Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
Bu ülke nereye gidiyor?
Sahi nereye gidiyor?
İyiye gitmediği apaçık ortada...
Uyuşturucu ticareti yapma suçlamasıyla yıllarca hapis yatan bir kadın sanatçının cezaevi çıkışında, kahraman edasıyla karşılanışına ne denilebilir?
Ben diyecek bir söz bulamadım...
Normal yayın akışını kesen televizyon kanalları, bu kadın sanatçının cezaevi çıkışını naklen verirlerken, ne hissettiler acaba?
Dertleri kadının özgürlüğe adım atışımı, yoksa reyting mi?
Tabi ki reyting!
Ne olabilir başka?
xxx
Bir arkadaşım anlattı...
Hikaye değil, gerçek...
Hem de ibretlik...
“Evde televizyon izliyoruz. Hemen hemen bütün kanallar “son dakika” altyazıları geçerek, normal yayın akışını kestiler. Ne oluyor demeye kalmadan, kameraları cezaevinin önüne çevirdiler. Spikerler, muhabirler, foto muhabirleri, neredeyse birbirlerini ezecekler. Resmen izdiham yaşanıyor. Uyuşturu ticareti suçlamasıyla tutuklanmış, yüz kızartıcı bir vakadan yıllarca hapis yatmış, bu ülkenin gençiliğine kötü örnek olmuş Deniz Seki'nin görüntüsünü alabilmek, bir kare resmini çekebilmek için birbirlerini yiyorlar. O sırada yanımda oturan 7 yaşındaki kızım da benimle birlikte. Kızım, 'Baba bu abla şampiyon mu olmuş?' diye sordu. Uyuşturucudan hapis yatmış birisi için kızıma ne cevap verebilirdim? Sadece 'yok kızım' dedim ve sustum. Bu ülkenin Ay Yıldızlı bayrağını göndere çektirmiş şampiyonların haberlerini sadece alt yazı ile geçen televizyonlar ile tek sütunla reva gören gazeteler olduktan sonra, Deniz Seki gibiler bu ülkenin kaymağını yemeye devam ederler abi.”
Belli ki arkadaşımın yüreği sızlıyordu...
Ulusalda yazan birisi, “Deniz Seki iyi ki varsın. Senden çok şey öğrendim ve öğreniyorum” diye yazmış...
Ulan dallama Deniz Seki'den ne öğrenebilirsin?
Ya da “Deniz Seki” denilen ve uyuşturucu ticareti suçlamasıyla yıllarca hapis yatmış birisi sana ne öğretebilir?
Söylesene ne öğretebilir?
Yarabbim aklıma mukayett ol.
xxx
ARDAMARSIZ BİRİ VE ONU SAVUNAN ŞEYTANİ ZEKA
Aslında Arda'nın derdi Bilal Meşe değil...
Bilal Meşe'nin yazdıkları da değil...
Arda'nın derdi, TFF Başkanı Yıldırım Demirören ile yıllar önce “benim babam” dediği Fatih Terim...
Milli takım uçağına Bilal Meşe'yi davet eden kim?
Ya Yıldırım Demirören ya da Fatih Terim...
“Seni bu açağa davet edenin a...k....m” diyen kim? Arda Turan...
Bilal Meşe'nin üzerinden Yıldırım Demirören ve Fatih Terim'e kaymış Türk futbolunun Bayrampaşalı şımarık çocuğu...
Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla durumları...
Kim şımartmış bunu?
TFF Başkanına ve Milli Takım Teknik Direktörüne küfür edecek cesareti kim vermiş?
Kusura bakmasınlar ama, kendileri...
Yani, Yıldırım Demirören ve Fatih Terim...
Tabi ki bazı siyasiler...
Ve en önemlisi de Rıdvan Dilmen...
İyi söyleyemediğini kötüye söyletirmiş...
Şeytani bir eylem tarzı!
2019'da TFF seçimleri için adaylığını açıklayan Rıdvan Dilmen, Arda Turan vasıtasıyla düğmeye basmış oldu böylece...
İnce ve kıvrak zeka buna denir...
Futbolculuğu da böyleydi bunun...
Ekmeğini medya sektöründen yiyen Rıdvarn Dilmen'in NTV'deki partneri Gün Tekin Onay, yaptığı eleştiriden sonra bir topçudan dayak yerse, Rıdvan Dilmen, Arda Turan'ı savunduğu gibi o topçuyu da savunursa kimse şaşırmasın...
Rıdvan Dilmen, “Taşeronluk yapıyorlar” diyor...
Göndermede bulunarak, bel altı vuruyor...
Kime mi?
Tabi ki Yıldırım Demirören'e...
Nasıl şeytanlık ama?
Futbolu gibi zekası da kıvrak...
TFF'ye başkan olacakmış!
Sayesinde bütün futbolcular, bütün futbolsever atyarışı oynar, kupon doldururlar...
1400 lira asgari ücretin olduğu bir ülkede, uyuşturucu ticareti yapmakla suçlanan bir kadın popçu ile dedesi yaşında bir gazeteciye ve özellikle kendi üzerinde hakları olan Yıldırım Demirören ile Fatih Terim'e küfür eden bir topçu...
Onca sorunu olan, onca sıkıntısı olan güzel ülkem, son bir haftadır, bir topçuyla iki popçunun çadır tiyatrosunu izliyor...
İkinci popçu kim mi?
Mustafa Ceceli...
Onun boşanma derdi de milleti gerdi...
“Bu da geçer ya hu” denilmez, denilse denilse “edep yahu” denir.