Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Bilgi kirliliği

Bilgi kirliliği

Bilgi kirliliğini, bilginin kaynağı ve kullanım amacı ne olursa olsun ilk üretilişinden son kullanıcıya ulaşıncaya kadar geçen süreçte üretenden bir başkası tarafında hangi amaçla olursa olsun doğru olmayan hususların ilavesi olarak tanımlayabiliriz.

Bizim memlekette bilgi kirliliği denince ilk akla gelen husus kitle iletişim araçlarındaki kirlilik anlaşılmaktadır.

Esasen insanın sağlığı başta olmak üzere hayatta karşılaşacağı her husus için bilgi kirliliği ile karşılaşması muhtemeldir.

Sağlık ile şahsi bilgileri başta olmak üzere hemen her tür bilginin ortaya döküldüğü ve gelişen bilgisayar teknolojileri ile her tür bilgiye ulaşmanın hiç olmadığı kadar kolaylaştığı günümüzde bilgi kirliliği her zamandan daha çok önem kazanmıştır.

Yazılı ve görsel basın ile bilgisayar hatta cep telefonu ile ulaşılan internet ağı aracılığıyla sosyalleşen(!) insanımızın üzerine boca edilen her tür bilginin doğru olduğunu kabul etmesi bu bilgi kirliliğinin daha da artmasına sebep olmuştur.

Son yaşadığımız milletvekili genel seçiminde bir kez daha gördük ki kişiler veya kuruluşlar çevresinde toplanan gönüllüler bir tarafa ilgililer tarafından ücretle tutulan ve adlarına çoğunlukla trol denilen guruplar bu bilgi kirliliğini had safhaya çıkarmakta oldukça mahirleşmişlerdir.

Bu girişten sonra sözü getirmek istediğimiz asıl konu din konusunda son yıllarda oluşturulmaya çalışılan bilgi kirliliğidir.

Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere iman, ibadet ve muamelat konularındaki tüm bilgiler son yıllarda açık bir şekilde bilgi kirliliğine maruz kalmaktadır.

Hz. Peygamber (sav) ve sahabelerinden (ra) bu yana geçen sürede Sahih Sünneti ve Sahih Hadisleri bizlere ulaştıran Selefimizi bilgisizlik, yalan ve iftiracılıkla suçladıkları yetmiyormuş gibi daha da ileri giderek müşriklik ile suçlayan bu cahil kitle maalesef din konusundaki bilgi kirliliğinin en baş müsebbibidir.

Çok para kazandıran bir geçim yolu olması sebebiyle son zamanlarda haylice sayısı artmış olan ticari meallerin herhangi birini eline almakla Kur’an-ı okuduğunu/anladığını zan eden bu zamane âlimciklerine en başta cevap vermesi gereken ilahiyat akademisyenlerinin de bu bilgi kirliliği yangınına odun taşımaları anlaşılır gibi değildir.

Özellikle Arap asıllı olmaları veya Arap diline vukufiyetleri nedeniyle bilgi kirliğine set çekmeleri gereken bu tür kişilerin sadece son siyasi gelişmelerle kalmayan ve asıl tahribatı yaptıkları din konusunda nasıl bir bilgi kirliliğine sebep olduklarına ileriki yazılarımızda değinmeye devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi