Bakkal'ın karpuzcu çırağı!
Bayramda yüzümüz yine gülmedi.
Gerçi ne zaman 3 büyüklere karşı güldü ki?
Özellikle İstanbul’da oynanan maçlarda…
Benim hatırımda olan tek bir maç var, o da Beşiktaş maçı.
Sene 2006 ya da 2007 de 1-0 galip gelmiştik.
Belki de 2. galibiyetimize hiç bu kadar yaklaşmamıştık.
Ama olmadı, boynumuz bükük sahadan ayrıldık.
***
Maçla ilgili konuşacak çok şey var aslında.
Mesut Bakkal’ın tercihlerinden hakem Kalkavan’ın kararlarına kadar…
Özellikle Bakkal’ın kaleci tercihi çok konuşulur.
Sanki mahalle Bakkal’ı, karpuzcu çırağını kaleye koymuş gibiydi.
Çırağın kalesine üç top geldi.
Üçü de gol oldu, birisi ofsayt diye sayılmadı.
İkinci golde ise çıraklık günlerinden kalma bir hareketle topu üstünden attı.
Gerçi Kaya Tarakçı’ya da kabahat bulmamak lazım.
Sen git büyük kaleci diye yabancının birini al gel.
Sonra yabancı kontenjanı sıkışınca Kaya'ya 'kale senin' de.
Olacak iş değil.
Ekranları başında izleyen, yerinde takip eden veya kadroyu görenler düşünmüştür.
Niye iki stoper de yabancı diye…
Hiç bilmeyen birisi bile Ali Turan’ı stopere çekip kaleyi yabancıya teslim ederdi.
Ya da Anadolu Selçukspor’dan alınan Volkan’a şans verilebilirdi.
Ama bizim Bakkal’ın fobisi var.
İlle de Ali Turan sağ bek oynayacak.
Volkan’ın adı da Vedat olmayınca oynamaz.
Sene başında Beşiktaş’ın istediği Tolga Ünlü kulübede çürüyecek bu fobi yüzünden!
Bir de üstüne Fuchs diye oyuncu almıştık değil mi?
Ayrıca maç gidişatına göre yaptığı değişiklikler tam bir facia!
Gole ihtiyacı olan takım stoper çıkarır forvet alır.
İleriyi kalabalık tutmak için.
Haftalarca Çamdalı’yı stoper oynatan Bakkal’ın aklına gelmedi demekki bu maç.
Keşke İsmail Kartal’ın değişikliklerine bakıp örnek alsaydı.
Kupa maçında dökülen Barış, Ömer Ali yerine girdi oyuna.
Recep ise hiç alışık olmadığı mevki olan sağ açık oynadı.
Neyse Bakkal’ın bildiği bir şey vardır.
Defter kalem onda, hesaplar onda…
Karışmayalım işine.
***
Hakem Kalkavan’ı garip haller içinde buldum açıkçası.
Maçın ağırlığı içinde boğulmuş gibiydi.
Özellikle Bekir’i oyundan attıktan sonra değişti.
Üzerine gelen Caner ve Volkan’dan kaçarak uzaklaştı.
Hem de Volkan ‘’At beni hadi’’ diyerek gelmesine rağmen.
Tabii Fenerbahçe forması ürkütmüş olmalı kendisini.
İkinci yarı ise işler değişmiş, takdir haklarını çevirivermişti.
Böyle hakemler olduğu sürece ligimiz 3 takım çevresinde gider.
Sonra niye Avrupa’da başarılı değiliz diye naralar atar dururuz.
***
Geçen hafta yazdığım sözle bitirelim yazıyı.
‘’İşler yolunda gitmiyorsa mazi denilen şey bir enkazdır ve hatıraların da son kullanma tarihleri vardır.’’
Bakkal Hoca duyurulur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.