Ve...

Tılsım bozuldu...
Burnumun direği sızlardı...
İçim acırdı...
Müslüman bir ülkede, islamiyete bu kadar zarar veren bir adama, kimsenin sesini çıkarmaması, beni derinden yaralardı...
Onca çirkinliğine rağmen, birileri tarafından bu adamın korunup kollandığını düşünürdüm...
Yanılmışım...
Sırası gelen paketleniyor...
İtiraf etmeliyim ki, bunda biraz geç kalındı!
Burnumuzun direğini sızlatan, içimizi acıtan, Adnan Oktar'ın çoktan paketlenmesi lazımdı...
Kendisine ve eniklerine operasyon yapılması için öyle suçlamalar var ki, “köpek dirhemini yese kudurur” derler ya, onun gibi birşey...
Örgüt kurmayı geçtik, çocuklara cinsel istismar, reşit olmayanlarla cinsel ilişki, cinsel taciz!
Sonra mı?
Şantaj...
Tehdit...
Cebir...
Ve en önemlisi de, dini inanç ve duyguların istismar edilmesi...
Dahaları da var...
İftira...
Çocukların kaçırılıp alıkonulması...
Halkı askerlikten soğutma...
Toplamda 31 suçlama...
Ülke, bu din bezirganlarından çektiğini, deyim yerindeyse düşmanından çekmedi...
Amaçlarına ulaşmak ve toplumda yer kazanmak için, dinimizi ticari bir nesne haline getirdiler...
Bunların hepsinin bir hesabı vardı, ama Allah'ın da bir hesabı vardı...
Önce burada, sonra da öbür tarafta verecekler hesaplarını...
Öyle elini kolunu sallaya sallaya gitmek yok öbür tarafa...
Bir çok insanın ocağına ateş düşür, çocuklarını annelerinden babalarından  ve hayattan kopar,  bunlar yetmezmiş gibi, kendi kanalında, Filistin halkını yerden yere vur, ama terör devleti İsrail'e övgüler düz...
Bu “rezil”liklerin yanına kalacağını mı sanıyordun!?
Utanmadan da, “İngiliz derin devletinin bir oyunu” diye ağla...
Oldu...
Dini iğrinç emellerine alet et, ahlakı yozlaştır, insanlara iftira at, hayatları karart, canları yak, sonra da “din” de, “iman” de, “kuran” de, “mezhep” de...
Hadi len ordan.
xxx
“Adnan Oktar” denilen bu din bezirganının yanından kaçan eski müridlerinden olan Ceylan özgül'ün, bir gazeteye verdiği mülakatı okurken, deyim yerindeyse tüylerim diken diken oldu...
Kadının anlattıkları gerçekse eğer, bu içine şeytan kaçmış adama bugüne kadar neden sabredilmiş, neden müdahale edilmemiş?
Akıl alacak gibi değil...
“Çamur atıyor” desem, kesinlikle değil...
Çünkü, canı yanmış...
Eski müridin anlattıkları ile bu utanmazın yaşantısı birebir örtüşüyor...
İslam adı altında  dini duyguların sömürüsü, çocuk yaştaki kızların kandırılıp hayatlarının karartılması, birçok kızın uygunsuz şekilde fotoğraflarının çekilmesi, kameraya alınması gibi, arsızlığın baş aktörü olan, bu adama en büyük ceza verilmeli...
Ben yine başa dönüyor ve “bu utanmaza bu arlanmaza niye kadar tahammül edildi?” sorusunun cevabını arıyorum...
Niye?
Gerçekten niye?
Birisi çıkıp bunu insanlara anlatsın.