Yerel Yönetimler
Yerel yönetimlerde esas olan halka hizmettir. Yerel Yönetimler Kanununa göre, belediyeler yetki ve imkân sahibi kurumlardır. Belediyeler, yerinden yönetim fırsatlarına sahiptirler. Belediyeler, fırsatları ve imkânları iyi değerlendirirlerse, halka daha çok hizmet sunabilirler.
Belediyeler, imar çalışmalarına daha çok hız verip, yeni yerleşim alanları oluşturarak, gecekondu ve kötü yapılaşmalara son vermelidir. Her belediye kendi beldesini, ilçesini ve şehrini en iyi bir şekilde geliştirme çabası ile çalışıp göçün de önüne geçmelidir. Türkiye’de köyden şehre veya küçük yerleşim alanlarından büyük yerleşim alanlarına olan göç önlenmediği sürece sağlıklı bir kalkınma sağlanamaz.
Yerel yönetimler halka hizmet götürürken çok duyarlı davranmalıdırlar. Yapılan işlerin zaruret derecesine, kalitesine, yapılan işlerin uzun ömürlü olmasına dikkat edilmelidir. Yapılan işlerde israfa fırsat verilmemelidir. Yapılan işlerin kalite kontrolü mutlaka yapılmalıdır. Bunun için yerel yönetimlerde eğitim faaliyetleri büyük önem taşımaktadır.
YEREL YÖNETİMLER VE EĞİTİM
Bir beldenin, bir şehrin, bir ülkenin kalkınabilmesi için adil ve dürüst bir yönetimin olması şarttır. Bununla birlikte mevcut bütün kurumların birbirlerine yardımcı olması ve kalkınmanın önündeki bütün engellerin ortadan kaldırılması gerekir.
Türkiye’de yerel yönetimler ve eğitim konusunda çözümlenmesi gereken birçok problemin varlığını görmekteyiz. Bu problemin en önemlisi ve odak noktasını merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasındaki diyalog teşkil etmektedir. Eğer bir ülkede merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasındaki çalışma ortamı iyi kurulmuş ise o ülkede kalkınma hızlı olur. Sadece ferdi çaba ve gayretler istenen sonucu vermez.
Bunun için ülke kalkınmasında olduğu gibi, yerel yönetimlerin başarılı olmasının ana şartı insanın eğitimine bağlıdır. Eğitim düzeyi düşük toplumlarda gelişme yavaş olur, problemler artar. Eğitim düzeyi geliştikçe meseleler çözüme kavuşur, kalkınma ve gelişme hızlanır.
Eğitime önem verilirse, meselelere çözümler daha kolay ve zamanında bulunabilir.
BELEDİYECİLİK DÜZENİ NASIL OLMALIDIR?
İyi bir belediyecilik düzeni; adalet, dürüstlük, problemlere çözüm üreten bir anlayış içinde olmalıdır.
İyi bir belediyecilik düzeninde, belediye başkanı, her şeyden önce hakkı üstün tutar, insana önem verir, herkese eşit muamele eder, ibadet aşkı ile çalışır. Kendi gücümüzle kalkınmamız için gerekli yatırımları yapar. Rüşveti, yolsuzluğu, adam kayırmacılığı ve gereksiz harcamaları önleyerek, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmaz. Bir kere “Şehremini” anlayışı ile görev yapar. Yani bir belediye başkanı o şehrin emin, emanet edilen kişisidir. Bir belediye başkanı yörenin “çözülemez” denilen meselelerinin üzerine süratle giderek, çözüme kavuşturur ve halkın takdirini alır.
İyi bir belediyecilik düzeninde dürüstlük, çalışkanlık, adalet, inandığı değerlere ve prensiplere bağlılık temel esaslardır.
İyi bir belediyecilik düzeninde belediye hizmetlerini vatandaşın ayağına götürmek, halk meclisleri kurarak onları yönetime iştirak ettirerek, israftan kaçınmak temel prensiplerdedir.
İyi bir belediyecilik düzeninde, rüşvet, iltimas ve haksız kazanca yer yoktur. Ancak dürüst ve şeffaf bir anlayışla herkese eşit ve ayrıcalıksız davranmak, güler yüzlü olmak ve hızlı hizmet etmek temel ilkelerdir.
İyi bir belediyecilik düzeninde, halkın problemlerini çözmek için plânlama, koordinasyon ve uygulamada çağdaş teknolojiyi de başarıyla gerçekleştirmek esas alınmalıdır.
İyi bir belediyecilik düzeninin temel düsturları şunlar olmalıdır:
1) Halka hizmet ederken güler yüzlü, şefkatli, merhametli, dürüst ve adil bir yönetim
2) Tarafsızlığı ilke edinen ve hizmette adaleti esas alan bir belediyecilik anlayışı
3) “Bugün git, yarın gel” düşüncesine son vermek, işleri kolaylaştırmak, haklı işi olan insanlara her türlü kolaylık sağlamak, vatandaşın işini zorlaştırmayıp, kolaylaştıran bir anlayışı hâkim kılmak
4) İsraf etmeyen, daha çok hizmeti düşünen bir yönetim
5) Sevgi ve kardeşliği esas alan bir belediyecilik anlayışı ile çalışıp, belde, ilçe ve şehirlerin kalkınmasını sağlamak.
Belediyeler, imar çalışmalarına daha çok hız verip, yeni yerleşim alanları oluşturarak, gecekondu ve kötü yapılaşmalara son vermelidir. Her belediye kendi beldesini, ilçesini ve şehrini en iyi bir şekilde geliştirme çabası ile çalışıp göçün de önüne geçmelidir. Türkiye’de köyden şehre veya küçük yerleşim alanlarından büyük yerleşim alanlarına olan göç önlenmediği sürece sağlıklı bir kalkınma sağlanamaz.
Yerel yönetimler halka hizmet götürürken çok duyarlı davranmalıdırlar. Yapılan işlerin zaruret derecesine, kalitesine, yapılan işlerin uzun ömürlü olmasına dikkat edilmelidir. Yapılan işlerde israfa fırsat verilmemelidir. Yapılan işlerin kalite kontrolü mutlaka yapılmalıdır. Bunun için yerel yönetimlerde eğitim faaliyetleri büyük önem taşımaktadır.
YEREL YÖNETİMLER VE EĞİTİM
Bir beldenin, bir şehrin, bir ülkenin kalkınabilmesi için adil ve dürüst bir yönetimin olması şarttır. Bununla birlikte mevcut bütün kurumların birbirlerine yardımcı olması ve kalkınmanın önündeki bütün engellerin ortadan kaldırılması gerekir.
Türkiye’de yerel yönetimler ve eğitim konusunda çözümlenmesi gereken birçok problemin varlığını görmekteyiz. Bu problemin en önemlisi ve odak noktasını merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasındaki diyalog teşkil etmektedir. Eğer bir ülkede merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasındaki çalışma ortamı iyi kurulmuş ise o ülkede kalkınma hızlı olur. Sadece ferdi çaba ve gayretler istenen sonucu vermez.
Bunun için ülke kalkınmasında olduğu gibi, yerel yönetimlerin başarılı olmasının ana şartı insanın eğitimine bağlıdır. Eğitim düzeyi düşük toplumlarda gelişme yavaş olur, problemler artar. Eğitim düzeyi geliştikçe meseleler çözüme kavuşur, kalkınma ve gelişme hızlanır.
Eğitime önem verilirse, meselelere çözümler daha kolay ve zamanında bulunabilir.
BELEDİYECİLİK DÜZENİ NASIL OLMALIDIR?
İyi bir belediyecilik düzeni; adalet, dürüstlük, problemlere çözüm üreten bir anlayış içinde olmalıdır.
İyi bir belediyecilik düzeninde, belediye başkanı, her şeyden önce hakkı üstün tutar, insana önem verir, herkese eşit muamele eder, ibadet aşkı ile çalışır. Kendi gücümüzle kalkınmamız için gerekli yatırımları yapar. Rüşveti, yolsuzluğu, adam kayırmacılığı ve gereksiz harcamaları önleyerek, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmaz. Bir kere “Şehremini” anlayışı ile görev yapar. Yani bir belediye başkanı o şehrin emin, emanet edilen kişisidir. Bir belediye başkanı yörenin “çözülemez” denilen meselelerinin üzerine süratle giderek, çözüme kavuşturur ve halkın takdirini alır.
İyi bir belediyecilik düzeninde dürüstlük, çalışkanlık, adalet, inandığı değerlere ve prensiplere bağlılık temel esaslardır.
İyi bir belediyecilik düzeninde belediye hizmetlerini vatandaşın ayağına götürmek, halk meclisleri kurarak onları yönetime iştirak ettirerek, israftan kaçınmak temel prensiplerdedir.
İyi bir belediyecilik düzeninde, rüşvet, iltimas ve haksız kazanca yer yoktur. Ancak dürüst ve şeffaf bir anlayışla herkese eşit ve ayrıcalıksız davranmak, güler yüzlü olmak ve hızlı hizmet etmek temel ilkelerdir.
İyi bir belediyecilik düzeninde, halkın problemlerini çözmek için plânlama, koordinasyon ve uygulamada çağdaş teknolojiyi de başarıyla gerçekleştirmek esas alınmalıdır.
İyi bir belediyecilik düzeninin temel düsturları şunlar olmalıdır:
1) Halka hizmet ederken güler yüzlü, şefkatli, merhametli, dürüst ve adil bir yönetim
2) Tarafsızlığı ilke edinen ve hizmette adaleti esas alan bir belediyecilik anlayışı
3) “Bugün git, yarın gel” düşüncesine son vermek, işleri kolaylaştırmak, haklı işi olan insanlara her türlü kolaylık sağlamak, vatandaşın işini zorlaştırmayıp, kolaylaştıran bir anlayışı hâkim kılmak
4) İsraf etmeyen, daha çok hizmeti düşünen bir yönetim
5) Sevgi ve kardeşliği esas alan bir belediyecilik anlayışı ile çalışıp, belde, ilçe ve şehirlerin kalkınmasını sağlamak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.