Yıllardır süre gelen tüketim ekonomisinin pandemi ile birleşince bizi getirdiği nokta…

Hatayı sürekli dış güçlerde bulanlar, bugün artık gerçeklerle yüzleşmeye başladı.

Neydik ne olduk?

**

2001 krizi yaşandıktan hemen sonra Türk Lirası’nın değer kaybından doğan ihracat artışını fırsata çeviremedik.

O dönem ile birlikte başlayan özelleştirme macerasını alış-veriş çılgınlığına çevirip, kırmızıçizgimiz olması gereken her şeyi yabancılara satarak ülkeye yoğun döviz girdisi sağlamaya devam ettik.

**

Genlerimizde olan topraktan para kazanma politikasını, tarım arazilerini imara açarak müteahhitlere kazanç kapısı ettik.

Kimsenin hakkını yemeyelim, bu sırada bol miktarda sanayi siteleri kurduk.

Kurduk kurmasına da…

**

Bu sanayi sitelerinde, Çin’de üretilen ürünleri paketleyip sattık ya da üretimde kullandığımız hammaddeleri yurt dışından ithal ettik.

Neden bu yola başvurduk?

Çünkü değerli olan Türk Lirası ile yurt dışından ürün getirmek daha cazipti.

Bu durumun sorumlusu, o dönemlerde ithalat için önlem almayanlardır, üreticiyi ithalatçıya yem edenlerdir.

**

Bugün bu noktaya geldiğimiz zaman, artık üretimin ve ihracatın önemini kavradık diyorlar.

Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak özellikle son iki aydır baskıcı kur politikasından vaz geçtiklerinin sinyallerini vermekteydi ve artık açık açık dile getirmekte.

Şimdi bizi ne bekliyor?

Kurda sert yükselişler ile ithalatın önü kesilecek, üreticinin önü açılacak. 2001 krizinde kaçan fırsatı yakalamak için aynı senaryo tekrarlanacak.

Başarılı olabilir mi?

2001 krizinden daha sert piyasa koşulları ile karşı karşıyayız.

**

Türk Lirasının değerinin düşmesi ihracat rakamlarına beklenildiği ya da ümit edildiği gibi olumlu yansıyacak mı bekleyip göreceğiz.

Benim gözlemlediğim kadarı ile çok zor.

Artık üreten bir ülke değiliz.

Üretim yapmak için de ithalata mecburuz.

Tarımsal üretim ya da sanayi üretimi fark etmez.

Bugün üretime başlamak için yurt dışından hammadde almak zorunda kalıyorsak paramızın değerinin düşürülmesi sonuca ulaştırmayacaktır.

**

Bir de pandemi koşullarını hesaba katarsak ve tabi ABD seçimlerini…

S-400 denemelerinden dolayı yaptırım paketlerini hazır da bekleten ABD, seçim ortamını bitmesi ile bize yaptırım uygulama kararı alabilir.

Bu durum, ekonomide olan yön değişikliğini ve atılan adımları bizim için istemeyeceğimiz yönde değiştirebilir.

TL’de ki değer kaybının ve hükümetin ekonomi politikasında yaptığı değişikliğin bir sebebi de yastık altında bulunan dolar ve altının ekonomiye kazandırılmasıdır.

Yastık altındaki dolar ve altının ekonomiye kazandırılması sonrasında yeniden inşaat ve ithalata, yani tüketim ekonomisine döneceksek…

Saygılarımla…