En başta mutasavvıflar, İslam âlimleri, ilahiyatçılar, edebiyatçılar ve sanatçılar bu güne kadar Hz. Mevlana(ks)ya ait olsun olmasın ona izafe edilen pek çok sözü eserlerine almışlar, önemli sayarak sözlerinden bahsetmişler ve eserlerinde, konuşmalarında Hz. Pir’in sözlerine atıflar yapmışlardır.
Ancak Hz Mevlana(ks)nın meşhur  “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”  sözü siyasiler elinde hiç bu kadar siyasete alet edilmemiş ve ayağa düşürülmemişti.
Mevlana alanında yapılan düzenleme için slogan olarak seçilen “Mevlana alanı olduğu gibi görünecek, göründüğü gibi olacak” sözünden bahsediyoruz.
Göründüğü gibi olmamak ya da olduğu gibi görünmemek sözleri geçmişten beri kültür ve edebiyat dünyasında ikiyüzlülükle eşanlamlı sayılmıştır.
Yöneticiler açısından ise milletine, memleketine, hemşerilerine ve görevine karşı dürüst ve mert olmamayı, aleyhlerine olacak bile olsa her zaman doğruları ortaya koymamayı ifade etmiştir.
Bunun içindir ki bu söze muhatap olanların bir kısmı maalesef kendisini geldiği yerle değil, bulunduğu yerle avutan, kendilerini vatandaştan yüksekte gören, lâyüsel olduğuna inanan devletin kendisine verdiği yetki gücünü, kendi gücü gibi gösterip içinde yaşadığı topluma kendisini bir başka kişi gibi göstermeye çalışan, vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışıp kalan,
Hemşerilerinin gözünde ise bulunduğu yerden çok daha alçak mertebede olan zavallı kişilerdir.
Buna karşın “Göründüğün gibi değil, olduğun gibi görün” düsturuna sahip olan kişiler ise
Milletiyle ve hemşerileriyle barışık, maddi, manevi makam, mevki yönünden yükseldikçe, aşağılara bakan ve aşağılara baktıkça nereden, nereye geldiğini gören kendinden emin kişilerdir.
Biz bu şehrin göründüğü gibi değil olduğu gibi görünen idareciler tarafından şanına yakışır bir şekilde yönetilmesini isteyenlerdeniz.
Bu sebeple de bu şehrin bütününün veya önemli bir parçasının olduğu gibi görünmesini sağlamak veya göründüğü gibi olmasını sağlamanın bu şehrin yöneticilerinin sorumluluğu olduğu kadar, aynı yöneticilerin de göründükleri gibi olmaları ya da oldukları gibi görünmelerinin de yine onların sorumlulukları arasında olduğuna inanıyoruz.
Hemşerileriyle olduğu gibi birbirleriyle de barışık olduklarına inanılamayan, yaptıkları iş ve işlemler konusunda açık olamayan, şehrin genelini ilgilendiren plan değişiklikleri ve ihaleler konusunda hazırlık sürecinden başlamak üzere hemşerilerini ve sivil toplum kuruluşlarını zamanında ve net bir şekilde bilgilendirme ihtiyacı hissetmeyen belediye başkanlarının oldukları gibi görünmekten kaçındıklarına inanıyoruz.
Belediye başkanlarının seçim kazanmak için her yol mubahtır gibi bir düşünce içinde olmadan illaki bir şeyler yapmaları gerekiyorsa şehrin büyüklüğü ve gelişmesi karşısında ve varmak istedikleri hedefin büyüklüğü karşısında yaptıkları tercihlerin eksilerini artıya dönüştürmeleri gerekmektedir.
Bu dönüştürme süreci bir daha, bir daha seçim kazanmak ideali ve şehri yeşillendireceğim,  güzelleştireceğim derken taşlaştırma hayal veya ütopyaları adına yalnızlığı, marjinalliği seçmek olmamalıdır.
Hele hele ne peygamberimiz, ne ashab-ı güzin ne de selef-i salihin döneminde olmayan bir uygulama ile mübarek kandil gecelerinde türbe ziyareti gibi bir bidati başlatmak ya da sürdürmek gibi bir yanlışlık olmamalıdır.
Çok mu zor acaba olduğun gibi görünmek?