Kerem İşkan

Kerem İşkan

Asıl kavga…!

Asıl kavga…!

Konya’da namlı bir kabadayının oğluyum…

***

Ama o bunlardan bahsetmemi sevmezdi… Göçtü gitti, hikayesi de bize kaldı…

***

Her şeyin unutulup gitmesini, dünyaya hiç gelmemiş gibi olmayı çok isterdi… Çekilen onca yoksulluğun, acının, günahın altında ezilir giderdi…

***

Onun dünyasına bakmamıza bile müsaade yoktu…

***

İzin vermez, milimetrik özenmelerimize bile asla müsamaha etmezdi… Kocaman cezaevi duvarlarının arkasından sevdim ben önce babamı… Ateşlendiğim gecelerde bir hayal gibi o duvarları aşar gelir, “Karam sık dişini” derdi…

***

Sayıklarmışım “Babam geldi” diye…

***

Ah o telaşeli akşam ezanları

***

Çocukluğumun büyük bir bölümünde hüzündü o ezan …Babaların işlerden eve dönme zili gibiydi sanki… Evlere dönen babaların ardındaki çocuklar, sokak lambasının altında, kan kardeşliğimizi, arkadaşlığımızı bir anda satar giderlerdi babalarının ardından…

***

Tam o sırada sokağa ipek gibi bir merhamet yayılırdı, “Annenin sesi…” Olup bitenimizi hep gözetleyen, tam zamanında kalp kırıklarımızı sanki 404’lerle yapıştıran bir anne…

***

Mert bir kadının elinde büyüdüm

***

Gündüz babaydı başımızda, gece ise korkusunu, ürpertisini uzaklara bakarak, yutkunarak saklayan bir anne… Kavgalardan en çok zarar gören, en çok canı yanan bir anne emzirdi beni…

***

Kavga etmeyi babamdan öğrendim…

***

Ama hiç yumruklarımı kullandırmadı bana…

***

Fazla kelamı sevmezdi…

***

Belki de az konuşabildiği için haksızlıklar karşısında kavga etmek zorunda kalıyordu…

***

Sonra kalemi verdi bana, kelam öğrenmemiz için, Kur’an Kursu, Kur’an Kursu gezdirdi

***

Ardından İmam Hatip

***

Arkadaşlarım bilir, hiçbir kavgadan korkmadım, haksızlık ve ekmesizlerden korktuğum kadar… Hangi kavganın içinde yüreğime bir korku salınsa, o hayal kuşatıverir beni hala ; “Sık dişini karam

***

Biz kavgayı babamızdan öğrendik…

***

Kavga etmemek için, ömür boyu verilen asıl kavgayı

kerem-kose.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi