İnsanlığın hidâyeti ve kurtuluşu için gönderilen dinlerin içinden en güzeli ve en özeli olan bizim dînimiz İslâm’ın özel bir günündeyiz bugün. Müslümanların ekstra kazançlar sağlayabileceği bir mübârek günündeyiz efendim. Berat kandiliniz mübârek olsun. Mevlâ Teâlâ bugün bizlere öyle dualar ettirsin ki gerçekten Berâtını eline alanlardan olalım. O büyük din gününde hakiki Berâta erenlerden olalım hep birlikte inşaallah.
Sıkıntılardan kurtulan insanlar nasıl ‘hoh’ derse, problemlerin çözümüne kavuşanlar nasıl huzurlu bir hayâta ‘merhâba’ derse, hastalıktan sonra şifâya erişenler nasıl sevinirlerse işte tüm dünyâ hayâtının tek tek hesâbının verileceği o büyük mahkeme gününde ‘Berat’ kazanmak, defterini sağından alabilmek, ‘serbestsin, gir cennetime’ müjdesine muhâtap olabilmek hepimizin en büyük arzusu değil mi? Kim istemez cenneti hatta cemâlullâhı, muhabbetullâhı… Çok hoşuma gider içli şâir Yunus’un dediği gibi:
‘Cennet cennet dedikleri üç beş gılman ile üç beş hûri,
İsteyene ver sen ânı bana Sen’i gerek Sen’i’
İşte bugün ebedî mutluluk kazanmak için bir fırsat, hakiki kurtuluşa erişmek için bir ganimet. Bugün her şeyimiz kıymetli… Oruçlarımız, ibâdetlerimiz, dualarımız çok değerli. Kendimize, ailemize, akraba ve dostlarımıza, tüm dünya Müslümanlarına, insanlığın kurtuluşuna bol bol dualar edelim. Berat gecesinin nurlu ikliminde dolaşalım. Feyiz ve rahmet yağmuruyla sulanalım inşaallah.
Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselam ‘Berat gecesinde ilâhi rahmet coşar’ buyuruyorlar. İnsanların mukadderâtının çizildiği Berat gecesi Müslümanlara ve hatta tüm insanlığa verilmiş muhteşem ve eşsiz bir fırsattır. Fırsatı değerlendirip kendini affettirebilenler, gönlümüzden geçirdiğimizi tüm samimiyetimizle Allâhû Teâlâ’dan niyaz edip, sene içinde başımıza gelebilecek belâ ve mûsibetlerden Cenâbı Hakk’a sığınan insanlar ne kadar şanslıdır.
Kâinâtın incisi, Peygamberlerin sonuncusu Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselam Berat gecesinde şöyle dua etmiştir:
“Allâh’ım; azâbından affına, gazâbından rızâna sığınırım. Sen’den yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen kendini senâ ettiğin gibi yücesin.”
Bir Allah (c.c) dostu büyüğümüzün şu duâsı da ne kadar güzeldir:
“Allâh’ım, şâyet ismimi Sâidler defterine yazdıysan, orada sâbit kıl. Şâyet şâkîler defterine yazdıysan oradan sil çünkü sen buyurdun ki; ‘Allah dilediğini siler yok eder, dilediğini de sâbit kılar.”
İşte bizler de bugünün hürmetine dua dua yalvarıyoruz:
‘Ya Rabbi! Sen dînîne yönelenleri koru. Onları Sen’in dostluğundan ayrı bırakma. Seni dost edinenlerin yârânı ol.
Haram ve helallerin birbirine karıştığı günümüzde bizleri helallerini helal bilip, haramlarını haram gören, sırâtı müstakimden ayrılmayan dâim Kur’ân’a tâbî olanlardan kıl.
İslam düşmanlarının ve zâlimlerin bizi yere yıkmasından müsâde etme. Bizleri hayâtımız boyunca Hakk’a tâbî olan ve Hakça yaşayanlardan eyle.
Ya Rabbi! Şeytanın ve nefsimizin şerrinden sana sığınırız. İbâdetlerimizi zamânı vaktinde, huşu içinde edâ etmemizi nasip et. Sana yaptığımız tüm yakarışlarımızı ihsan sırrı içinde yapmamız için bize yardım et. Huşu duymayan kalpten, ağlamayan gözden sana sığınıyoruz. Uyandır bizi gaflet uykusundan.
Ey hayırlı duaları kabul eden; gençlerimize hidâyet ver. Onların kalplerini ve zihinlerini îmâna ve Kur’ân’a aç. Malâyâni peşinde koşturma, nefislerine uydurma, şeytanın onları ve bizi kaydırmasına müsâde etme. Bizlere Allah (c.c) korkusu ve sevgisi bahşet. Hangi ortamda olursak olalım bizi her dâim iyi yola çevir.
Yâ ilâhî! Biliyoruz ki Sen’den başka sığınılacak kapı yok. Sen’den başka güç ve kuvvet tanımıyoruz. Bizleri her türlü belâlardan, kazalardan koru. Bize cennet kokularını koklat ve onun nimetlerinden bugünün hürmetine rızıklandır. (Amin)
Dualarda anılmak dileğiyle hayırlı Beratler efendim.