Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Buhran zamanlarında kadınlara düşen roller

Buhran zamanlarında kadınlara düşen roller

Son günlerde çok açık ki zor problemlerle boğuşuyoruz. Bireylerde, ailelerde, toplumda mevcut olan pek çok sıkıntının çözülmesinde her katmanın kendine has görevleri vardır. Problemlerin bitirilmesinde kilit rol oynayacak kişilerin başında da kadınlarımız ve annelerimiz gelmektedir. İçinde bulunduğumuz şiddet ve terör sarmalında bizzat annelerimize büyük sorumluluklar düştüğü kanaatindeyiz.

Geçtiğimiz yıllardaki yazılarımızda bilhassa Güneydoğuda vuku bulan, istenmeyen vurma-kırma, yakma-yıkma hatta hâince ve acımasızca adam öldürme hâdieseleri sırasında bu menfi olayları icra eden gençlerin annelerini “Kürt Gençleri SOS veriyor” yazımızla ve bu konuyu ihtiva eden başka yazılarımızla ikaz etmiştik. İnsanlar olarak bilhassa da anneler olarak ülkemizde cereyan eden yanlışlıklara “dur-yapma-yazık-günah” dememiz gerekiyor. Geçen sene 6-8 Ekim olaylarında yardıma muhtaç ailelere et götüren 16 yaşındaki genç evlâdımızın hiç unutulmayacak şekilde hunharca katledilmesi (Yâsin Börü) anaların görev ve sorumluluklarını yapmadıkları husûsunu ortaya koymuştu.

Bugün için de ayni uyarıyı yapmak durumundayız. 

Yüce dînimizin, kutsal vatanımızın güzel anneleri! Son günlerde ülkemizin milli serveti, milletimizin emeği olan pek çok araç, kamyon, tır, iş makineleri, belediye otobüsleri, itfâiye-sağlık ve emniyet araçları yakılıyor. (Son on günde toplam yüzü aşkın araç-Bu korkunç bir rakam!) Bankamatikler, otobüs durakları, demir yolları tahrip ediliyor. Barajlar, elektrik trafoları, enerji hatları havaya uçuruluyor… Orman yangınları çıkarılıyor… Daha yazalım mı? Bunlar bu memleketin milli servetleridir. Ülke servetinin hiçten yere yok edilmesi olacak şey mi, doğru mu? Bizler Kürt olalım, Türk olalım ya da Arap olalım milli servetimiz niye yok edilsin? Hem de bizim evlatlarımız tarafından yapılırsa buna nasıl izin verilir? Devlet zâten izin vermez ancak bu hususta biz annelere görev düşmüyor mu? Çocuklarımıza başkalarının mallarına zarar verilmez, başkalarının mallarına dokunulmaz, bizim olmayana el sürülmez erdemleri en önce evlatlarımıza annelerimiz tarafından öğretilmeli değil mi? Hak-hukuk tanıma ve gözetilme çocuklara verilmesi gereken en ehemmiyetli bir insanlık erdemidir.

Haksız yere başka bir cana kıyılmaz. Bu ölmez hakikat yavrularımıza nasıl belletilmez, ruhlarına kazınmaz, beyinlerine işlenmez? Nedir bu devlet görevlilerimizin kalleşçe öldürülmesi işi? Bunu beyinleri yıkanmış o genç terörist çocuklar yapıyor? Yüreğinde en çok merhamet ve şefkat barındıran analar bu güzel duyguyu çocuklarına vermeli değil mi? Peki bu memleketin evlâdı o terörist çocuklar nasıl böyle acımasızlıklar sergileyebiliyor? Bomba yüklü traktörü karakolun önünde patlatarak amacı yalnızca vatanını korumak olan o mâsum Mehmetçiklerimizi öldürmeye niye cesâret ediyorlar? Hak aşkına böylesi hâinler, bu vatanda nasıl yetişiyor anlaşılır değil? Bir anne evlâdının nerelere gittiğini sorgulamaz mı? Hele şu devirde! Bu terörist çocukları bu hâle anneleri getirmediğine göre birileri bu hâle getiriyor…

O birileri kim ola ki….

Kim olacak bizzat terör örgütünün fâliyetleri kapsamında bu gençlerin kafaları zapt ediliyor, beyinleri yıkanıyor. Tahsil yapmaya, kendini geliştirmeye, vatana-millete faydalı olmaya değil öldürmeye ve ölmeye odaklı bir gerilla (!) savaşına gençler hazırlanıyor. Yediden yetmişe terör örgütünün ve onun legal temsilcisi mâlum parti fâliyetlerinde bu işleri organize ediliyor, çalışmalar yapılıyor, Marksist-Leninist kitaplar okunuyor, Zerdüştlük dîni propagandası yapılıyor. Kürt kardeşlerimizin kimyasıyla oynanıyor. Tekrar edelim çocukların, gençlerin beyni yıkanıyor. Bunlara nasıl izin veriliyor bu da ayrı bir çıkmaz? Bu olumsuz çalışmaların adı demokratik fâliyetler olamaz. Olsa olsa bunlar vatana-millete ihânet çalışmalarıdır. Asla ve asla izin verilmemelidir. Yerleri bir bir tespit edilip o mekanlar basılmalı terörist yetiştiren o hâin kişiler gereken cezâlara çarptırılmalıdır. Bir zamanlar bizler Kur’an ve ilmihal okuyamazdık. Basılacağız diye. Halbuki dinimizin en meşru öğrenim haklarıdır bunlar. Ya bunlarınkine ne demeli?

Peki, bu anlattıklarımız devletin görevleri ama annelerin de burada sorumlulukları var, görevleri var ve ihmalleri var. Kadınlar toplumu her zaman olumlu motive eden pozitif enerji kaynaklarıdır. Bilhassa da Kürt anneleri çocuklarını şiddete teşvik eden toplantılara, gençlerini içinde yaşadıkları vatana ihânete çağıran oluşumlara kati surette göndermemeli, kendileri daha en baştan onları güzel ahlâkî davranışlarla yetiştirmek için en samimi gayretleri göstermeliler, yanlışlar yapan gençleri uyarmalı, yapıcı nasihatleriyle onları dâima hayırlı davranışlara sevk etmeliler vesselam. Haksız mıyım?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi