Bugün Rebîü’l Evvel Ayı’na girdik
Efendim önce Cumânız sonra da, iki cihan Rasûlünün dünyâya teşrif ettiği Rebîü’l Evvel Ayınız hayırlı ve mübârek olsun, diyerek başlayalım. Rabbi Teâlâ önümüzdeki güzel günleri en kâmil mânâda değerlendirebilmeyi nasip etsin inşaALLAH.
Bir sene daha geçti yine bir kutlu doğum iklimine kavuştuk şükürler olsun. Bilindiği üzere yıllardır her kutlu doğum ayında biz satırlarımıza O kâinâtın eşsiz insanı son Peygamber Hazreti Muhammed Mustafa aleyhissalâtu vesselâm’ı konuk eder, O’nu yazarız. Neden mi? Zira O’na şu günümüz gerçekliğinde çok muhtâcız, O’nu konuşmaya, O’nu hatırlamaya, O’nun sünnetlerini yaşamaya her şeyden çok ihtiyâcımız var.
O’nun doğduğu bir mübârek ayı vesile ederek Peygamberimiz aleyhisselâm’ın hayat tarzını tekrar hatırlamakta fayda var. Eğer O olmasaydı biz hayattaki en değerli hazine olan imânı, İslâm’ı, ihsânı, ahlâkı, ibâdeti, kulluk şuurunu, insanlık şerefini nereden bilecektik? O’dur bizi hakikatlerle tanıştıran. O’dur bizi Rabb sevgisiyle buluşturan. O’na çok şey borçluyuz. O âlemlere iftihar vesilesi, O ölü kalplere can bahşeden bir cevherdir.
O’nu yazmak, O’nu anlatmak, O’nu tanıtmak en ehemmiyetli görev ve büyük bir şereftir bizim için. Elbette ki bu şerefli görevi yerine getirmek hem liyâkat hem de âzâmî gayret gerektirir. Bu görevi kolaylaştırarak en güzel şekilde ifâ etmek boynumuzun borcu olsun. O’nu anlatırken O’nun hayat tarzını yaşayarak tatbik edenler sözlerinin tesirini müşâhade edebilirler. Zâten sünneti seniyyeler de yaşanmak için değil midir? Boş söz değil yaşayan sözler geçerli olur. O aleyhissalâtu vesselam nasıl; ‘yaşayan canlı bir Kur’an’ idiyse bizler de; ‘yaşayan canlı Muhammedîler’ neden olmayalım? O aleyhisselam her insanın yaşayabileceği kolay ve faziletli bir hayat yaşadı. Yâni O aleyhisselam herkes gibi bir kul idi ayni zamanda da bir peygamberdi fakat hayâtında zorluk yoktu ve hep ümmetine kolaylık diledi. En sâde en mütevâzi hayâtı ile gerideki ümmetine rehberlik etti.
Bizler elimizden geldiğince, gönlümüzün coşturduklarını kalemimize aktararak O kâmil kulu, O örnek Nebî’yi sizlere yılmadan, bıkmadan tekrar tekrar anlatacağız, hatırlatacağız çünkü O aleyhissalâtu vesselam’da hayâtı boyunca Hak dîni anlatmada zerre yılmadı, bıkmadı. Hakk’ın hakikatlerini insanlara anlatmak için büyük gayretlerle mücâdele etti. O yaşadığı devirdeki bütün câhiliye taassuplarıyla katılaşan gönülleri nasıl yumuşattıysa bizler de mümkün olduğunca, günümüzdeki câhiliye âdetleriyle bunalan ruhlara, taşlaşmış yüreklere O’nun hayat tarzını, ahlâkî modellerini sunarak samimi bir cehd ile O’nu kendi hayatlarımıza yeniden taşımanın gerekliliğini aktatacağız sizlere inşaALLAH.
Biz dînimize güveniyoruz, İslâm’ın Hak Peygamberine inanıyoruz ve bugünkü insanlığın top yekûn bu prensiplere muhtaç olduğunu görüyoruz. Peygamber Efendimiz aleyhissalâtu vesselam o devirde câhiliyenin sapkınlıklarından korkmadı. O yalnızca Rabb’ine güvendi, Allah Teâlâ’nın dîni yaymak için çalıştı, çabaladı. Rabb’i de O şanlı Rasûlünün hep yar ve yardımcısı oldu. O kutlu Rasul kutlu davâsı için sâdece çalışmakla kalmadı insanların Hakk’ı tanımaları için onlara duâlar etti. Bizler de aynisini yapalım.
Yalnızca etrâfımıza bu güzel ayda Peygamberimizi anlatmakla kalmayalım. İnsanların O’nu tanımaları, anlamaları ve yaşantı tarzını benimsemeleri için duâlar edelim. Biliniz ki, Cenâb-ı Hak duâlara cevap verendir. Eğer yardım Hazreti Allah’tan istendiyse emin olun sonuç mutlak başarı olacaktır. Yeter ki biz bu işi yürekte inanarak yapalım. Amacımız gönüllere şu kutlu doğum ayında yürekleri tekrar Rasûllullah sevgisiyle doldurabilmektir. Haydi bakalım bu ilk yazımız, inşaALLAH bu muhteşem işi lâyıkı vecihle başarabiliriz. Gayret bizden Tevfik yüce Yaratandandır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.