Torku Konyaspor, sezona Akhisar beraberliğiyle başladı.

Ortada, kaybedilen çok önemli bir 2 puan var.

Hedefli takımların, özellikle iç sahada puan kaybetmemesi lazım. Bu bir kuraldır, gerçektir.

Ama, ilk maçta da kalkıp takımı acımasızca eleştirmekte yersiz tabiî ki.

Sadece eksikler ve yanlışları dile getirmekte yarar var daha ilk haftada.

En başta da bir eksikliğe dikkat çekmek istiyorum.

Konyaspor’un acilen kaliteli, takıma olumlu katkı sağlayabilecek bir ön libero transferine ihtiyacı var.

Bu eksikliği daha öncede yazdık.

Hatta, isim bile verebiliriz, Trabzonspor’dan ayrılan Soner.

Bu transfer acilen, hafta içerisinde bitirilmeli.

…

Konyaspor, maça kötü başladı.

İlk 45 dakikada ki futbola baktığımız zaman, bu futbolcuların 45-50 gün boyunca sanki birlikte çalışmamışlar, veya takım lige iyi hazırlanmamış, acemi bir görüntü vardı.

Organize olamayan, pozisyon üretemeyen –ki, en tehlikeli atak, ilk yarının sonlarında geliştirildi- konsantrasyonu düşük bir Konyaspor’un gol bulması olanaksızdı. 

Maçın daha 10. dakikasında; teknik adamların takıma yeni katılmış, tam uyum sağlayamamış, genç futbolcu Rıad Bajıç’in yerine oyuna, haydi Marica hazır olmadığı için oynatılmadı, daha hazır olan H. İbrahim ile başlamalarının daha yararlı olacağını düşündüm. Hatta, bunu 30. dakika sıralarında yanımdaki arkadaşla paylaştım.

Birde, asıl mevkisi ön libero olan ve burada daha verimli görünün Vedat’ın sağ kanatta oynatılması doğru mu bilemiyorum?.

…

Konyaspor ikinci yarıya iki değişiklik ile başladı. Daha çabuk oynayan, rakibin üzerine giden, konsantrasyonu daha yüksek bir takım vardı ikinci 45 dakikada.

Ancak, Marica ve Traore’nin tam hazır olmaması, cezalı Rangeloıv ve ülkesine giden Sissoko’nun kadroda bulunmaması nedeniyle Kartalların bu kadro ile vasat bir görüntü veren Akhisar karşısında beraberliği kurtarmaları bile başarıydı.

Teknik adamlar, başta Aykut Kocaman olmak üzere hiç biri kalkıp, ikinci yarıda oyuna yaptığımız deşikliklerle direkt etki yaptık, sonucu değiştirdik diye düşünmesinler. Kimse de bu gerçekleri görmemezlikten gelmesin.

Takımın ikinci yarıdaki futbolunda et etken taraf, seyirci oldu. Çünkü, seyirci, biraz erken olsa da ilk yarıdaki uyarısıyla ‘aklınızı başınıza alın, futbol oynayın. Biz her zaman sizin yanınızda olduk, bizi hayal kırıklığına uğratmayın’ der gibiydi.

Beraberliğin kurtarılmasında ise Konyaspor’a yardımcı olan en etken faktör de hakem oldu. Her ne kadar Uğur’a yapılan faulde kart göstermese ve yan hakeme uyarak  çıkmayan topa taç verse de hakem,yeşil-beyazlı takımın beraberlik golünde Dossa Junior’un yaptığı faulü görmedi veya göremedi,

…

Konyaspor taraftarları, geçen sezonun en centilmen, takımını her maçta yalnız bırakmayarak destekleyen örnek seyirci oldu. .

Beklentimiz, aynı görüntülerin bu sezonda devam etmesi. Ki, seyirci maç öncesi, karşılaşma başlarında ve ikinci yarıdaki tezahüratıyla bunu gösterdi.

Ancak, ilk yarının bazı bölümlerinde seyirciler, daha sezonun ilk maçı olduğunu unutarak takımı yuhaladılar ve ıslıkladılar. Bu büyük yanlıştı, sabırsızlıktı.

Tesellimiz, seyircinin bu yanlışı görerek ikinci yarıda dönmesi ve takıma destek vermesi oldu. Bunun sonucu da Kartallar daha iyi oynamaya başladı ve beraberlik golünü buldu.

…

Sonuç;

Sezonun ilk maçında kötü futbolu ve takımın genel durumunu değerlendirmek, acımasızca eleştirmek yersiz.

Sabırlı olmalıyız.

Daha öncede yazdık, ilk maçta olumlu bir görüntü veren Junior dahil yeni transferler ve takımın genel durumu hakkında verdiğimiz 6 haftalık tolerans devam edecek.

Bu futbolla bir yere varılamaz, Konyaspor’un geleceği yok, bu takımdan bir şey olmaz şeklinde ağır eleştiriler yapmak çok yanlış.

Bekleyip gereceğiz. Ben; bir Marica, Traore, Sissoko ve Rangelov’un da katılması ve bir ön libero transferi yapılması halinde Konyaspor’un geleceğinden ümitliyim.

Bekleyeceğiz ve göreceğiz…

--