Yarın Berat Kandili
Bizi on bir ayın sultânı olan Ramazan ayına yaklaştıran günler bir bir tükeniyor. İşte on beş gün sonra Ramazan ayına kavuşuyoruz inşaALLAH. Peki, ama Ramazan’a hazır mıyız? Kul için çokça mağfiret yağan ay Recep ayını tükettik şimdi de Şaban ayının ortasına geldik. Ömür takvimleri nasıl da bir kuş gibi uçup gidiyor. Şaban Rasûlümüzün ayı, ay sonunda inşaALLAH O aleyhissalâtu vesselâm’ın şefaatine erişiriz. Şaban ayının ortasına ki Berat gecesine yarın akşam inşaALLAH erişeceğiz. Şimdiden siz değerli okurlarımızın ve tüm İslam âleminin bu önemli kandilini kutluyor ve duâlarda buluşalım diyoruz efendim.
Berat Kandili güzel dînimizde kutsal sayılan önemli gecelerimizden birisidir. Şaban ayının 14. gecesini 15. geceye bağlayan günde ihya edilir. Böylesi özel günler Müslümanlarca ahretimizi güzelleştirmek adına sevapların bolca ihsan edildiği fırsat günleridir. Değerlendirmesini bilene ne mutlu! Berat gecesi ilk defa Osmanlı İmparatorluğu zamânında II.Selim devrinde minârelerde kandil yakılması sebebiyle kandil adını almıştır. Yoksa biz ‘Berat Gecesi’ diye anarız bu kutsî geceyi. Berat=Temizlenme, günahlardan arınma anlamına geldiğinden bu geceye ‘Rahmet Gecesi’ de denir. Bu rahmetten istifâde eden kazanca geçen kişiler ne nasipli kişilerdir! Hepimiz müminler olarak bu eşsiz güzelliklerin yağdığı güzel anlardan faydalanmayı diler ve isteriz.
Berat Gecesi Kadir Gecesi’nden sonra en değerli gecelerimizden biridir. Belki de bu mübârek gece kutsal kitâbımızda: "Açık olan ve gerçeği açıklayan bu kitaba yemin ederim ki, biz onu kutlu bir gecede indirdik. Çünkü Biz haktan yüz çevirenleri uyarırız. O, öyle bir gecedir ki her hikmetli iş, tarafımızdan bir emir ile o zaman yazılıp belirlenir." (1) Âyetleriyle anlatılan gecedir. Yine belki bu gece; “Her gecenin son üçte birinde dünya semâsına inerek, ‘Kim bana duâ eder, duâsını kabul edeyim, kim benden dilek diler, dilediğini vereyim, kim bana istiğfar eder, onu bağışlayayım?’ buyuran Rabb’imizin, Kelboğulları'nın koyunlarındaki tüylerin sayısından daha çok insanı affettiği bağışlanma gecesi.’dir. (2) Günahların çokça, bolca mağfiret edildiği bu gece bâzı âlimlerimizin buyurduğu kıblenin Kudüs’teki Mescid’i Aksâ’dan Mekke’i Mükerreme’ye çevrildiği bir mübârek gecedir dedikleri de olur. Ve yine bu gece için bir yıl içinde olacak olan bütün önemli olaylar; doğumlar, ölümler, rızıklar, zenginlikler, fakirlikler Berat Gecesi’nde defterlere yazılıp görevli meleklere aktarılır. Hatta Hacca gidecekler bile bu gece tespit edilir, denir.
Dîni kaynaklarımızda Berat Gecesi'nde beş önemli hadisenin varlığından söz edilir: 1- Her önemli işin bu gece hikmetli bir şekilde ayrımı ve seçimi yapılır. 2- Bu gece yapılan ibâdetin (kılınan namazların, okunan Kur'an'ların, yapılan duâ, tövbe ve istiğfarların, gündüzünde tutulan oruçların fazileti çok büyüktür. 3- Bu gece ilâhi ihsan, feyiz ve bereketle dopdolu bir gecedir. 4- Bu gece mağfiret gecesidir. 5- Peygamberimize şefaat hakkının tamâmı bu gece verilmiştir.
O halde bu geceyi nasıl değerlendirmek icâp eder?
İki cihânın muhteşem şahsiyeti Peygamber aleyhisselâm’ın bu geceye farklı bir ehemmiyet verip onu ihyâya özen göstermiştir. O aleyhissalâtu vesselam bu hususta şöyle buyururlar; ‘Şaban ayının ortasında gece ibâdet ediniz, gündüzde oruç tutunuz. Yüce Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semâsına tecelli eder rahmetiyle yansır. Ve tan yeri ağarıncaya kadar: Yok mu benden af dileyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen onu rızıklandırayım. Yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet vereyim. Yok mu şunu isteyen, bunu isteyen vereyim.’ Diye buyurur. (3) Hatta öyle ki İslam âlimlerinden bu geceyi affedilenlerin sayısının çokluğundan ötürü ‘Af Gecesi’ ‘Kurtuluş Gecesi’ ‘Tevbe Gecesi’ diye nitelendirenler olmuştur.
Müminlerin annesi Hz. Aişe (ra) vâlidemiz Peygamberimizin bu geceye ait özel bir hatırâsını şöyle anlatır; “Peygamberimiz bir gece kalktı, namaz kıldı. Namazda secdeyi o kadar uzattı ki, secdede vefat etti, sandım. Elimle ayağına hafifçe dokundum. Kımıldadı. Sevindim. Yerime döndüm. O uzun secdesinde şöyle duâ ediyordu: 'Allâhım! Azâbından affına, gazâbından rızâna sığınıyor, senden yine sana sığınıyorum. Şânın yücedir. Sana yaptığım övgüyü, senin kendi zâtına yaptığın övgüye denk bulmuyorum. Sana gereği gibi hamt etmekten âcizim.' Biraz sonra başını kaldırdı ve bana bu gece hangi gecedir Aişe biliyor musun? Diye sordu. Ben Allah ve O'nun Peygamberi daha iyi bilir dedim. O şöyle anlattı: ‘Bu gece şabanın on beşinci gecesidir. Yüce Allah bu gece af dileyenleri bağışlar. Merhamet isteyenlere merhamet eder. İçini nefret ve kin bürümüş olanı ise hâline bırakır.” (4)
Bu geceyi kazâ ve nafile namazlar kılarak, hem kendimize, aile efrâdımıza ve İslam âlemine bol bol duâlar ederek, işlenen günahlar için tövbe edip samimâne bir şekilde, gözyaşlarıyla affedilmeyi isteyebiliriz. Kırgınlıkları unutup eş, dost, akraba, konu komşuya sevgiyle, şefkatle sarılmalı, gün tebrik edilmelidir. Yine ihmal edilen fakir fukarâya, ihtiyaç sâhiplerine yardım elini uzatarak günü değerlendirebiliriz.
Bu çok özel ‘Berat günü ve gecesi’nde cennet sanki yalnızca bize hazırlanmış gibi ona girmeye gayret edelim. Cehennemde sanki yalnızca bizim için hazırlanmış gibi ondan kaçacak amelleri çokça işleyelim inşaALLAH. Duâ edebiliyorsak, demek ki rahmet kapıları henüz bize kapanmamış demektir. Haydi, hep birlikte yönelelim O Kâdiri Mutlak’ın kapısına…
Nice hayırlı kandillere efendim….
Kaynaklar:
1- Duhan, 2-5
2- İbni Mâce, İkâme 191
3- Timîzi, Savm, 39
4- Münzirî, Et-Tergip ve’t-Terhib, 2/119
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.