Yeni sezon, yeni umutlar ve beklentiler
Gerek ekonomik zorluklar, gerek şehrin ilgisizliği, gerekse kadro yetersizliği ya da kadro kapasitesi, Konyaspor’un ligde neler yapıp yapmayacağı konusunda net bir fikir vermezken, son Karabükspor maçını izleyen bazı arkadaşlarımız “negatif” bazı arkadaşlarımız, daha “pozitif” yorumlarda bulunmuşlar… Elbette gönlümüz daha “pozitif” yorum yapan arkadaşlarımızdan ve onların düşüncelerinden yana…
Aksini söyleyen çarpılır.
***
Konyaspor bu ligde ne yapar, ne yapmaz? İşte bu soruya kimse net bir cevap veremiyor… Bu soruya net bir cevap vermemek, sadece bir nedenden değil, birçok nedenden kaynaklı olabilir…
Eğri oturup doğru konuşalım… Konyaspor’da kalitenin artması, takımın başarılı olması, bir anlamda şehrin yöneticileri, şehrin kanaat önderleri, kulübün yöneticileri, taraftarları, şehrin medyası ve en son teknik adamların ve futbolcuların kalitesinin artması ve çoğalması ile orantılıdır…
Bunların olmadığı bir yerde başarı istemek ne kadar doğru, onun da tartışılması gerekir… Elbette yukarıda saydıklarım, “he” deyince olacak şeyler değil… Ama, bir yerden de başlamak gerekmez mi?
Mesela kombine biletlerden.
***
Dilim varmıyor söylemeye, ama sanki şehir, Konyaspor’u istemiyor gibi…
Şehirde heyecan yok…
Şehirde yaprak kıpırdamıyor…
Şehirde Konyaspor konusunda yangın çıkaran yok…
Konyaspor, adeta “kaderine terkedilmiş virane” gibi…
“Konyaspor bu şehrin dünya’ya açılan penceresi” değilmiş… Konyaspor bu şehrin “vizyon”u ya da “misyon”u değilmiş… Anladım ki, Konyaspor ne “iktidar” ne de “muktedir” olanların umurunda bile değil…
Dolayısıyla, meseleye sadece “temaşa” gözüyle bakanların sayısal çoğunluğu, diğerlerine oranla baskın çıktığı sürece, şehrin kulübü “asansör” takım olmaktan ya da bazılarının reklam aracı olmaktan öteye gidemeyecek…
Şu soru cevabını bulmalı; Konyaspor, bu şehir için araç mı, amaç mı?
İşte bütün mesele bu.
***
Ziya Hoca’nın, transferlerle, çalışmalarla ve Bursaspor maçıyla ilgili yaptığı değerlendirme toplantısının satır aralarında önemli mesajlar vardı… Örneğin, “Burada 2 milyon nüfuslu Konya'yı ve dünya’da bulunan bütün Konyalıları temsil ediyoruz. Onların gurur duyacağı, sahadaki mücadelesinden zevk alacağı, sportif başarılarıyla da kendilerine mutluluk yaşatacak bir takım olacağız” demiş…
Benim için önemli sözler…
Doğan, sıfırdan bir takım kurmalarına rağmen, takım olma adına önemli mesafeler katettiklerini, bunun da kendilerini mutlu ettiğini söylemiş… Ve “Futbolda babamı tanımam” diyerek de oyuncu grubuna ince ince mesajlar göndermiş…
Hoca’nın bu değerlendirmelerinden benim çıkardığım sonuç şu; Konyaspor ilk haftalarda belki sıkıntı çekebilir, bu anlamda da insanların sabırlı olması, sabırlı olurken de takıma destek vermesi gerektiğinin altını çizmiş…
Ve Konyaspor’un bir sistem takımı olacağını, dolayısıyla transfer edilen oyuncuların da bu sistemin birer parçası olacağına dikkat çekmiş Ziya Doğan… Anladığım kadarıyla sisteme dayalı bir oyuncu topluluğu ile lig oynayacak Konyaspor…
Oyuncuya göre mi sistem mi, sisteme göre oyuncu mu, Konyaspor’u başarıya taşıyacak, bunu bekleyip göreceğiz… Ama, Ziya Doğan, “sisteme göre oyuncu” diyorsa da, kendisine saygı duymak lazım… Mutlaka bir bildiği vardır…
Sonuç olarak, tabela iyi gittiği müddetçe ne oyuncuya göre sistem, ne sisteme göre oyuncu, hepsi tribünlere “vız” gelir “tırız” gider… Aksini düşünmek bile istemiyorum.