Belediyelerin taliplileri
80 milyon insandan yaklaşık % 93’lük kısmının şehirlerde yaşıyor olduğu dikkate alınırsa 31 Mart 2019’da yapılacak olan yerel yönetimler seçimlerinde Belediye Başkanlıkları için bu kadar çok adayın neden ortaya çıktığını biraz olsun anlamak mümkün olabiliyor.
Toplam nüfusun şehirlerde özellikle de büyük şehirlerde yoğunlaşmış olması ülkenin geleceği için sosyal ve ekonomik sorunları tehlikeli bir biçimde artırdığını artık dost düşman herkes kabul eder hale geldi.
Bunun üzerine bir de yıllar evvel Afganistan ve Somali’den gelen mülteciler ile son yıllarda ise önce Irak ve daha sonra ise Suriye’den gelen göç dalgası ile şehre gelen muhacirlerin barınma ve çalışma ile ilgili olarak karşılaştıkları sorunları eklediğinizde resim biraz daha netleşmiş olacaktır.
Bu resmi net olarak ortaya koyduğumuzda belediye yönetimlerine talip olan aday adayları fiziki belediyecilik adına pek çok soruya muhatap olacaklardır.
Mesela köylerden ve kasabalardan şehre yönelik olan iç göçlerin oluşturduğu nüfus ve yerleşim sorunlarına çözüm bulamayan belediyelere önümüzdeki seçimlerde aday olacakların nasıl bir çözüm bulacaklarını açıklamaları gerekecektir.
Mesela yıl 2019 olmak üzere olduğu halde geçen seçimde verdikleri sözleri yerine getiremedikleri için yağan 15 dakikalık bir yağmurda bile Meram Tıp Fakültesi önü ya da Nalçacı Caddesinde oluşan su birikintilerini ortadan kaldıramayanlara karşı hali hazır belediye ekip ve ekipmanıyla nasıl çözüm bulacağını da açıklamak zorundadırlar.
Veya 15 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen sabah akşam şehrin güneyinden kuzeyine ve batısından doğusuna yoğunlaşan insan ve araç trafiğine çözüm bulamadıkları için kavşaklarda hala dakikalarca bekleyen araçlar ile toplu taşıma araçlarında balık istifi taşınan insanların sorunlarına nasıl çözüm bulacaklarını da beyan etmeleri gerekecek.
Efendim ben bir seçileyim ve işbaşına geçeyim de sorunları öncelik sırasına göre çözüm bulurum diyenlerin dönemi kapanmıştır.
Veya ben seçildiğimde arkamda koskoca bir iktidar olacaktır bu sebeple de Cumhurbaşkanının desteği ile Hükümetin bütün imkânları seferber edilir ve sorunlara çözüm bulunur iddiasında bulunacaklara kendileri gibi onlarca büyükşehir ve yüzlerce ilçe belediye başkan aday adayı olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Biraz daha yerel düşünürsek ben falanca cemiyet veya cemaat tarafından destekleniyorum, benim arkamda babam var bu sebeple de ben herkesten daha layığım diyenlerin geçen seçimde nasıl çöpe atılıverildiğini hatırlamalarını istiyoruz.
Bu sebeple belediyelere başkan olma taliplilerinin şehrin belli bölgelerinde yoğunlaşan nüfusun oluşturduğu fiziki ve sosyal sorunları halletmek için nasıl çözüm yolları geliştireceklerini bir an önce açıklamaları kendi lehlerine olacaktır.
Bu aşamada ben projemi açıklarsam gerek kendi partisinden gerekse rakip partilerden ortaya çıkan diğer adaylar bunlardan farklı şekillerde faydalanır gibi bir düşünce içinde olanlara söylenecek tek söz şehrin faydasına olacak bir projeleri varsa bu konuda fazla kıskanç olmamaları gerektiğidir.
Çünkü ortaya çıkarken başta kendi partilerinden olmak üzere ortaya çıkan tüm diğer adaylardan farklı olduklarını iddia ediyorlar ya, işte bu farklılıklarını şehrin yararına kullanma yolunda ilk adımı atmalılar ve faydanın olacağı yerde kıskançlığın olmayacağını göstermelidirler.
Bunun için de geçmiş başkanlardan farklı olarak öncelikle alışılagelmiş hale gelen propaganda ve hizmet anlayışının dışına çıktıklarını ispat etmelidirler.
Halen görevde olan belediye başkanlarının şehre yaptıklarını yeterli görmedikleri için ortaya çıkanlar yapacaklarını iddia ettikleri değişim için nasıl bir yeni paradigma oluşturacak olurlarsa olsunlar siyasi yapımızdaki değişimin buna henüz hazır olmadığını da göz ardı etmeden bir propaganda dönemi geçirebilirler ise kendi faydalarına olacağını hatırlatarak birkaç husus hatırlatmak istiyoruz.
Yerel yönetimlerin son yıllarda artan borç yükü planlanan pek çok hizmetin yapılması için en büyük engel haline gelmiş durumdadır.
Hemşeriler tarafından sadece çöp toplayan, eşe dosta yapacakları inşaatları için imar tadilatı yapan, emlak ve çevre temizlik vergisi alan, seçim yaklaşınca ise zabıtaları nerdeyse sokaklardan çeken kurumlar olarak görülen yerler haline getirilmiş durumdadır.
Ülke ve şehir ekonomisinde artık belli aşamaları geçmiş olan belediyelerin ekonomik büyüklüğünü dikkate almadan yapılan özellikle asfalt ve kaldırım döşemelerinin sıkça değiştirilmesinin hemşeriler nezdinde bir karşılığı olmadığını ve oy oranlarını artırmadığını hatta oy kaybına bile neden olacağı bilinmelidir.
Sözün özü; kendisine, çevresine ve özellikle şehre siyasi ve ekonomik olarak katkı sunmak amacıyla ortaya çıktığını iddia edenler aday adaylığından başlamak üzere yerel yönetimler için propaganda ve hizmet anlayışlarını değiştirmek zorundadırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.