesi kendisi ve içinde yaşadığı bu aziz milletin menfaatine olur, diye düşünmekteyim. Siz ne düşünüyorsunuz, benim Sayın okuyucularım?
İçinde bulunduğumuz mübarek üç ayları iyi değerlendiren kullardan olma ümidiyle Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.
Not: Sayın okuyucularım, yaz tatili dolayısıyla Ramazan ayına kadar yazılarıma ara veriyorum, duyurulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.