Yedinci Deva
(Deva, ilaç manasına gelir.) Yedinci ilaç: Selefi Salih’in* biyografisini yani hal tercümesini / hayat hikâyesini mütalaa etmek ve incelemektir. Muhakkak onların tercüme-i hâllerinde, kıssalarında ve hayat hikâyelerinde temiz akıl sahipleri için alınması gereken birçok ibret vardır.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Sana peygamberlerin hayatlarıyla ilgili bilgilerden bazı önemli kısımları, kalbini onlarla yatıştırmak, onlarla pekiştirmek için hikâye ediyoruz. Önemli kısımların her türlüsünü sana anlatıyoruz ve daha anlatacağız. Bunda, (yani bu sürede) de sana hak geldi. Anlaşmazlık ihtimali olmayan hakikatin kendisi geldi. Aynı zamanda müminler için bir bir mev’iza ve muhtıra (yani bir öğüt ve ibret niteliğindeki bilgiler) geldi” (1).
Allah’ın veli kulların, dostların, nebilerin, resullerin, salih kimselerin, şühedanın ve diğerlerin kıssaları / hayat hikâyeleri kalbi yatıştırır ve ona iyileşme ve istikameti miras bırakır. Zira Allah, kim ilim ve basiretle kavmin biyografisini mütalaa eder ve incelerse onun kalbini diriltir ve gidişatını ıslah eder; özellikle, hassaten Nebi Muhammed (s.a.v.)’in biyografisini/ hal tercümesini / hayat hikâyesini mütalaa eden kimsenin gidişatını ıslah eder. Çünkü O’nun hal tercümesi, imanı kuvvetlendiren, kalp ve iç âlemi ıslah eden şeylerin en büyüğüdür.
………
* Selefi Salih kavramının sözlük manası, bütün ameli güzel olan öncekiler. Sülefaü kavramının manası ise dedeler, atalar. Bunlar, yukarıda ifade edildiği gibi, resuller, nebiler, salih kişiler, şüheda ve diğer güzel amel işleyen manevi liderlerdir.
Olgun ve kalkınmış bir millet oluşturmak için bunların biyografileri bir plan ve proje dâhilinde mütalaa edilip ilk, orta ve yüksek öğretimde disipline edilmiş bir şekilde okutulması şarttır.. Çünkü Fatiha Süresi’nde şöyle buyrulur:
“Bize doğru yolu göster” (2).
“Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların (yani Yahudilerin) ve sapmışların (yani ehlisalibin /Hıristiyanların) yolunu değil” (3).
Müfessirler, kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin, şu ayet-i kerimede geçen kimseler olduğunu ifade etmektedirler:
“Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (4)
Kaynaklar:
1. Hûd:120
2. Fatiha:6
3. Fatiha. 7
4. Nisa: 69
Kitabın Adı: Salahu’lkulûp, S: 42,43; Halid Bin Abdullah bin Muhammed Elmuslıh,Dâru’l vatan linneşr- Riyad. (Söz konusu eser Arapçadır.)
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Sana peygamberlerin hayatlarıyla ilgili bilgilerden bazı önemli kısımları, kalbini onlarla yatıştırmak, onlarla pekiştirmek için hikâye ediyoruz. Önemli kısımların her türlüsünü sana anlatıyoruz ve daha anlatacağız. Bunda, (yani bu sürede) de sana hak geldi. Anlaşmazlık ihtimali olmayan hakikatin kendisi geldi. Aynı zamanda müminler için bir bir mev’iza ve muhtıra (yani bir öğüt ve ibret niteliğindeki bilgiler) geldi” (1).
Allah’ın veli kulların, dostların, nebilerin, resullerin, salih kimselerin, şühedanın ve diğerlerin kıssaları / hayat hikâyeleri kalbi yatıştırır ve ona iyileşme ve istikameti miras bırakır. Zira Allah, kim ilim ve basiretle kavmin biyografisini mütalaa eder ve incelerse onun kalbini diriltir ve gidişatını ıslah eder; özellikle, hassaten Nebi Muhammed (s.a.v.)’in biyografisini/ hal tercümesini / hayat hikâyesini mütalaa eden kimsenin gidişatını ıslah eder. Çünkü O’nun hal tercümesi, imanı kuvvetlendiren, kalp ve iç âlemi ıslah eden şeylerin en büyüğüdür.
………
* Selefi Salih kavramının sözlük manası, bütün ameli güzel olan öncekiler. Sülefaü kavramının manası ise dedeler, atalar. Bunlar, yukarıda ifade edildiği gibi, resuller, nebiler, salih kişiler, şüheda ve diğer güzel amel işleyen manevi liderlerdir.
Olgun ve kalkınmış bir millet oluşturmak için bunların biyografileri bir plan ve proje dâhilinde mütalaa edilip ilk, orta ve yüksek öğretimde disipline edilmiş bir şekilde okutulması şarttır.. Çünkü Fatiha Süresi’nde şöyle buyrulur:
“Bize doğru yolu göster” (2).
“Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların (yani Yahudilerin) ve sapmışların (yani ehlisalibin /Hıristiyanların) yolunu değil” (3).
Müfessirler, kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin, şu ayet-i kerimede geçen kimseler olduğunu ifade etmektedirler:
“Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (4)
Kaynaklar:
1. Hûd:120
2. Fatiha:6
3. Fatiha. 7
4. Nisa: 69
Kitabın Adı: Salahu’lkulûp, S: 42,43; Halid Bin Abdullah bin Muhammed Elmuslıh,Dâru’l vatan linneşr- Riyad. (Söz konusu eser Arapçadır.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.