Bürokratın Nostalji ve Değişim Tavrı
Bizim kuşaklarda, yılların birikimi vardır. Bu birikimlerde değişiklikler iyiye doğru yönelmeler çoğunlukta olmakta.
Bu bakımdan yazımı yıllar evveline göre değişim olarak müşahede ettiğim iyileşme hareketleri yanında birde “Şu siyasilerimizle ile önemli (!) üst makam kurumlarında oturanlarda da olabilse” düşüncesi içinde sunmaktayım.
Tek partili devirde; Hastanede ki başhekim, doktor, hemşire ve hastabakıcısına..
Belediyelerde ki, odacısından, zabıta memurundan üst kademelere kadarına..
PTT idaresindeki gişe memurlarına trenlerdeki kondüktörlere..
Vergi, nüfus vb. gibi daireler yanında tüm devlet memurlarının bulunduğu yerlere kadar ayniyle olasılıklı idi!..
Karşısındaki hizmet göreceği vatandaşa...
Çoğu tepeden bakarcasına ciddiyet içinde, mümkünse zorluk çıkarma, yeri gelince azarlama bile eksik olmazdı. Kısacası vatandaşın üstünde sanırlardı kendilerini. Birazda zamanın tek hâkimiyetçiliğinden dolayı idi galiba.
Nitekim pek çok yazarın da üzerinde durduğu gibi kökleşmiş bu duygunun kökleşmiş siyasi parti ve yönetiminde görülmeye devamı var olduğu gibi!..
***
Meşhur tekerleme haline gelen “Bu gün git, yarın gel” düsturuna sahip çıkanlar çoğunlukta oluyordu...
Bendenizin 60’lı yıllar evveli gördüğü tahsildarlar hariçti!..
Belediye veya maliye tahsildarları olan tahsil memurları, tabiri mazur görün, nedense boynu bükük denircesine, elinde yıpranmış çantası ile girdiği mağaza veya çaldığı kapı da…
Karşısındaki mükellefe(!), vergi tahsilâtı yapmaya geldiğini belirtir, ödemesini isterdi. O verginin borcu hemen o ayın değil. Belki birkaç yılın toplanmışı da olabilir ve cezasız olarak istenir, icra işlemi olmazdı.
Vatandaş, diğerlerine çıkışamasa da(!) bunlara sertçe, “Para yok gardaşım. Birkaç ay sonra gel” der, bazı mağaza sahipleri bir çay ikram etse de çoğunluk yapmadığı için…
Tahsildar efendi elinde çantasıyla uzaklaşıp, altı ay sonra bir daha gelirdi. Tabii tahsilat yapabilirse!..
Çok partili devir başlayınca, vatandaşın biraz gözü açılır gibi olmuştu.
Bürokratlarda kendilerine birazcıkta olsa çeki düzen yani sert davranışlardan kaçındı. Çünkü partili olabilir(!) şikâyeti ile ekmeğimden olurum düşüncesine de göre azalsa da…
Yinede yakın yıllara kadar devam etmekle beraber nedense çok çok nadirat olarak aynı yönde olanlarda maalesef hâlâ eksik değil.
Bilhassa hastabakıcı, vergi daireleri, elektrik su abone işlerine bakanlardan…
***
Bu yıllarlık kanıksamamız üzerimizde yer ettiği için, yeni oluşumlar bendenizi hayrette bırakabiliyor!..
Değişim de, pek çok kolaylığı gösteren bilgisayar bağlantı ve ağlarının da rol ve faydası haylice büyük.
Birkaç yıl öncesinde bile karşılaştığım ve takdir ettiğim basit ama mühim iki olayı aynen yansıtmak isterim.
Antalya, Serik ilçesindeyim. Konya'da kayıtlı kablolu yayın ücret ödemesinin son günü.
Telekom’un o günlerde ki veznedarına kaydettiğim numarayı vererek ödeme yapmak istiyorum… Verdiğim numara tutmuyor.
Nostaljideki oluşumlar gibi memur beyefendi azarlarcasına “Al kardeşim asıl numarayı getir” deyip bir nevi kovalamaca demeyim de savma yapmıyor!
“Ne yapsam ki” diye üzüntülü duruşumu gören ilgili. Sırada başkaları da bekleyiş içinde iken “Bir dakika” deyip numara rakamları üzerinde değişiklik yapıp araştırıyor ve buluyor doğru abone numarasını.
Netice hallolunurken ilgiliye teşekkür ediyorum. O ise gülümseme içinde“Vazifemiz..”(!) diyerek cevaplıyor!...
***
Diğer bir olay ise yıllarca hiç alışamadığımız bir şekilde cereyan ediyor!..
O yılların üç yıl evveli elektrik abone olduğum ama hiç kullanmadığım dairem için gelecek ödentilere komşum ilgileniyor. Su ödemesi gelirken elektrik ihbarı gelmemiş oluyordu kullanılmadığı için.
Bu yeri satmamla üç yıllık aboneyi iptal için gittiğimde!.
Bildirim yapılmayan önceden kalmış 20 Kw. ve o yıllarda alınan hizmet vergisi ile esas borç 30 milyon TL cezasıyla 80 milyon TL olduğunu bildiriverdiler.
“Tebliğ etmediğiniz borca ceza bindirilemez. Madem bu kadar borç vardı neye kapatılmamış” dedimse de nostaljiden kalan zihniyetle sertçe “Tamamını ödemek zorundasın. Başka yol yok. Ödemeyi yapmazsan kesilir” deyiverdiler.
Birde ilgili şef veya müdürlerine derdimi anlatayım diye gittiğimde. Bakınız neler oldu.
Şeflik odasında ki orta yaşlı hanım etrafında ayakta veya oturanların dertlerini dinleyip güler yüz ve samimiyet içinde cevap veriyor, bilgisayardan bilgi alıp, olabilecek şeyleri ilgili memura telefonla bildirip vatandaşı huzur içinde yolluyordu!.
Yaşlıya hürmet olacak ki bendenize de “Şöyle oturun amca” dedi ve sıram gelince de derdimi dinledi.
İnanın ne bendeniz onu, ne de hanımefendi bendenizi daha önce veya o sırada tanımıyoruz. Gazeteciliğim falanı da böyle işlerde asla söylemem...
İdare memurlarına kabahat bulmadı. “Mutlaka bildirim bırakmışlardır ama kaybolmuştur... Borcunuzu gişelerden sormuşsanız aksaklık olabilir... az kw. diye lehinize kapatılmamıştır...” gibi cümleleri sima gülümsemesi içinde sıraladı. Bilgisayardan da durumu öğrendi...
***
Bendeniz içimden ne desem haklılar çaresiz ödeyeceğim diye düşünürken, “bir dakika” dedi.
Bir yerlere telefon etti ve “Siz ceza affından faydalanacak ayrıca depozitinizi de alınca mahsup neticesi az bir miktar ödeyeceksiniz. Karşı odadaki memura gidin işleminiz yapılacak.” dedi.
Gittiğim ilgili ise cevaben “Hayır bana telefon edilmedi burada yapılacak işlem yok vezneye gidip borcunuzu ödeyeceksiniz” diye ciddi ve sert şekilde söyleyiverdi!..
Al sana genç ama eski memur zihniyetli biri deyip, şef hanımefendiye tekrar giderken şikâyet etmeyip “bulamadım” dememden bile anladı galiba ki.
Bizzat yerinden kalktı, kalabalığın içinden zorla geçerek aynı memura geldi. “Amcanın işini tamamlayın dedi” ise de memur “biz yapamayız” cevabını alınca, oradaki telefonla indirimin nasıl yapılacağını öğrenip, beni vezneye götürüp yapılacak işlemi onlara anlattı ve sıradakilerin hakkını almamak için “Amcanın sırası gelince gereğini yapalım” ricasıyla gitti...
İşimi bitirip kendilerine teşekkür ettiğimde diğer memur gibi aynen “Vazifemiz” dedi.
***
Bu yazımla vatandaşlara karşı bürokratlarımızın sevgi ve kolaylık içinde işlem yaptıklarına çok kere Müşahede etmekten büyük memnunluk duymaktayım
Ah bir de demokrasi yolunu zorlaştırma yerine kardeşlik ve kolaylık içinde politikacılarımız ile yüksekteki kurumlarımızda oturanlar da bizlere mutluluğu sağlayabilse
Türkiye demokrasi’de de ilerledi düşüncesi içinde. Daha da mutlu olacağım. Dilerim öyle adım ve günleri görürüz.
***
Sağlık içinde yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.