Sevgililer gününün tarihçesi ise 3. yüzyılda Aziz Valentine’nin gizlice kıydığı nikahlara dayanıyor. M.S. 3. yüzyılda Roma İmparatoru Claudius II, ordusunu güçlendirmek için genç erkeklerin evlenmesini yasaklamıştır. Rivayete göre bu yasağa karşı gelen Aziz Valentine, gizli nikahlar düzenleyerek gençleri evlendirmeye devam etmiştir. İhanetin karşılığını canıyla ödeyen Aziz Valentine M.S. 270 yılında 14 Şubat’ta idam edilmiştir. Bu nedenle her yıl 14 Şubat’ta Sevgililer günü kutlanmaktadır.

Günümüzde ise tamamen ticari düşünce hasıl olup, nerdeyse sevgi anlayışı bertaraf oldu. Sevgililer Günü’nün modern çağdaki izlerini takip ettiğimizde karşımıza tarihi ve dini referanslardan çok ekonomik veriler çıkıyor. ilk kez 19. yüzyılda İngiltere’de ticari bir hüviyete bürünmeye başlayan Aziz Valentin Günü, toplu iletişim araçlarının gelişim hızıyla paralel bir şekilde “global kültür” arasındaki yerini aldı.

Peki bu tamamen duygusal! olan kutlamalar bize ne kadar uyar? Düşünmek ve sorgulamak gerekiyor. Zira, Peygamber Efendimiz (S.A.V.), "Kim ki bir kavme, bir topluluğa benzerse, o kavimdendir, o topluluktandır" demiştir. Onun için biz Müslümanlar, eğer ki Müslüman olmayan toplumlara özenirsek, Peygamber Efendimizin Hadis-i Şeriflerine muhalefet etmiş oluruz. Onun için bu gibi günlerden uzak kalmak gerekir.

Bugün Ortadoğu’da, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da, Afrika’da kısaca dünyanın her yerinde Müslümanlara yapılan işkencelerin, eziyetlerin , asimile etmelerinin temelinde İslam düşmanlığı yatmaktadır. Onlar bizi sevmiyor ve düşmanlık yapıyorlarsa, bizde onlarla o nispette hoşgörü ve birliktelik sağlamalıyız.

Kendi kültür ve adetlerimizi yerine getirsek, daha mutlu ve doğru bir eylem planı çizmiş oluruz.

Velhasıl, özümüze dönme mecburiyetimiz vardır. Çünkü, çok parlak ve imrenilecek bir geçmişe sahibiz. Hiçbir milletin geleneğine de muhtaç değiliz.

Cumanız mübarek olsun.Allah’a emanet olunuz.