Belediye seçimlerine bir yıldan az bir süre kala görünen o ki yapılan iyiniyetli ikazlara riayet etmeyen bazı belediye başkanları için çember daralmaya başladı.
Belediye başkanlarınca ısrarla reklam amaçlı yapılan tanıtım harcamaları ve toplumun büyük bir kesimince onaylanmayan benzer davranışlar dün kanuna uygun normal işlemlermiş gibi gösterilmeye çalışılırken, aynı davranışlar için bugünlerde farklı sözler ifade edilmeye ve hatta farklı hukuki kararlar verilmeye başlandı.
Konunun birinci kısmı belediye başkanlarının belediyelerinden, beldelerinden ve şehirlerinden daha çok kendi reklamlarını yapmaları ve bütçelerinin önemli bir miktarını bu konuda harcamaları.
İkinci kısmı ise olur olmaz yerlere reklam panoları dikmeleri.
Basın yayın organlarında yayımlanan müteaddit yazılar ile mühendis ve mimar odaları başta olmak üzere çok sayıda sivil toplum örgütü tarafından farklı platformlarda defalarca eleştirilen, tenkit edilen hususlarda başbakanın geçen hafta sarf ettiği bir takım sözlerden sonra sanki durum değişmeye başladı gibi.
Belediye başkanlarına karşı söylenip yazılan ikaz mahiyetli sözleri partizanca bir düşünceyle kabul etmeyenler ile maddi destekleri kesilmesin diye hemen her konuda belediye başkanlarını parlatmayı görev edinen basın mensuplarının başbakanın sözlerinden sonra dut yemiş bülbüle döndükleri görülmektedir.
Başbakanın geçen hafta belediye başkanlarının usturuplu bir şekilde kulaklarını çekmesinden sonra bu hafta da Danıştay’dan belediyelere reklam uyarısı mahiyetinde bir karar geldi.
Belediye başkanının kendi reklamını yaptığı gerekçesiyle Bolu’da bir avukat tarafından, açılan davada Danıştay, bu tür reklama dönük işlemlerin, belediyelerin rutin işlerinden olmadığını ve rutin işlerinde tanıtımı ile reklamının yapılmaması gerektiğini belirterek davayı kabul etti.
Bolu Belediye Başkanının şehre astığı afişlerle ilgili olarak “kişisel reklam yaptığı”, “belediye bütçesini zarar uğrattığı”, “beldenin tanıtımı ile sadece rutin olmayan hizmetleri içermesi” ve “belediye başkanının tanıtımının yapılmaması” iddiasıyla açılan bir dava Danıştay’ın yerel mahkemenin kararını bozması seçim öncesi belediye başkanlarında tam anlamı ile soğuk duş etkisi yapmış bulunmaktadır.
Danıştay 8’inci Dairesinin verdiği bozma kararında, “belediye başkanlarının yaptıkları tanıtımların ve ilanların ticari amaçlı ilanlar için ayrılan alanlarda yer almasının ücret mukabilinde olup olmadığı, belediye bütçesinden ayrılan temsil gideri kalemiyle örtüşüp örtüşmediği, Sayıştay Genel Kurulu ve Temyiz Kurulu kararında bu tür harcamalar için yapılan denetimlerde verilen karar bulunup bulunmadığı, kamu kaynaklarının israf edilip edilmediği, bu yönüyle kamu yararı ve hizmet gereklerine uygunluğunun araştırılmamış olduğu “ hususlarına dikkat çekilmiş ve bir yönü ile bu ilan ve tanıtımların sınırı da çizilmiş olmaktadır.
Sakarya Bölge İdaresi’nin verdiği davanın reddi kararına karşı Danıştay 8’inci Dairesinde yapılan itiraz üzerine verilen bozma kararı üzerine bundan böyle belediye başkanları yapacakları ilan ve tanıtımlarda daha dikkatli olmak zorunda kalacaklardır.
Çünkü belediye başkanlarının şahsi reklam aracı olarak kullandıkları bilboardalar ve ilan panolarının bu gün Bolu da önünün kesilmiş olması yarın birçok belediye için emsal olacaktır.
Emsal uygulamalar yaygınlaştığı zaman ise belediye başkanlarının seçim öncesinde kendileri tek başına bir şey ifade etmezmişçesine, başta Başbakan ve Bakanlar olmak üzere parti yetkilileri ile birlikte boy boy çektirdikleri resimlerin ilan reklam ilan reklam panolarında yer alması sona ermiş olacaktır.
Başbakanın belediye başkanları ile yaptığı hemen her toplantıda uyarı mahiyetinde söylediği sözleri kaale almayan belediye başkanları, son Danıştay kararı ile bu defa hukuk cephesinden bir sille yemişlerdir.
Son bir haftada başbakandan bir, Danıştay’dan da bir sille yiyen belediye başkanları bu minval üzere devam edecek olurlarsa akıbetleri pek hayrolacak gibi görünmüyor.
Hukukçu il başkanı ile hukukçu Büyükşehir Belediye Başkanının bu son Danıştay kararından kendilerine ve ilçe belediyelerine bir hisse çıkarıp çıkarmayacaklarını hep birlikte göreceğiz.
Sonuç milletin hayrına olur İnşâallah.