Acırım Başkan’a acırım!
Behlül Dânâ, bir gün Halife Harun Reşid´in huzuruna gelir...
***
Halife, o sırada tahtında olmadığı gibi odasında da yoktur...
***
Fırsattan istifade eden Behlül Dânâ tahta geçip kurulur!
***
Biraz sonra koruma görevlileri, bakarlar ki tahtta biri oturuyor, onu hemen aşağı indirirler ve başlarlar dövmeye...
***
Bir müddet sonra Halife Harun Reşit, gürültülere koşar gelir...
***
Bakar ki, Behlül Dânâ ağlıyor yerde...
***
"Niçin ağlıyorsun, ne oldu sana? " diye sorar...
***
Halife, muhatabından cevap alamayınca, koruma görevlilerine sorar aynı soruyu...
***
"Ne oldu buna? "
***
"Ey Müminlerin Emiri, bu adam, sizin makamınızda oturuyordu... Biz de akıllansın diye bir iki vurduk, ondan ağlar..." der görevliler...
***
Behlül Dânâ söze karışır;
***
"Hayır! Ben o yüzden ağlamıyorum” der...
***
Halife daha bir telaşlanır, ısrarla neden ağladığını sorar...
***
“Senin için ağlıyorum... Ben ömrümde bir kez bu makama oturduğum için bu dayağı yedim… Sen ki, her gün oturuyorsun acaba ne kadar dayak yiyeceksin öbür tarafta...
***
Konya'nın dev projeleri bir bir yıkılıyor...
***
Yapılan plansız yatırımların hangisine elinizi atsanız elinizde kalıyor...
***
Baskı(!) işlerindeki rakamlar her geçen gün, sıfırları artarak devasa harcamalar olarak karşımıza çıkıyor...
***
Beytül Mal'de sıfırı tüketmişler, bankaların kredi kıskacı altında kasa can çekiştiriyor...
**
Dedikodu ayyukaya çıkmış... Borç paçadan akıyor...
***
Yalan, dolan, alan, veren, talan belli değil...
***
Hesap kabartıldıkça, sorulacak, sual edilecek konuda artıyor...
***
Biz acımayalım da BAŞKAN'a, kim acısın Müslümanlar!