Recep Çınar

Recep Çınar

Biraz destursuz girdim toplara, pardon konulara!

Biraz destursuz girdim toplara, pardon konulara!

Galatasaray’ın Bordeaux zaferinden sonra, hemen hemen benzer görüntüler vardı, ülkenin her karış toprağında. UEFA Kupasını kaldırdığı gün gibi. Gölge düşürmek değil derdim. Ne galibiyetlerine, ne sevgi gösterilerine, ne de o “Türkiye’nin en büyüğüyüz” göndermelerine.

Hem galibiyeti getirenlerin, hem de gecenin bir vaktinde sokaklara dökülenlerin bu sevgi seline katılmasam da, Galatasaray adına değil, ama ülkem adına saygı duyuyorum. Kocaelispor maçından sonra psikolojik açıdan bitik, dahası 5-2’lik  ağır bir travma geçiren ve bu bozuk ruh haliyle Bordeaux karşısına çıkan bir kadronun aldığı galibiyete, sıcak yataklarını değil de, o kadroyu bağırlarına basmayı tercih edenler için başka bir düşünceye sahip olabilmek mümkün olabilir mi?

Çarpılır insan!

Galatasaray’ın ülke futbolundaki konumu.

Marka değeri.

Saygınlığı.

Ülke insanına yaşattıkları.

Sempatisi, asla tartışılmaz.

Kocaelispor maçı Galatasaray adına feci bir durum olsa da. 

Ülke futboluna kattığı değerlere bakıp saygı duymak farklı, Galatasaray’ı sempatik göstermek ya da sevmek çok farklı. Açıkçası Galatasaray’ı sevmiyorum. Fenerbahçe’yi de. Renklerine sempatim olmasına rağmen Beşiktaş’ı da.

Bunun adına ister “şehir milliyetçiliği” ister “3 büyük düşmanlığı” ne derseniz deyin, eyvallah.

İtirazım olmaz.

Bu şehrin Sedirler’inde doğmuş, bu şehrin gelenekleriyle bugünlere gelmiş, bu şehrin havasından, suyundan, unundan, ününden, dahası bütün nimetlerinden yararlanan bir insan olarak elbette bu şehrin takımını seviyorum. Aksini iddia edenlerin alnını karışlarım. Hem de üzerimde “tarafsız olma” gibi bir gömlek bulunmasına rağmen.

Bütün bunları niye yazdım.

Benim gibi, bu şehirde doğmuş, bu şehirde büyümüş, bu şehirde karnını doyurmuş, dahası nüfus kağıtlarında “KONYA” yazan insanların gidip o takımların seyircilerinin arasına girip, onlar gibi davranmalarını içime sindiremediğim için.

Evet; nüfus kağıdında “KONYA” yazan birinin “Bordeaux’u hallettik, sıra sizde” gibi fütursuzca yaklaşımına “sempati”li ya da “latife”li veya “hoşgörü”lü bir bakış açısı getirebilir misiniz? Örneğin bu şehrin nimetlerinden yararlanıp, bu şehrin kanaat önderleri haline gelmiş insanların,  şu  veya bu dernek çatısı altında karşı tarafta oluşlarını içimize, içinize sindirmemiz, sindirmeniz mümkün mü?

Soruyorum size mümkün mü?

Dolayısıyla Mustafa Denizli’nin futbol dünya’mıza yerleştirdiği “İçimizdeki İrlandalılar”a rağmen, Konyaspor’un 11 Kartal yürekli adamının, Kocaelispor’un “kedi”ye döndürdüğü “Aslan”ı yenecek inanca, iradeye, fizik gücüne ve takımdaşlığa sahip olduğuna yürekten inanıyorum. Yeter ki gerçek Konyasporlular takımlarına sahip çıksınlar, yeter ki, bu takımı bugün yetim bırakılmasınlar. Şehrin gerçeğini görmeyen, ekmeğini yiyip, suyunu içtiği şehrin değerlerini bile bilmeyen insanlara öyle anlamlı bir ders vermeliler ki,  bu insanların şapkaları düşüp kelleri görülsün.

Kökleri Erzurum, Malatya, Van, Adana, Sivas, Trabzon, dahası hem doğu’da, hem batı’da  olanlara da bir çift sözüm olacak elbette. Bu şehirden nimetleniyorlarsa, kendi ayaklarına kurşun sıkan olmamalılar. Açıkçası “Arife”yi bu şehirde, “Bayram”ı başka bir yerde yapanları da kabullenemiyorum, eğer bu bir itirafsa. Kimse kusura bakmasın, biraz destursuz girdim toplara,  pardon konulara, ama saygı gösterilmesini de isterim bu duruşa.

Maçla ilgili düşüncelerime gelince; Kazanılacak sadece 3 puan değil. “Kocaelispor’un Ali Sami Yen’de 5 attığı bir takıma yenildik” dedirtmeme adına da önemli bir kazanım olacak. Ve üstümüzdeki takımlar ile açılan puan farkının yarattığı psikolojik baskıdan kurtulma adına da değerli bir sermaye olacak. 

NOT:Bu yazıyı noktalayacağım sıralarda Konyaspor’un resmi internet sitesine öyle bir haber düştü ki, adeta aklım başımdan firar etti. Bu şehrin nimetlerinden olabildiğince yararlanıp da, bu şehre “zerre” kadar getirileri olmayan, özellikle de Konyaspor’u “cüzzam”lı gibi gören ve sırtlarında “kambur”muş gibi bedensel ağrılar çeken siyasileri görünce, buz kestim.  Koltuk sevdaları yüzünden Konyaspor ile “maymun” gibi oynayanların, yüzleri kızarmadan Tatlıcak tesislerine gidip, “Konyaspor’un yanınızdayız” imajı vermeleri ve insanları “keriz” yerine koymaları hiç hoş olmadı. Keşke, ah keşke Konyaspor’un en kötü gününde cümbül cemaat bu görüntüyü sergileyebilseydiniz! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi