Yazıcı ve Karababa
İP MESELESİ
Sevgili Cihat Yazıcı “Diyecektim ki” başlıklı yazısında, “TSYD ile benim aramda da
ipler zaten çoktaan kopmuştu.
Yöneticileri bana hakkını helal etmesin.
Ben de helal etmiyorum”demiş…
Eyvallah…
Kabul…
Ama bir şeyi atlamış sevgili Cihat Yazıcı…
Aramızda ip yoktu ki, kopsun…
Olmayan ip için “kopmuş” demesi bana çok manasız geldi…
Ve hak meselesi…
“Hakkımı helal etmiyorum”diye de eklemiş…
Hakkı da yoktu zaten…
Kendisini aramızda “yok” saydığı gibi…
Virgül.
xxx
İSMET KARABABA
Sevgili İsmet Karababa aradı…
Çok üzgün olduğunu da konuşmasının satır aralarında ekledi…
Ben de üzülmüştüm…
O sözlerin fair-play ödülü almış bir insanın dudaklarından döküldüğü iddialarına…
Seçim kazanma ya da koltuk sevdası için bazı sözler söylediği çalınmıştı kulağıma…
Dünkü yazımda da bundan sözetmiş ve “İsmet Karababa’nın çıkıp erkekçe bunları açıklaması lazım” demiştim…
Ve eklemiştim…
“Eğer böyle bir laf etmişse de, aldığı fair-play ödüllerini götürsün çöpe atsın”diye…
Selam kelam faslından sonra sözlerine “Yazmadan önce keşke beni arasaydın, ben asla böyle bir laf etmedim, bu dedikoduyu çıkaranları da Allah’a havale ediyorum” diyerek başladı…
Ve devam etti…
“Seçim kaybederiz, kazanırız, bunlar doğaldır, ama insanlara çamur atarak, asla oy peşinde koşmayız. Çünkü, ömrünü fair-play’a adamış bir insan olarak, kendimle ters düşmem”diyerek de sözlerini noktaladı İsmet Karababa…
Ben sadece bir hakkı teslim etmek için yazma gereği duydum…
Söylemiş ise hesabını Allah’a versin, söylememiş, uydurmuşlar ise günahını almışlar.
