İslam gelmeden önce Arabistan’da yaşayan kadınlar kendi coğrâfî şartlarına ve kendi örfî geleneklere göre hayat sürdürüyorlardı. O zamanlar hem erkek ve kadınlarla ilgili hem de toplumla ilgili pek çok problem mevcuttu. Toplumsal problemlerin çözümünde İslam en aktif rolü üstlenmiştir. İslam ve getirdiği hükümler toplumda yerleşik yanlışların ortadan kaldırılmasında muhteşem bir tedrici eğitim metodu serdetmiştir.

İslam insana en mükemmel değeri vererek onu şerefli ve kıymetli görür. Bilhassa o devre kadar hep bir meta gibi hor ve hakir görülen kadına İslam özel bir ehemmiyet addeder, haklarını korur, ezilmesine müsâde etmez, adâletle muamele edilmesini tavsiye eder. Üzerinde zulüm icra edilmesine izin vermez.

İslam gelince o zamanki Arap âdetlerine göre, kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesini derhal yasaklar. İşte ilk hak teslimi! “Beyinsizlikleri yüzünden, körü körüne çocuklarını öldürenler ve Allâh'ın kendilerine verdiği nimetleri Allâh'a iftira ederek haram sayanlar mahvolmuşlardır; onlar sapıtmışlardır, zaten doğru yolda da değillerdi.” (1) (Nahl, 58-59/ Kıyâme, 39/ Şûra, 49-50…) buyrulur yüce Kur’an’da.

İslam kadını erkekle benzer aynı cinsten şerefli eş olarak görür. Birlikte aile kurumunun öneminden bahsedilir. (Furkan, 54) Kadın evleneceği erkeği seçme hürriyetine sâhipken boşanma konusunda da onun mağdur edilmesine yönelik en ufak bir haksızlığa meydan verilmez. “Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecâvüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine yazık etmiş olur. Allâh'ın ayetlerini de alaya almayın; Allâh'ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitap ve hikmeti anın, Allah'tan sakının, Allâh'ın her şeyi bildiğini bilin.”  (2)

Toplumu oluşturan en önemli üye olan kadın aynen erkek kadar önemlidir. “Rableri dualarını kabul etti: ‘Birbirinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadın olsun, iş yapanın işini boşa çıkarmam. Hicret edenlerin, memleketlerinden çıkarılanların, yolumda ezâya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını elbette örteceğim. And olsun ki, Allah katından bir nimet olarak, onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Nimetin güzeli Allah katındadır." (3) Burada ve diğer âyetlerde de belirtildiği üzere kadın tıpkı erkek gibi dünyâsını güzel değerlendirerek cenneti hak eder. "Kim bir kötülük işlerse ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, inanarak yararlı iş işlerse, işte onlar cennete girerler; orada hesapsız şekilde rızıklanırlar." (4) (Zuhruf, 70/ Nahl, 97)

Yüce dînimizde kadının emeği, kazandığı kendisinindir. “Erkek veya kadın, mümin olarak, kim yararlı işler işlerse, işte onlar cennete girerler, kendilerine zerre kadar zulmedilmez.” (5)Kur’ânı Kerim’de kadın-erkek birbirlerini tamamlayan iki temeldir.

“İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen millet için dersler vardır.” (6) Yanı sıra evlilik hukûkuna dâir (Tahrim, 6/ Tegâbun, 14-15) âyetlerde mükemmel bilgiler vardır.

Kur’an’da kadınların Efendimiz aleyhisselâm’a yâni o zamanki siyâsî otoriteyi kabullenmeleri (biat etmeleri) husûsu, kadınların fikirlerine kıymet verilmesi açısından ehemmiyetlidir. Bunlarda Kur’an’da geçer. (Mümtehine, 12) Yine yüce Kur’an’da; “Ey imân edenler” tâbiri kadın ve erkek her ikisini birden kapsar. (Tegâbun, 9) Çocuk eğitiminde annenin yanında baba da sorumludur, onların yetiştirilmesi hayat imtihanının bir parçasıdır, der. (Bakara, 233/ Tahrim, 6/ Tegâbun, 14-15/ Munâfikun, 9) Kadının kişilik yapısı ve anneliği de Kur’an’da yerini bulur. (Taha, 39-40/ Zuhruf, 17-18) Kadının vakarı, kıymeti, iffeti, giyimi de âyetlerde geçer. (Nur, 31-60/ Ahzab, 53-59)

İşte yüce İslam’da kadın böylesi bir değerdedir. Kimseler boy ölçüşmeye kalkışmasın. Hayırlı cumalar diliyorum efendim.

-------------

1- En’am, 140

2- Bakara, 231

3- Âli İmran, 195

4- Mümin, 40

5- Nisa, 124

6- Rum, 21