Yorumlar!
Genellikle yazılarıma gelen yorumlara cevap vermem...
Küfür ve hakaret olmadığı müddetçe de, yorumları, eleştirileri, sitemleri dikkate alır, özeleştirimi de yaparım...
Dedim ya küfür ya da hakaret olmadığı müddetçe...
Yazmak için veya gündemde kalabilmek için yazmam...
Tarzım değil...
Sadece köşe yazarı değil, aynı zamanda spor gazetecisiyim...
Haberciyim yani...
Lafı eveleyip gevelemem...
Karnından yazanlardan veya konuşanlardan değilim...
Yazarken zaman zaman ayarı kaçırdığım olur...
Eyvallah...
Bu şehirde hangi dil konuşuluyorsa o dilden yazarım...
Adama “adam” derim, “madam” demem...
***
Ekmeğimi yazarak, emek vererek, ter dökerek kazanırım...
Yazmayarak kazanan, evine ekmek götüren, çoluğunun çocuğunun kursağından “geçiren”lerden değilim...
Eveleyip gevelemeden yazdığım için de birilerinin hoşuna gitmez bu yazdıklarım...
Birilerine batar yazılarım...
Varsın batsın, dahası yarası olan gocunsun...
Ne yapabilirim ki...
***
“Tütüneker ve Anadolu Selçuklu” başlıklı yazımın son bölümünde Anadolu Selçukluspor yönetiminin yaptığı bir açıklamadan yola çıkarak, “zülfüyare” dokundum...
Verilen sözlerin yerine gelmediğinden bahsettim...
Bu şehre hizmetleri olan, olmaya da devam eden Pankobirlik ve Konya Şeker AŞ. Yönetim kurulu başkanı Recep Konuk'tan bahsettim...
“Kim ne derse desin akıllı adam” dedim...
“Akılsız” demedim...
“Şeker'i yiyip bitiriyor” demedim, tam aksine “Şeker onu yiyip bitiriyor” dedim...
“7/24 yatıyor”da demedim...
Dersem Allah çarpar beni...
Peki...
Ne demişim...
“Öyle ya da böyle “Torku”yu çakmışlar Konyaspor'a...
Hem de sudan ucuza...
İzleyin Konyaspor maçlarını...
Televizyonları ve yorumcuları...
Torku Konyaspor aşağı, Torku Konyaspor yukarı...
Sadece Fenerbahçe maçından sonra televizyonlar, gazeteler 15 gün boyunca Türkiye'ye “Torku” markasını ezberlettiler...
Bunu kimse inkar edemez...
Edeni de Allah çarpar...
Abartmayacağım 20 trilyon verseler de böyle bir reklamı yaptıramazlar...”
Bu söylediklerimde bir abartı var mı?
***
Şimdi...
“Şeker Cumhuriyeti”nden geldiğini tahmin ettiğim yorumlara baktığım zaman, kendilerince haklılar...
Çünkü ekmek yiyorlar o kurumdan...
Nagihan Yeşilırmak isimli bir kardeşimiz, “Şimdi şunu sormak lazım. Sayın Recep Konuk kadar bu takıma sahip çıkan kaç kişi var? O randevu almak isteyen iş adamları değil mi? Ve bugüne kadar kaç lira para vermişler?Neden Sayın Ahmet Şan'ın Başkanlık yaptığı şirket hiç takıma maddi destek vermez? Lütfen bunları da yazın” diye eleştirel bir yorum yazmış...
Bağdat'tan Basra'ya kadar haklı kardeşimiz...
Doğruya doğru...
Ahmet Şan ve şirketi ile yaptığı yoruma kim ne diyebilir “eyvallah” demekten başka...
***
Seçkin Pehlivan isimli kardeşimizin beni tanımadığı apaçık ortada...
“Kimin başı ağrısa Konya Şeker'e müracaat ediyor ama lafa gelince ise 'listelerinde, oralarda buralarda büyüğüz' diye gezen çok firma var. Konya Çimento, Eti Alimnyum bunları saymıyorum bile” dedikten sonra bana göndermede bulunmuş...
“Haa derseniz Konya'da gündeme gelmenin, konuşulmanın tek yolu Recep Konuk yazmak. Sende haklısın ne deyim” diyerek de eleştirisini noktalamış...
Atlamış bu kardeşimiz...
Hem de uzun atlamış...
Benim gündeme gelme gibi bir derdim yok...
Ayrıca da “gündem”in kendisiyim ben...
İşim de olmaz...
***
Fatih yazmış...
Artık ne kadar “Fatih”se...
Dahası saçmalamış bu pembe panter...
“Size de mi randevu vermedi Recep Konuk?” diye kendince laf sokmaya çalışmış akıllım...
Doğru!
Sayın Konuk'la görüşmek için 7/24 kapısında yatıyorum...
Özel kalemi Melek Hanım'a yalvarıyorum...
“Başkanla bir görüşeyim!!!” diye...
Bu arada, Özel kalem müdürünün Melek Hanım olduğunu da arkadaşlardan öğrendim...
Melek Hanım konusunda ironu yaptım sadece...
Tanımıyorum kendisini...
İşim de olmaz...
“Size de mi randevu vermedi” derken el insaf yani...
Sinirlendim şimdi...
Bana Mazlum'u getirin...
***
Uzatmayacağım...
“Tütüneker ve Anadolu Selçuklu” başlıklı yazımın sonuna kadar arkasındayım...
Bugüne kadar arkasında duramayacağım bir yazı yazmadım, yazdıklarımın da sonuna kadar arkasında durdum...
Benim yoğurt yiyişim de böyle...
Son söz...
Gelen yorumlara baktığınız zaman, doğru adresteyim...
Doğru yoldan giden kurbağa, eğri yolda giden yarış atını geçermiş...
Nokta.