Yeryüzünde yaratılmış varlıklar içerisinde en mükemmel olarak yaratılan insandır. Dünyâdaki diğer yaratılan varlıklar insanın emrine âmade kılınmış ve insanın onlardan yararlanmasına müsâde verilmiştir. İnsanın böyle bir ayrıcalığı varken onun da emri altındakilere sorumlu davranması icap eder dahası insanın en önce kendine karşı da sorumlu davranması gerekir. Sorumsuzca davranışlar insanları hüsrânın eşiğine getirebilir.

İnsan kendisine yüklenen sorumluluklarını ifa ettiği zaman onda faziletli değerler yeşerir. Dünyâdaki mevcut güzellikler insanın kullanımına sunulurken insan da bu güzelliklerden meşru çerçevede faydalanır. İnsanın kendisine güzellikler, hayırlar ve esenlikler sunan yüce Yaratıcısına öncelikli olan görev ve vazifeleri vardır. Bunlar ihmal edilemez, savuşturulamaz görev ve vazifelerdir. İnsanoğlu Cenâb-ı Hakk’ın engin hazinesinden çeşit çeşit ikramlara muhatap olmuşken onun da bu lütuflara samimi bir karşılık olmak üzere yüce Yaratıcıya, Peygamberine, dînine, Kur’ân’ına, ülkesine, bayrağına karşı sorumlu davranması beklenir. Bunların yanı sıra insanın kendine, ailesine, akrabalarına, komşularına hatta içinde yaşadığı topluma karşı ihmal edilemez sorumlulukları bulunur. Bugün insanların insan olma sorumluluklarını yerine getirmediklerini keyfi, yanlı, nefsi davrandıklarını görüyoruz ve neticede sosyal infialler kaçınılmaz oluyor.

İşte bu noktada farkında olarak veya olmayarak yanlış davranışlarla yorulan, daralan, bocalayan insanın önüne içine düştüğü problemlerden kurtulması adına çeşitli fırsat imkanları sunulur. Özel günler, mübârek aylar, kandiller, dua ve istiğfarlar insanlar için yanlış istikâmetten dönme imkanları olan müstesna zeminlerdir. Önümüzdeki güzel günler ardından gelecek ayların sultanı Ramazan insanları içinde bulunduğu darlıktan felâha çıkaracak en güzel ortamlardır. Perşembe günü erişeceğimiz inşaALLAH ‘Berat Kandili’ de o güzelliklerden bir güzel ikram gecesidir. Birazcık aklı çalışan, mânâ yönünü ihmal etmeyen kardeşlerimizin asla boş geçirmeyeceği bir mübârek gün ‘Berat Günü ve Gecesi’ yaklaşıyor.

Günahlardan, suçlardan, cezâlardan, yanlışlıklardan kurtuluş demek olan ‘Berat’ müminlerin bağışlanmasına, af ve mağfirete kavuşmasına sebep olacak müthiş kazançları olan özel bir gündür. Bu vesileyle bu muhteşem geceyi en âli şekilde değerlendirmek Müslüman kişilerin Rabb’leri ile yaptıkları en karlı bir alışveriş olacaktır. O halde şimdiden kalplerimizi, hallerimizi o güzel karlı geceyi ihyâya hazırlayalım. Peki, neler yapalım?

Bilineceği üzere her önemli iş bu gecede belirlenir. Bu sene içinde vuku bulacak her bir hâdise bu gecede tâyin edilir. Meselâ; kimler ölecek kimler kalacak, azalacak-çoğalacak rızıklar, ameller, hastalıklar, maddi-mânevi yükselişler-alçaltılar hep bu günde arşı âlâda belirlenir. İlgili hususlarla görevli meleklere vazifeler verilir. Bu sebeple iyilik ve kötülüklere yön verildiği, hesabın-kitâbın hassasiyetle yapıldığı böylesi bir gece ibâdetsiz, duasız geçirilemez. Çünkü dua ile mümin kişi pek çok şeyi lehine çevirebilir. Allah Teâlâ’nın hesâbı ile kulun hesâbı bu güzel gecede duayla, istiğfarla hayır mükafatları yönüyle ayni yönde çakışabilir.

Bu gece yapılan ibâdetlerin, kılınan namazların, tutulan oruçların çok büyük fazileti vardır. İki cihânın incisi sevgili Peygamberimiz aleyhisselam; ‘Şaban ayının yarısı gecesi oldu mu, onu ibâdet ve taatle geçirin, gündüzün de oruç tutun.’ Buyuruyorlar. (1) Rahmetin sağnak sağnak yağdığı, meleklerin yedi kat semâlardan inip dua ve yakarışlara icâbet ettiği böylesi bir af-mağfiret ve bizzat efendimz aleyhissalâtu vesselâm’ın şefaatinin bulunduğu gece boş geçirilemez.

Berat gecesi uyanık bir kalp ile içten yalvarış ve yakarışlarla Cenâb-ı Hak’tan af ve mağfiret dileyelim, şimdiye kadar olan yanlışlıklarımızın, günahlarımızın muhasebesini yaparak yeni senede ayni hatalara düşmemek için Mevlâmızdan yardım isteyelim, hep şikâyetlendiğimiz hayâtımıza kanaat ve şükür duygusuyla çeki düzen verelim, başımıza gelen eza ve cefalara daha sabırla tahammül için yüce Yaratıcıdan yardım isteyelim. Memleketimizin huzûru için bin bir kargaşanın yaşandığı İslam ülkelerinin selâmet ve esenliğe kavuşması için hep dualar edelim…

Hayırla ve duayla kalın…

-----------

1- Tac, C.2, s.93