Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

2. Dünya Savaşı'ndaki Oluşumlar ve Yaşantımız

2. Dünya Savaşı'ndaki Oluşumlar ve Yaşantımız

Dostumun istemi olan II. Dünya Savaşı oluşum ve yaşantılarımızı yerine getireyim diyerek. Sadece bendenizin okuduğu, gördüğü ve duyduğu olan doğrudan anlatımı sunmak isterim.
Başladığında II. Cihan Harbi denilen savaşın günlerinde sekiz yaşın üstünde idim. Daha o günlerde gazete, dergi ve kitap okumayı severdim. Bu yaştaki sevgimi Konya’dan 150 km uzaklıkta Toroslar arasında yolu yolağı olmayıp katırla gidiş gelişle yapılan Gaziler Köyü’ne gelen “Çerçi”nin (Köylere merkep üzerinde çeşitli eşya getirip satan kişi) bile hoşuna gitmişti ki sattığı zamanın aşk ve macera anlatan kitaplarını akşam verip sabah alırdı.
Köyün öğretmeni olan Rahmetli Babam H. Hüseyin Güldağ da Kalınağıllılar’ın şehir seferlerinde sipariş yaptığı ve bir hafta sonu gelebilen Cumhuriyet Gazetesi’nden dünya oluşumlarını okurdum.
İlk olarak 1 Mart 1938 günlü gazetede kollarında Gama haç bulunan Alman askerlerinin Alman bayrağı ardında Avusturya’ya girdiğine ait resim ve “Almanlar Avusturya’ya girdi.” başlığı hâlâ gözlerimin önünde. 1939 yılı başında da Çek ve Slovak devletleri de Almanya’nın oluvermişti.
İşte, aslında bu ufak gibi görülen istila ile de başlamış sayılabilirdi. Almanya Führer’i Adolf Hitler’in Avrupa istilası düşünceleri.
Son zamanlarda ki bu savaşın oluşumlarına ait yazılım ve hele Google ile yayılan hareketli şekilde savaş anlatışımında bile ya eksik ya da müttefik taraftarı anlatımların olduğunu da görmekteyim.
Demek ki bizim Kurtuluş Savaşı ve sonrası tarihi anlatımındaki bu değişik oluşumlar, bu savaşın anlatımında da kaide haline gelmiş!
***
Daha sonra ki günlerde Hitler’in Birleşmiş Milletler’e Alman yönetiminde olan Doğu Prusya’ya karadan geçişe mani olan Danzig bölgesinin kendisine verilmesini isteyip de yerine getirilmeyince…
9 yaşımda Konya’da okuduğum gazetelerin başlıklarında okuduğum “1 Eylül 1939 günü Alman ordu ve uçaklarının Polonya’ya hücum etti” haberi halen gözlerimin önünde.
O günlerde Konya valilerinden Cemal Bardakçı’nın emekli olup İstanbul’da yayınladığı “Köroğlu” ismiyle dört yapraklı Köylü Gazetesi. Renkli karikatürleri ile savaşı hicveder oluşumları göstermiş olurdu.
Savaşları çevreleyen harita üzerinde, Amerika’nın Mavi-Beyaz-Kırmızı çizgili ve yıldızlı hokkabaz şapkalı, keçi sakallı, İngiliz'in yüz hatları tilki kurnazlığında şişmanca Chorcil benzetmesi, Fransız’ın etekleri yırtmaçlı, allıklı, rujlu kadın tipinde,. Rus’un genellikle kızıl yıldızlı şapka giydirilmiş beyaz bir ayı biçiminde. Almanlar’ın miğferi mızrak uçlu heybetli gamalı haçlı işaretli asker tipinde gösterilir bunlar gününe göre birbirini yere serer veya başı kara gömülür şeklinde karikatürize ederlerdi.
Bu gazete halkın ve bendenizin de beğenisini çektiğinden. Konya’ya iki gün sonra gelir gelmez kapışılırdı.
Halkın olduğu gibi gazetelerdeki bu şekil yayınlarda da Almanlara hayranlık bariz görünürdü. Halk mahalle başlarına konulan hoparlörlerden (ki Serik ve bazı ilçelerde halen mevcut) verilen radyo yayınını dinlediklerinde. Almanlar’ın zaferini duyunca alkışlar, kaybederse üzüntülü olurlardı.
Galiba I. Dünya Savaşı’ndaki birliktelik ve diğer devletlerin Sevr Anlaşması ile Anadolu işgali zorlaması dost ve düşmanlık duyguları devamda idi.
Almanlarla dostluk akdi olmayan SSB denilen Rusya hemen yön çevirdi. Tahminim Almanlar Polonya’yı alırsa Rusya’ya da hücum etmesine mani olmak içindi ki! Almanya-Rusya dostluk anlaşması yapılır yapılmaz Ruslar da Polonya’ya hücum ediverdi.
Almanlara karşı güçlü bir mücadele içinde olan Polonya önemli yerlerinin bombalanmasıyla (ki o zamanki harplerde hastane, okul, ibadet yeri ve sivil yerler kesinlikle bombalanmamakta idi.) direncini kaybetmeyip bir ay mücadele etse de…
Ruslar’ında hücum etmesiyle iki ateş arasında kaldı ve bir hafta sonra Alman ve Ruslar Varşova’da karşılıklı kucaklaştılar(!)
Bu zaferi gören Hitler yerinde duramadı ki! Gözünü Avrupa devletlerini iltihaka çeviriverdi I. Dünya Savaşı’ndaki gibi.
Daha önceki yıllarda Alman istilasından gına getiren Fransızlar Alman hududuna demir çelik yapımı Maginot hattını yapmış olsalar da istiladan kurtulamadılar. Çünkü Almanlar doğrudan Fransa’ya değil Belçika ve Hollanda’yı bir hafta içinde istila edip o yönden vuruverdiler.
Fransızlar ise Alman kuvvetlerine bir hafta ancak dayanıp yarı çekildikten sonrada tüm idareyi Almanlara bırakıverdiler.
Almanlar, İtalyanlarla birlikte dost olarak savaşta olsalar da İtalyan kuvvetleri hep hezimete dönüşüyordu. Bunu gören Almanlar İtalyanlar’ın Afrika’da ki Libya ve çevresi ile Ege kıyılarındaki adalarına el koydular.
İtalyanlar’ın başaramadığı Yunanistan istilasını da Almanlar gelip bir hafta içinde tamamlayıverdi. Daha sonra Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’ı da Alman tabiiyetine dahil ediverdiler..
Almanya Türkiye Cumhuriyeti ile hem hudut komşu olmuş müttefikliğimiz de devam etmekte idi.
Halkımız da Almanlar’ın Türklerle asırlarca dost olup harp etmemelerinden bir güven kaynaklanması vardı ama. Yine de tedbir için devlet şehirlerdeki camilerden çoğunu buğday ambarı ve askeri yer olarak kapatmıştı.
***
Avrupa’yı istilasıyla bir nevi kükremeye girebilen Hitler Rusya’nın korkup Sulh imzasını attığı antlaşmayı daha yırtmadan bile Polonya, Romanya ve Bulgaristan üzerinden hücum ediverdi. Rusya’ya savaş açmıştı.
Hayret bir hızla ilerliyordu Almanlar ama Napolyon’un düştüğü tuzaktan örnek almamışlardı ki.
Son baharda açtıkları savaşta Moskova önlerine yaklaşırken bastıran dondurucu kış, motorizeyi dondurdu askerini zor durumuna düşürdü.
Soğuğa alışkın Ruslar Almanları geri çekmeye mecbur etti,
Kış mevsimi duraklayan savaş bahar mevsimi ile yeniden canlandı.
İlk hücuma ses çıkarmayan İngiliz ve Amerika. Almanlar Rusya’yı da alabilirse. “Önüne geçilemez” duygusu ile savaşa girmeyi kararlaştırdılar.
Bu ara Almanlar Kırım’ı ele geçirip petrolleri ele geçirme yolunda. Diğer taraftan Moskova’ya yaklaşmakta idiler amaaaa
Amerikan ve İngiliz kuvvetlerinin II. Cephe denilen Normandiya’dan 1944 Haziran’ında yaptıkları çıkarma ile ne yapacaklarını şaşırmış da oldular.
Çünkü iki cephede savaş kolay olamayacaktı. Nitekim yarıya bölünen ordusu yavaş yavaş çekilmeye başlamış Hitler’in sonunu getirmekte idi.
Oluşumların devamı ve “Türkiye ile Harp etmez” veya “İnönü çok güzel idare etti de Türkiye savaş görmedi” düşüncesini çürüten olay ve o günlerdeki yaşamlarımız ile diğer oluşumları içeren yazımı gelecek sefer izleriz inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi