Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Antalya Havâlisi ve Anılarım

Antalya Havâlisi ve Anılarım

“Nostaljideki Antalya ve anılarım” yazımın devamı olarak Antalya havalisinde ki nostalji ve anılarımı da bu gün sunmaktayım.

(https://www.merhabahaber.com/nostaljideki-antalya-ve-anilarim-8917yy.htm)

Belirttiğim gibi 1956’da Antalya Ovası da diyebileceğimiz saha içindeki sulama kanal ve tesislerinin projesini yaparken bu yerleri de dolaşmış olduk.

***

Antalya’dan doğuya doğru Serik, Manavgat ve Alanya havalisine gitmek için çıkışlarımızda…

O zamanlar karayolları daha el atamadığı için yıllar evveli Nafia (Bayındırlık) kanalı ile yapılan dar şosede yol alıyorduk.

Geçtiğimiz yollardaki dereler üstünde dar geçit veren bugün halen görülen tarihi taş yapılı kemerli köprülerden geçiyorduk.

***

İlk gördüğümüz ilçe olarak adlandırılsa da bir köy manzarasından ileri bir yerleşim olan Serik ve havalisi idi.

Serik’te ahşap tek veya birkaç çift katlı binalar geniş bahçeler içinde idi.

Bugün Atatürk Caddesi denilen yerden girile biniyordu ve ana yol bu oluyordu.

Bu cadde o zamanlar toprak zemin ve üzerinden incecik sular akan bir geçit idi.

Nevale almak için uğradığımız Serik’in batı yönü dışındaki her gün açık kara kıllı çadırlar içinde sebze, meyve, peynir vb. satılıyordu.

İlçeye girmeden dışarıda ve düzlük bir yerde idi. Bu günkü Serik’in hızla gelişmesi yanında mafiş olmuştu tabii.

Serikli yaşlılara sorduğumda bu yerin bu günkü Cuma Pazarı olabileceği söyleniyordu.

Serik’in ortasında ki bu yerin etrafı daha sonraki yıllarda yapılmış kilometrelerce çevre içinde iskânla dolu.

Evet, Serik bugün bütün ana cadde ve sokakları parke veya asfalt kaplanmış görünümünde.

Şehrin ortasından geçen birazda pislik yuvası kanal üstü tamamen örtülmüş ve üstünde güzel park ile hizmet vermekte.

***

Karayollarının yeni yol yapımı ile şehrin dışından gidilirken bile şimdi şehrin ortasında cadde olarak görünümde.

Bilhassa on altı km. civarı deniz kıyılarının villalarla doluşu, kıyılardaki yerlere yerleşmiş beş yıldızlı otellere dış şehirlerden gelenler ile yabancı turist bolluğu bulunmakta.

Hâlbuki yukarıda anlattığım yıllarda turist de, başka şehirden gelenler yanında villalar da olmayıp tamamen tarla idi ve biz projelendirme yapıyorduk.

***  

Bu havaliden sonra gittiğimiz Manavgat İlçesi Serik görünümünden biraz daha kalabalık görülmekte ve yine hep tek çift katlı ahşap binalar vardı.

***

Manavgat Şelalesi’nin bulunduğu yerde tabiri caizse şeytanlar cirit atıyordu. Yani kimse yoktu.

Şelalenin sonu olup nehrin geçilebilecek ortasındaki kayaya atlayıp bolca resim çekmiştik. Şimdi kaya bile üstü geniş betonlanıp kıyı ile birleşmiş olarak lokanta oluvermiş.

Ertesi yıl gidişimizde köylülerin burayı çevrelediği ve giriş parası aldığını gördük.

Köylülerin işlemi ne kadar sürebildi bilmiyorum ama…

Şimdi gidenlerin gördüğü gibi çayhane ve restoranla doluşmuş durumda.

***

İlçenin ortasından geçen Manavgat Nehri’nde kayıklar ve balık tutanlar bulunurdu.

Balıkları ekmek arası yapıp satanlardan alır zevkle yerdik.

Irmağın üstüne kurulmuş halen mevcut ama trafiğin kullanmadığı demir çelik köprü vardı. Yanına karayolları yeni köprü yapmış buradan geçiliyor.

Dikkat edilecek bir nokta bu köprü yanında olan binalardan sonra denize kadar ekim yerleri idi.

Çok lezzetli karpuz yetiştiriyorlardı yol boyunca satanlar olurdu.

***

Malum. Manavgat, şimdi büyük bir şehir görünümünde.

***

Alanya’ya giderken yol güzergâhının iki tarafı da ekim alanı yani iskân oteller falan yoktu.

Karayollarının yol yapımı sırasında Damla Mağarası meydana çıkmış. Buna önem verdiler ve bilhassa astım hastalarının ziyareti oluyordu.

Şimdi daha düzenli ışıklandırılmış ve merdivenle inip çıktığınız turistik bir mağara olup hayli turist de çekiyor.

***

Antalya kalesine çok dar eğimli bir şose yoldan çıkılıyordu. Kale zamanında yerleşim yeri olmakla kalmayıp ticaret merkezide olmuş.

Ayrıca sert uçurum olan güney kısmında mahkûmlardan idam kararı olanlar buradan atılırmış.

Kalenin altında ki deniz kıyısında hangi devlet veya şövalyelerin kurduğu belli olmayan tarihi gemi tersanesi mevcuttu.

***

İkamet için otel olarak ikinci sınıf otel bulabilirdiniz ama 1965 yılında aile olarak gittiğimde ilçenin girişinde iki yıldız derecesinde diyebileceğiniz Alanti Oteli ve doğu dışında “Enternasyonal” ismiyle üç veya dört yıldız değerinde turistik bir tek otel vardı ve turist bolluğu yoktu.

Anı olarak Alanti Otelin’de gecelik on lira iken Enternasyonal Oteli’nde yüz beş lira idi.  

Kaldığımız bu Enternasyonal isimli otelde müşteri azlığı dolayısıyla o zamanın değeri ile yüz beş lira olan günlüğünü pazarlıkla kırk TL’ye indirmiştik.

Bilmem şimdi o otel ve diğer dört, beş yıldızlı otellerde pazarlık yapılabilmesi mümkün mü?

***

Evet, Antalya havalisinde ki anılarımdan bir özet sundum sizlere.

O günleri hatırlayıp, her yerde olduğu gibi ilerleyip kalabalıklaşan, bu günleri görünce hayretler içinde kalıp. “Ne idi o günler” dememek mümkün değil.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR