Cevap geldi, ama
Cevap geldi, ama…
“Bay Başkana… Konyaspor’a FIFA tarafından verilen 2 dönemlik cezayı bildiğin halde neden kamuoyunu, taraftarları aydınlatmadın? Bunun özel bir sebebi var mı? Yüreğin varsa açıklarsın” diye sormuştum, “Konyaspor, ‘yönetim’ ve ‘sümenaltı’ kurbanı mı?” başlıklı yazımda…
Cevap geldi…
Kimden dersiniz?
Tabi ki bay başkandan değil…
Peki kimden?
Yeminli Tercümandan…
Hanımefendi yanlış bir anlaşılmadan dolayı üzgün, bir o kadar da sitem doluydu… Miloş davası nedeniyle FIFA tarafından Konyaspor’a verilen cezanın 2 sene değil, 2 dönem olduğunu, ancak yanlış bir tercümeden dolayı da bu cezanın kamuoyuna 2 sene olarak açıklandığını ifade etti kendince…
Doğrudur, yanlıştır bilemem…
Yeminli bir Tercüman’a inanmamak olur mu?
Konyapor’un zor günler geçirdiğini, başkanın yoğunluğunu, hatanın kendisinden kaynaklandığını, dolayısıyla konunun uzatılmaması gerektiğine inandığını belirterek, telefonu kapattı…
Hanımefendi adına üzüldük elbette…
Sonuçta insanız…
Şimdi…
Yeminli Tercüman, ‘benim hatamdan kaynaklandı” diyerek, sorumluluğu üzerine alırken, bu kulübün başkanı hala “gazel” okumaya devam ediyor…
“İşte ceza gerçeği” başlıklı haberimiz üzerine, konunun ciddiyetini anlayan yerel ve ulusal gazeteler ile ajanslar, bu haberin doğruluk derecesini öğrenmek için bay başkanın kapısını çaldılar doğal olarak…
Sonuçta yaptıkları iş bir kamu görevi… Kamuyu da doğru bilgilerle aydınlatmak zorundalar… Ancak, bay başkanın açıklamalarına öldüm gülmekten… Çünkü, gülünecek cümleler kurmuş yine…
Bakın neler söylemiş bay başkan…
“Cezanın 2 transfer dönemini mi yoksa 2 yılı mı kapsadığıyla ilgili henüz net bir şey yok. Biz, FIFA'ya 2 dönemden ne kastedildiğinin açıklanması için resmi başvuruyu yaptık. FIFA'nın cevabını bekliyoruz…”
Efendim…
Anlamadım!!!
Cezanın kaldırılması için değil, 2 yıl mı, 2 dönem mi ceza aldıklarını öğrenmek için başvuru yaptıklarını söylemiş bay başkan…
Kafam karıştı valla…
Peki Yeminli Tercüman hanımefendinin söyledikleri ne? Hatanın kendinden kaynaklandığını ifade eden, dolayısıyla bir yanlış anlama olduğunun altını çizen kişiye kim ne diyebilir…
Bay ‘Başkan’a mı, ‘Yeminli Tercüman’a mı?
Bu durumda kime inanırsınız?
Valla ben ‘Yeminli Tercüman’a inanırım…
Yiğitçe çıkıp hatanın kendinde olduğunu açıkladığı için…
Tabi ki, Memduh Oğuz’a da…
Bay başkana mı?
O, Popülist yaşamaya, Popülist konuşmaya, Popülist başkanlığa devam etsin…
Ne diyebilirim ki?
Bir haddi vardı ve onu bilmesi gerekirdi… Kabahati kimsede aramaya hakkı yok o nedenle… Kendi ipini kendi çekti…
Dolayısıyla Konyaspor’un da…
Aksini söylemek ne mümkün…İki yanlışın bir doğru etmeyeceğini en az bizler kadar kendisinin de bildiğinden eminiz… Lakin bu burnundan kıl aldırmaz tavırları ile hem kendisine hem de Konyaspor’a büyük zarar verdi, vermeye de devam ediyor…
xxx
BAŞBAKAN’IN KONYA MİTİNGİ
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Konya mitingi ile ilgili birçok dostum sitemde bulundu, haklı olarak… Dostlar, “Başbakan gittiği her kentte, o kentin takımının sembolü olan atkılarla, bayraklarla miting meydanlarını coştururken, Konya’yı neden es geçti?” diye başımın etini yediler…
Uzatmayacağım…
Bir Trabzon, bir Diyarbakır, bir Sivas, bir Kayseri olmadığımız için…
Bu şehirde yaşayıp da, şehri içimizde yaşatamadığımız için…
Bu şehri sevseydik, bu şehrin çıkarlarını, kendi çıkarlarımız önünde görseydik, Başbakan Recep Tayip Erdoğan, bırakın Konyaspor atkısını, bayrağını, Konyaspor’un dünüyle, bugünüyle, yarınıyla çıkardı miting meydanına, Konya’ya verdiği önemi gösterirdi dosta düşmana…
Sallardı Konya’yı…
Ama sallamadı Konyalıyı…
“Konya’yı cepte” bellemiş ya…
Konyaspor mu?
Geçin…
Yeni stat mı?
Onu da geçin…
Yürü ‘Konya’lım yürü değil, uyu ‘Konya’lım uyu…
Bu kafayla biz daha çok uyuruz, bizi daha çok uyuturlar…
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” tavırlarımızla siyasetçilerin muhteşem sofralarının ara sıcağı olmaktan da öteye gidemeyiz… Anlayacağınız hak ettiğimiz gibi yönetiliyoruz…
Nokta.