Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Yolsuzluk

Yolsuzluk

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Belediyesi’nde yolsuzluğun olduğunu iddia etmekte ve bunun için hükümeti suçlamaktadır. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Kılıçdaroğlu’na şöyle cevap verdi: “Yolsuzluk yapıyor diyenler önce aynaya baksınlar.”
Yolsuzluğu kim yaparsa yapsın, karşısındayız; çünkü haksız kazanç bir milleti sefalete ve tamiratı güç tehlikelere sürekler, onun için bu meseleye parti gözlüğüyle bakmamak gerekir. Günümüzde partiler, oy avcılığı yapmak için birbirini yolsuzlukla suçlayabilmektedir; Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışı bu yöndedir. Sayın Başbakan, “aynaya baksınlar,” diyerek CHP’nin halet-i ruhiyesini ortaya koymaktadır; yani yolsuzluk CHP’nin tabiatıdır, demek istiyor ve kendilerine maziyi hatırlatıyor.
Kayseri Belediyesi’nde olsun, diğer belediyelerde olsun veya devletin diğer kurumlarında olsun yolsuzluk yapılıyorsa, memur ve bürokrat kim olursa olsun görevini kötüye kullanıyorsa mahkemeye sevk edilmeli; böylece şeffaf bir yönetime kavuşulmalı.
Çarkın işleyişi, yolsuzluğa, görevi kötüye kullanmaya müsait olmayacak hale getirilmeli, hâlihazırdaki çark, yolsuzluğa ve görevi kötüye kullanmaya pek kapalı görünmemektedir; çünkü Bizans kültürüne göre, kanuna yakalanmamak şartıyla çalıp- çırpmak mubahtır, çalıp, çırpıp da kanuna yakalanmak enayiliktir. Bu kültür, yaklaşık yüz elli yıldır ülkemize hâkim olduğu için yolsuzluk, hırsızlık, görevi kötüye kullanma milletimizi için için yakmaktadır!
Çarkın işleyişi, yolsuzluğa kapalı olabilmesi için, halkın ekonomik ve manevi ihtiyaçları karşılamalı; çünkü insan iki yönlü bir varlıktır; yani fiziki ve ruhi yönü olan bir varlıktır; tek taraflı olmaz. Aç tilki fırını deler, ruhi gıdadan mahrum insan hırslı olur, helal ve haram demeden kesesini doldurmaya çalışır; günümüzün hastalığı budur. Adam müteahhit olmuş, iş adamı olmuş, bürokrat olmuş gözü doymuyor. Hz. Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi, “Bu adama bir vadi dolu altın verseniz, ikinciyi ister, ikinciyi verseniz, üçüncüyü ister, gözünü ancak toprak doyurur.”
 İnsanın ruhi yönü bir tarafa atılırsa ona üç vadi dolusu altın verseniz, yine doymaz, fırsatını bulursa çalar- çırpar. Yakalananlar, kanuna ve yönetmeliğe takılanlardır, takılmayanlar ne olacak? Ayrıca adam, üretmiyor, verimi düşük, aldığı parayı hak etmiyor, yani günlük kazancı, günlük ücretini karşılamıyor, bunlar vicdan azabı duymamaktadır, kanuna ve yönetmeliğe takılanları da Bizans kültürü gereği beceriksizlikle suçlamaktadır.
Ruh gıdasız kalıra, beden de harama alışır, haramla beslenen beden de ateşe layık hale gelir, Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde, “Haramla beslenen beden, ateşe en layık bedendir,” buyurmaktadır.
Sonuç olarak diyoruz ki, partiler yolsuzluğun ve hırsızlığın yok denecek kadar azalmasını istiyorsa, toplumun hem ekonomik yönden ve hem de ruhi yönden kalkınabilme yönünde projeler üretmesi gerekir, yoksa oy avcılığı için birbirini suçlamakla bir arpa boyu yol almazlar; milletimizi ve kendilerini yormaktan başka bir şey yapamazlar. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi