Bugüne kadar Türk çiftçisinin sorunları hakkında defalarca yazdık, çizdik. Biz Türk tarımı kötüye gidiyor dedikçe birileri, “Abartmayın. Çiftçinin durumu gayet iyi. Hepsinde son model traktör, son model cep telefonu var” dedi…

**

Halbuki durum hiç de öyle değil. Evet çiftçi kazanıyor. Ama kazandığını olduğu gibi elektriğe, gübreye, mazota yatırıyor. Elde avuçta kalan parayla da zar zor geçiniyor…Karın tokluğuna çalışıyor. Verdiği emeğe değmiyor aslında…

**

Yazın 40 derece sıcakta harman kaldıran, kışın buz gibi havada pancar kaldıran çiftçinin emeği heba ediliyor. Ürünler para etmiyor. Bir de mecburen krediye filan bulaştıysa vay o çiftçinin haline…Köylerde çok sayıda tarla ipotekli durumda…

**

Köylerde gençler kalmak istemiyor. Genç kızlar köyden bir gençle evlenmek istemiyor. Köylerde çoban bulunmuyor. İşçi bulunmuyor. Afganistan’dan gelen gençler olmasın köylerde tarım ve hayvancılık da bitecek…

**

Bu şartlarda kimse köyde kalmak istemez. Doğru düzgün kazanç yok. Eğitim ve sağlık hizmetleri zaten yetersiz… Bu şartlarda en mantıklısı şehre taşınıp, asgari ücretle bir işe girmek…

**

Bütün bu yaşananlara AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem bile isyan etti. Antalya’da bir toplantıda konuşan Erdem, Tarım Bakanlığımız duysun diye söylüyorum, çiftçimiz 5 yıldır geri gidiyor” deyip tarımın ve çiftçinin içler acısı durumunu gözler önüne serdi.

**

Kendisinin de çiftçi olduğunu belirten Milletvekili Orhan Erdem,  çiftçilerin ekilecek ürün konusunda yalnız bırakıldığını, girdi maliyetlerinin aşırı yükseldiğini, tarımda ilaç kullanımının korkunç boyutlara ulaştığını söyledi…

**

Orhan Erdem, 2002 yılından bu yana AK Parti’de vekillik yapan bir isim. 3 dönemdir milletvekili yapıyor. Meclis’in en efendi vekillerinden birisi..Bir dönem Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevinde de bulunmuştu…

**

Orhan bey bile bu duruma isyan ettiyse, sıradan çiftçiler ne yapsın. Bir çiftçi çocuğu olarak yaşananları yakından takip ediyorum. Türk çiftçisi son yılların en kötü dönemini yaşıyor desem abartı olmaz…

**

Halbuki; tarım ve gıda dünyanın en stratejik iki unsurundan biri haline geldi. Teknolojide yokuz ama bari tarımda güçlü olalım. Fakat; hükümet yanlış tarım politikaları ile tarımı bitirdiğinin farkında bile değil…

**

Türk çiftçisi en parlak ve en müreffeh dönemini Refah-Yol Hükümeti döneminde yaşamıştı. 1996 yılında dönemin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Türk çiftçisini ihya etmişti. Çiftçi maziye arar hale geldi…

**

Hükümet yanlış tarım politikaları ile Türk çiftçisini üzerken, Rus çiftçisini, Ukrayna çiftçisini, Kanada, ABD çiftçisini ise ihya ediyor. Rusya’dan buğday, Ukrayna’dan ayçiçeği ithal ediyoruz…

**

Tarihimizde ilk defa saman ithal ettik. Bırakın insanlarımızı, hayvanlarımızı bile besleyemez hale geldik. Uruguay’dan Angus ithal ettik. Sırbistan ve Polonya’dan et ithalatına başladık…Dünyada en pahalı eti tüketen bir ülke haline geldik…

**

Köylerde sadece tarım bitmiyor, hayvancılık da son demlerini yaşıyor. Çocukluğumda köylerde her evde koyun sürüsü olurdu. Şimdi bu rakam yarı yarıya düştü..Kimse hayvancılık yapmak istemiyor.. Malum masraflar ortada…

**

AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem’in özeleştirisi (!) sonuna kadar haklı. Keşke bu eleştirileri şimdi değil de 10 yıl önce yapabilseydi. Belki o zaman durum çok farklı olabilirdi. Ama yine de hala vakit çok geç değil…