Bugün biz Müslümanlara insanlık dersi vermeye kalkanların buna hiç hakları olmadığını belirtelim. Savaşta ve barışta, en âlâ huzur ve güvenle içinde kaç çeşit milleti kaç çeşit teb’ayı barındıran ecdâdımız Osmanlı’nın misalleri bize yeter. Mücâdele ve cedel ânında bile yiğitlik ve mertliği ellerinden bırakmayan askerimize Çanakkale şâhit, Doğu şâhit, Batı şâhit âlem şâhit. Hele bir de şimdinin ahlaksız, fütursuz savaşlarına bir bakın! Küçücük mâsum bebelerin üzerine misket bombaları yağdıran, kendi halkını variller dolusu bombalarla yok eden devlet reisleri mi ararsınız zâlimlikte… Barış ve demokrasi götüreceğiz diyerek binlerce insanı katledenleri mi! Ebû Gureyblerde en ağza alınmayacak derecede âdi işkencelerle erkek-kadın demeden mazlum ülke halkını mağdur ve perişan edenler mi ararsınız… Konuşmaya ne hâcet! Biz insanlıktan dem vuranları çok iyi biliriz.

Siz Batı ve yandaşları ve yine siz ABD ve arkasında durduğu haydut devlet siz ve yaptıklarınız düşmanlığın sınırlarını çoktan aştı. Düşman kelimesi bile size düşük kalır. Arkadan kalleşçe, içerden hâince, uzaktan hilekârca Müslümanlara öylesi çirkinlikler yaptınız ki size düşman kelimesini bile az görüyoruz… Müslümanları hunharca öldürmeniz yetmedi çevirdiğiniz dolaplarla, kumpaslarla, komplolarla Müslüman ülkeleri yaşanmaz hâle getirdiniz o da yetmedi mezhebi ve etnik ayrılıkları körükleyerek Müslüman’ı Müslüman’a öldürttünüz. Kendiniz kurdurup Müslümanların başına belâ ettiğiniz örgütlerle (El Kâide, Eş Şebab, Boko Haram şimdi de İşid) insanları İslam’dan nefret ettirdiniz. Ahlakımızı savurdunuz, kültürümüzü yerle bir ettiniz, zenginliklerimizi talan ettiniz. Bize yazık ettiniz… Yüzünüzdeki ‘demokrasi’ maskesi düştü, niyetlerinizi ne kadar saklasanız da artık deşifre oldunuz. Her şeyin farkındayız. Dürüst düşmanlarımız düşmanlıkta doğrusu sizin elinize su dökemez.  

Batı olarak İslam ülkelerini hep sömürdünüz; altını, elması, petrolü, doğalgazı, insan gücünü aldınız, aldınız sonra da İslâm olanları ezdiniz, yaktınız, yıktınız… Medeniyet, demokrasi, laiklik adı altında istediğiniz düzeni kurdunuz, uzaktan kumandalı adamlarınızla Müslüman’ca adım atanın üstüne çöktünüz yıllarca. Sizinkilerden bile safça size sığındık. Kendi ellerinizle besleyip yetiştirdiğiniz kâtillerle İslam adına cinâyetler işlettirip dünyâyı ayağa kaldırdınız. 12 kişi için müthiş bir dayanışma sergilediniz ama haksız yere ölen ve öldürülen 12 milyon Müslüman’a çifte standart uygulayarak görmezden geldiniz… Yeryüzünde sizin gibi düşman daha görülmemiştir.

Bizler dünyânın hangi çark üzere döndüğünü biliyoruz artık ama bir gün inşaALLAH bizimle berbâber ağlamayı öğrenirsiniz. İnsanlık budur çünkü! Bizim sizlerin nezdinde değerimiz olsun diye bir iddiamız yok, olmasını da istemiyoruz, gördük gerçek yüzünüzü zira. Biz nerde bir mazlum varsa onun yanındayız ve o mazlumların katında değer görürüz. Biz hem kendi kardeşlerimiz Müslümanlara hem de ortak insânî değerler çerçevesince tüm insanlığın iyiliğine katkı da bulunmak isteriz bu sebeple Afrika’ya gidiyoruz ancak siz bizi anlayamazsınız zira ortak insânî paydalarda buluşmamız lâzım anlaşmamız için. Ölçütlerimiz farklı olduğu için bu da mümkün görünmüyor. Sûriye’de, Mısır’da, Libya’da, Gazze’de en son gördük insanlığınızı. İkiyüzlüsünüz, çifte standartçılığınız var, bencilliğiniz var, egoistliğiniz var daha sayalım mı? Siz busunuz, yıllarca sizin neyinize özendi bu aziz millet anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü siz ey Batı ve biz çok farklıyız. İnsanlık ve hümanizm sizin yanınızdan teğet bile geçemez.

İslam coğrafyasını bir yüzyıl daha ayağa kalkamayacak hâle getirdiniz ama unutmayın sizin bir hesâbınız varsa yüce Yaratıcının da bir hesâbı var. Gün gelir devran döner bunların hepsinin hesâbı sorulur. Kimse bizi fişlemeye, bizi terörist ilan etmeye ve kimse bize ders vermeye kalkışmasın. Herkes kendi fikrini kendine saklasın, gölge etmeyin, işimize karışmayın bu yeter.